Zimbabwe translate French
99 parallel translation
Zimbabve'de bir bakkal dükkanım var mı mesela?
Peut-être que j'ai une supérette au Zimbabwe?
O şu anda Zimbabwe'de.
Là, elle est au Zimbabwe.
Sandra ile Zimbabwe'de olmak da aynı.
Autant être au Zimbabwe avec Sandra.
- Zimbabwe nasıldı?
Alors, le Zimbabwe?
- Zimbabwe'ydi.
- Le Zimbabwe!
Gerzek erkek arkadaşımla Zimbabwe'ye gittik ve ayrıldık.
J'y suis allé avec mon branleur de copain. Mon ex...
Ah, Zimbabwe.
Ah, le Zimbabwe.
Ya Zimbabwe'deki izdiham?
Et cette bousculade au Zimbabwe?
Ona şu güzel tokaları taktırtdım ve Zimbabwe'ye giden arkadaşının getirdiği küpeleri.
Je lui avais fait mettre ce joli pull en poils... et les boucles d'oreille qu'une copine lui avait ramenées du Zimbabwe.
Bu çeki'Belçika'ya İncil'kampanyasına bağışlayacağım.
Je vais don de ce chèque aux missionnaires du Zimbabwe.
Kaptan Zimbabwe vav-vav-vav'ını dinlemek istemiyor.
Mettez ça. Le commandant ne veut pas entendre ce truc du Zimbabwe.
Ya Zimbabwe'nin başkentini?
Et la capitale du Zimbabwe?
Hayır, bazı uzak arazi, Zimbabve ya da bir şey gibi bulunmaktadır.
Non, il est à Pétaouchnock, au Zimbabwe ou un truc du genre.
Zimbabwe, Botswana, Matobo.
Du Zimbabwe, du Botswana et du Matobo.
Yönetimsel Tahminler'in Kurucusu ve Genel Müdürü. Merkezi Zimbawde'de bulunan çokuluslu bir şirket.
Fondateur et PDG d'Executive Projections, une multinationale basée au Zimbabwe.
- Hükümet, Zimbabwe'deki isyan için sizin planınızı kullanınca, bu şehirde önemli bir insan oldunuz.
quand l'administration a utilisé votre plan... pour l'insurrection au Zimbabwe,... vous êtes devenue quelqu'un d'important dans cette ville.
Artık Zimbabwe diyoruz, değil mi?
On ne dit pas "Zimbabwe", de nos jours?
- Zimbabwe'de mi doğdun?
- Tu es né au Zimbabwe?
Japonya, Yeni Zelanda, Zimbabwe ve Londra'ya gönderdik.
Japon, Nouvelle-Zélande, Zimbabwe, Londres.
Demek istediğim, bu hayalet dün Zimbabwe taraflarında olabilir
Ce fantôme aurait pu être hier au Zimbabwe, pour ce qu'on en sait.
Barış gönüllüleriyle Zimbabwe'de kamp yapıyordu.
Elle flânait au Zimbabwe dans les Corps de la Paix.
Dinle dostum, burası Amerika, kahrolası Zimbabwe değil.
On est en Amérique, putain, pas au Zimbabwe. Zimbabwe?
- Zimbabwe mi? Lanet, Karayipli sürtük.
Je viens des Caraïbes.
Bunlar Arjantin'den Zimbabwe'ye kadar dünyadaki bütün lacivert pasaportlar.
Encore une fois, ceux-ci représentent chaque passeport bleu foncé dans le monde de l'Argentine au Zimbabwe.
Bedenim Zimbabve'de doğdu ama ruhum Afrika'ya ait.
Mon esprit est né en Afrique mais mon corps est né au Zimbabwe.
Cuma sabahı Zimbabve'ye gidiyorum.
Vendredi je pars pour le Zimbabwe.
New York İnsan Hakları dergisindeki makaleye göre Kenya'da her yedi kişiden birinde Zimbabwe'de ise her dört kişiden birinde AIDS veya HIV olduğu gözlemlenmiş.
Au Kenya, une personne sur sept est atteinte du VIH ou du SIDA. Au Zimbabwe, une personne sur quatre est malade, selon un article du New York Human Rights Law Review.
Angola'ya bak. Mozambik'e bak. Zimbabve'ye bak.
Regarde l'Angola, le Mozambique, le Zimbabwe!
Burası, Zimbabwe ve Şarm El Şeyh, Mısır.
Le nôtre, le Zimbabwe, et l'Égypte.
Doğal kaynaklar elde ettikleri Zimbabwe'den sepetle.
Les sortir du Zimbabwe où ils obtiennent des matières premières.
eee bir savaşla ilgili, galiba Darfur'daydı ya da Zimbabwe veya Ruanda, bunlardan biri işte.
J'ai vu des images d'une guerre, au Darfour, je pense. Ou peut-être au Zimbabwe ou au Rwanda, un de ceux-là.
Zimbabve'ye geri dön, evlat.
- Retourne au Zimbabwe!
Danni! Zimbabve ile ilgili son beş seneye ait tüm istihbarat kayıtlarını istiyorum.
Trouve-moi tous les contacts du MI6 avec le Zimbabwe ces cinq dernières années.
Komutanım, Zimbabve'ye ait tüm MI6 kayıtlarını getirdim.
Les rapports du MI6 sur nos sources au Zimbabwe.
Zimbabve'deki yöneticileri bağlamak hiç de zor olmadı, öyle değil mi?
- Vous aussi. pour traiter avec le Zimbabwe.
Sanki Zimbabwe'de yaşıyoruz.
On se croirait au Zimbabwe.
Bu Japon kotlarını Zimbabwe'den getiriyoruz.
On vient de recevoir ces jeans japonais du Zimbabwe.
Zimbabwe Japonya'da değil ki.
Le Zimbabwe n'est même pas au Japon.
Zimbabwe'ye doğru helikopterle giderken tanıdık birini gördüğümü sandım.
J'étais en hélicoptère au Zimbabwe quand j'ai cru voir une connaissance.
Elbette değil. Zimbabwe'deydin.
Bien sûr, t'étais au Zimbabwe.
Zimbabwe'nin ulusal çiçeğidir.
C'est la fleur nationale du Zimbabwe.
Gazete, yüzü sayesinde, başkent Harare'de MRI cihazı bağışladığını söylüyor.
Les journaux racontent que tu es allé à Harare ( capitale du Zimbabwe ) pour la donation d'un IRM,
Tek yanlış hareketimde, Zimbabwe!
Un faux mouvement, Zimbabwe!
Bob Zimbabwe'yi bestelemişti.
Bob avait composé Zimbabwe.
"Zimbabwe'yi eziyorlar."
"Un écrase le Zimbabwe."
"Zimbabwe'i kurtaracağım."
"J'irai libérer le Zimbabwe."
Bob Marley bunu kendi üzerine aldı ve Londra'dan Zimbabwe'ye materyel yolladı.
Bob Marley a pris sur ses propres deniers et il a envoyé du matériel de Londres au Zimbabwe.
Ben Robert Gabriel Mugabe, Başbakan olarak Zimbabwe halkının iyiliğini sadakatle gözeteceğime yemin ederim.
Moi, Robert Gabriel Mugabe, je fais le serment de servir loyalement les intérêts du Zimbabwe en tant que Premier ministre.
Zimbabwe doğdu.
Le Zimbabwe est né.
Zimbabwe'de bu ilk defa oluyordu.
C'était la première fois qu'au Zimbabwe, on entendait ça.
Robert Bioko. Zimbabwe Kültür ve Sanat Bakanı.
Ministre de l'Art du Zimbabwe.