English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turkish → French / [ Z ] / Zifirî

Zifirî translate French

244 parallel translation
Bu zifiri karanlıkta beklemek sonra biri gelsin ve beni enselesin.
C'est tout? Attendre de me faire coincer?
Fili zifiri karanlıkta hem de sisli havada saldırtan nedir?
Pourquoi le dur pachyderme a-t-il si dur le derme?
Üzgünüm, çok üzgünüm millet. Nöbeti devraldığımda zifiri karanlıktı. Hiçbir şey göremiyordum.
Je suis désolé, je suis vraiment désolé quand j'ai relevé Kovac, on ne voyait pas à deux pas, c'était le noir complet.
"Ne var ki büyük ızdıraplar ve korkunç elemle zifiri karanlıklara gömülmüş olacaklar."
Je ne vois que souffrance et obscurité... nuit et angoisse. La vie des exclus n'est qu'une obscurité dense.
Burası zifiri karanlık.
Je n'y vois rien.
Eve yalnız yürümeye korkuyorum. Dışarısı zifiri karanlık.
J'ai trop peur pour partir seule.
Gece zifiri karanlık, dolunay var, çıt çıkmıyor.
La nuit est noire, pleine lune, silence complet.
Bilinçaltı zifiri karanlıktır.
L'inconscient est noir comme l'encre.
Boo ancak geceleri herkes uykudayken zifiri karanlıkta dışarı çıkıyor.
Boo ne sort que la nuit quand t'es endormi et qu'il fait tout noir.
Dışarısı zifiri karanlık.
Attention!
Themonitus, ben küçük bir çocukken, gizli bir korkum vardı. Karanlık çöktüğü zaman,... bir daha hiç kalkmayacak zannederdim. Ama hayatlarımızı zifiri karanlıkta yaşadıktan sonra bunun küçücük bir korku olduğunu anlıyorum şimdi.
Quand j'étais enfant Timonides, je craignais en mon for intérieur que la nuit dure éternellement... que nous soyons contraints de vivre dans une obscurité totale.
# Sonra bir patlama olmuş # # Fenerlerden biri kırılmıştı # # Ve bütün bar zifiri karanlığa gömülmüştü #
Soudain, dans un grand fracas une lanterne explosa... et tout entier le bar fut plongé dans le noir.
Hayır, zifiri karanlık.
Non. Il fait trop sombre.
Dışarısı zifiri karanlık.
On ne verra pas grand chose. Il fait déjà nuit.
Yapma bunu. Zifiri karanlık dışarısı.
Il fait nuit noire dehors.
Zifiri karanlık.
Il fait nuit.
Tek bir ses yoktu ve içerisi zifiri karanlıktı.
Pas un bruit, et le noir.
Zifiri karanlık yahu burası.
C'est pire que le sauna, ici.
Kaçıp zifiri karanlık bir arka sokakta saklanmayı başarmış.
Elle s'était réfugiée dans une ruelle obscure.
- Gördüğünüz gibi, zifiri karanlıktı... ve ben yarı uykudaydım, uyku ilacı almıştım çünkü camın kırılması ve alarm beni korkutmuştu
Il faisait nuit noire et j'étais à moitié endormie à cause du somnifère. J'ai entendu la vitre se briser et l'alarme et j'ai saisi mon pistolet.
Burası zifiri karanlık.
Papa, tu es dans le noir?
Adamların siyah kuşak sahibi olabilir ama yoluma çıkarlarsa görecekleri son şey zifiri karanlık olur.
Vos gens sont peut-être ceintures noires mais s'ils se mettent dans mon chemin... ils finiront noirs et bleus ou sur le carreau.
Önce zifiri karanlıkta ne olduğunu anlayamadım ve dedim ki : "Pardon, biraz yüksek sesle konuşman lazım."
J'avais du mal à distinguer dans l'obscurité et j'ai dit : "Désolé, parlez plus fort."
Aşağısı zifiri karanlık.
C'est noir comme de la mélasse.
