English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turkish → French / [ Z ] / Zg

Zg translate French

15,137 parallel translation
Karını kurtarmaya çalıştın ama başaramadın ve şimdi de bütün dünyaya kızgınsın öyle mi?
Alors vous avez essayé de sauver votre femme, sans succès, et maintenant vous le faites pour le monde?
Danny biriyle konuştuğum için gerçekten kızgın mısın bana?
T'es fâché contre moi parce que je parle à quelqu'un?
Hâlâ kızgınım.
Je suis encore fâché.
Bu sabah burada, salonda olmalıydı ama gelmeyince hâlâ kızgın olduğunu düşündüm.
Il était supposé être ici ce matin au gymnase avec nous. Mais... quand il ne s'est pas montré, j'ai supposé qu'il était toujours en colère.
- Pastırma olayı yüzünden hala kızgın sanırım.
Je pense qu'elle est encore un peu contrarié - Sur le tout de bacon.
Çok kızgındım. Ama Cindy'yle birbirimize sımsıkı tutunduk ve şu an bu durumdayız.
J'étais tellement en colère... mais Cindy et moi, nous nous sommes soutenus l'un, l'autre, et depuis, nous avons eu
Geyler size baya kızgın.
Les gays sont vraiment en colère contre vous.
Kötü haber, kızgın bir şekilde cupcake dükkanınızı protesto ediyorlar.
Mauvaise nouvelle : ils manifestent violemment devant votre boutique.
NBC "Peter Pan" den beri bu kadar kızgın gey grubu görmemiştim.
Je n'avais pas vu autant de gays en colère depuis Peter Pan sur NBC.
Max, artık normal insanlar da bize kızgın.
Maintenant les hétéros aussi sont en colère contre nous.
Kızgın olmak için çok nedenin var.
Tu as de bonnes raisons d'être en colère.
Bütün gününü babanla geçirdikten sonra birazcık kızgın olmanı beklerdim.
Je vous aurais imaginé un peu plus... exaspéré après une journée entière avec votre père.
Kızgınsın ve kızmakta haklısın ama bilmiyordum.
Tu es en colère. Tu as toutes les raisons de l'être, mais je savais pas.
Ben burada kızgın adamla konuşuyorum.
- Shh, shh, shh, shh, shh. Je parle à Colère là bas.
Tamam kızgın, al bakalım.
D'accord, voilà.
Neden bu kadar kızgın olduğumu bilmiyorum.
Je ne sais pas pourquoi je suis si en colère.
Pilgrim şapkaları kalmadı diye kızgınsın.
Tu es triste car ils n'avaient plus de chapeau de pèlerin.
Belki babama karşı neden bu kadar kızgın olduğunu anlamamı sağlarsın. Ama bana neden düşmanınmışım gibi davrandığını anlamak beni aşıyor.
Je peux comprendre pourquoi tu es en colère contre père, mais je ne comprends pas pourquoi tu agis si hostilement envers moi.
% 30 ihtimalle bugünü cuma sanıyordur ama olsun. Hâlâ kızgın mısın bana?
Il y a 30 % de chance qu'elle pense que c'est vendredi, mais quand même.
- Phil bana kızgın da.
Phil est fâché contre moi.
Belki de pek yanında olmadığın için kızgındır sana.
Mais il t'en veut surement de ne pas être là.
- Bana kızgın değil misin yani?
- Tu ne m'en veux pas?
Belki de kızgın olan biri değildir.
Peut-être pas quelqu'un en colère.
Bonnie, eğer ayık kalmak istiyorsan ve dünyada suçluluk, utanç ve kızgınlık duymadan yaşamak istiyorsan yaptıklarının sorumluluğunu almak zorundasın.
Bonnie, si tu veux rester sobre et marcher sans culpabilité, ni honte, ni ressentiment, tu dois prendre la responsabilité de tes actions.
Yani Syd'e kızgın olmanız için çok nedeniniz vardı.
Donc, vous avez beaucoup de raisons pourquoi vous seriez peut-être mal réel au Syd.
Kızgın sihirbaz tweetleri inanılmaz.
Ces tweets magicien en colère sont fantastiques.
Kızgın değilim.
Je ne le suis pas.
Yani yaklaşık altı saat önce kızgındım.
J'étais fâché il y a six heures.
Hâlâ kızgınsın değil mi?
Toujours fâché?
Cüzdanını çaldığım için hâlâ kızgın mısın?
Tu n'es pas... tu n'es plus colère pour le vol de ton portefeuille?
Bu yüzden bana kızgın olduğunu biliyorum.
Je sais qu'il est en furieux pour ça.
Tamam, peki kızgın Mike?
Et Mike le colérique?
Şehirde bu elemana kızgın bir ton insan var.
Un tas d'habitants ont une dent contre lui...
Kızgın hissediyorum.
Je me sens... furieuse.
Ben de kızgın hissediyorum, çünkü Jane seçeneğim olmadığının farkına varmıyor.
Et je me sens furieux que Jane ne réalise pas que je n'avais pas le choix.
Öyle bir ifade verdiği için yeğenine kızgın mısın?
Donc, vous ne reprochez pas à votre neveu d'avoir fait ces aveux?
Hafızamı kaybetmedim. Ama Mimi artık bana kızgın değil.
Gael, je sais que tu es gay.
Aynen, senin için çok endişelendi, kızgın olduğunu bile unuttu.
Je ne suis pas amnésique. Mais Mimi n'est plus fâchée avec moi.
Hiç de öyle olmaz, ama eninde sonunda sana kızgın olduğunu hatırlayacak.
Mimi réalise que je ne suis pas digne d'elle. Ça n'arrivera jamais, mais à un moment, elle se souviendra être fâchée avec toi.
Çok kızgındı.
Il était furieux.
Sana kızgın değilim, senin için endişeliyim.
je ne suis pas en colère. je suis inquiète pour toi.
Tanrım, kızgınken bile güzelsin.
T'es jolie quand t'as les boules.
Yarı korkak, yarı kızgın hissedenler için bir kelime var mı?
Il y a un mot pour "mi-effrayé, mi-fâché"?
Belki de yanlış kızı seçtiği için asi meleğe kızgınsındır.
- Peut être êtes vous contrarié car cette ange rebelle n'a pas choisi la bonne fille.
Nasıl kızgın olduğuma inanmıyorum.
Je suis tellement furieuse.
Ve ona çok kızgındım.
J'étais furieuse après elle.
Hayatlarımızı kurallara göre yaşıyoruz be bazı kurallar gerçekten yapmayı çok istediğimiz şeyleri engelliyor en derin tutkularımıza, isteklerimize karşı çıkıyor bacaklarımızın arasında kızgın suları topluyor.
Nous vivons avec toutes ces règles..... et certaines d'entre elles nous empêchent de faire ce qu'on veut. ... entrainant nos envies les plus profondes à être réprimées alors qu'elles allument un feu sauvage entre nos jambes!
- Hâlâ kızgın mısın?
Tu es encore fâchée?
- Feci şekilde kızgınım.
- Il me fout en rogne, ce merdeux!
Açıkça Duran'i hakladı. Sadece kızgın değil, aynı zamanda kafası da karışık.
Non seulement il a réussi à énerver Durán, mais il a réussi aussi à le déstabiliser.
Hâlâ bana kızgın mısın?
Tu es toujours en colère avec moi?

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]