Ve sonunda, onları buldum. Kapkara ve korkunç bir diyarda, tıpkı her şeyi içine alan, gecenin zifiri karanlığı gibiydi.
Et j'ai fini par les trouver dans un endroit sombre et terrible... tel un morceau de nuit qui n'aurait jamais été éclairé.
Zifiri karanlıkta görünmez, biliyorsunuz.
Je ne peux pas voir dans le noir.
Zifiri karanlık, ha?
Il fait noir dehors, hein?
O zaman dünya zifiri karanlık olur.
C'est quand le monde s'enténèbre au point que les mains vont à tâtons alentour
Her neyse, karanlıktı. Zifiri karanlık.
Il faisait nuit noire.
Benim aciz beynim iflas etti. Zifiri karanlıktayım.
Mon pauvre cerveau faillit.
Zifiri karanlıktı.
Il faisait si noir.
Ancak bir tek tanrıya yarar! Durur o kendi ışıltısı içinde. Fakat zifiri karanlığı getirdi bize Ve ancak size yarar gündüz ve gece.
Dieu, dans la lumière éternelle, a, pour nous autres, créé les ténèbres, et pour vous, le jour et la nuit.
Gece ve zifiri karanlık 10 puan için, kaşifler güneşin doğması için ne kadar beklemek zorundadırlar?
Il fait nuit noire à l'extérieur. Pour dix points, dans combien de temps se lèvera le soleil?
Burası zifiri karanlık.
Ce qu'il fait noir! Tiens, j'y vois!
- Zifiri karanlık.
- L'obscurité.
Zifiri karanlık.
Très noir.
İnanıyorum ki zifiri karanlıktaki bir yerde bir mum yanıyor
Quand dans le ciel tout bleu s'allume un jour nouveau, je crois en toi
Zifiri karanlık!
On n'y voit rien.
Bu deyişin anlamı Güneş doğmadan ortalık zifiri karanlıktır demektir.
Elle signifie qu'avant l'aube, pendant un certain laps de temps, l'obscurité est dense.
Gece yarısı kadar, zifiri karanlık kadar kara, en iğrenç cadıdan daha kara.
Noir comme la nuit, noir comme la poix... plus noir que la plus immonde des sorcières.
Tamamen zifiri bir karanlıktan bahsediyorum.
C'était le noir absolu.
Zifiri karanlıktı ve hava buz gibiydi.
II faisait vraiment sombre et froid.
Ve gazeteleri getirdiğinde hiçbir şey görmediğini, havanın zifiri karanlık olduğunu söylemişti.
Il avait apporté des journaux, et disait qu'il n'avait rien vu. Il ne pouvait rien voir, il faisait noir.
Zifiri karanlık olacak... Burnumun ucunu bile göremeyeceğim.
Or il fera nuit.
Hatırlar mısın..... geceleri, gölette hava zifiri karanlıkken hokey oynardın.. .. ta ki baban seni çağırana kadar.
Tu jouais sur Ies mares jusqu'au soir, jusqu'à ce que ton père t'appelle.
Zifiri karanlık. Her yanım karanlıkla sarılıydı.
L'obscurité d'un puits, elle m'entourait de tous côtés.
Zifiri karanlık, net göremiyorum!
J'ignore s'ils sont des nôtres ou pas.
Aysız bir geceydi, zifiri karanlıktı derken sisin içinden midesi kendinden büyük bir canavar geldi.
C'était une nuit sans lune, noire comme de l'encre, quand soudain dans la brume arrive une bête mi-homme, mi-estomac.
Bu ceset, zifiri karanlıkta, en yakın kasabaya kilometrelerce uzakta karayoluna terk edilmiş durumda bulunmuş.
Celui-ci a été découvert sur le bord d'une autoroute déserte, À des kilomètres de la ville la plus proche, par une nuit très noire.
Aynı bunun gibi bir geceydi. Zifiri karanlık.
Par une nuit semblable, une nuit d'encre.
Dışarısı zifiri karanlık! Bu gerçek dışı!
On croirait qu'il fait nuit!

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]