English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turkish → French / [ Z ] / Ziyaretime

Ziyaretime translate French

350 parallel translation
- Mutlaka ziyaretime gelmelisin.
Je compte sur votre visite.
Yalnızlığımda ziyaretime gelmen ne incelik.
C'est gentil de ta part de venir briser ma solitude.
Sandalyesinden hiddetle kalkan ve topuklarıyla halıda izler bırakan biri bir şeylere şiddetle karşı çıkıyordur ve Amiral'in canı, basının eleştirileri yüzünden de bir hayli sıkılmış tabi benim fuzuli ziyaretime de bir hayli içerlemiş.
Un homme qui se lève et plante ses talons dans le sol marque son opposition. L'amiral étant touché par les critiques de la presse, - c'est sûrement lui.
Sık sık ziyaretime gelinmez.
J'ai peu de visites.
Ziyaretime yeterince sık gelmiyorsunuz.
Vous vous faites trop rare.
Ben de senede bir, onları ziyaretime çağırıyorum.
Chaque année, pour mon anniversaire, je les convoque.
Ne iyi ettin de ziyaretime geldin.
Tu es gentil de venir me voir.
Bu bile ziyaretime değdi.
Ça a rendu ma visite très agréable.
Uluslararası seçkin kişiler ziyaretime gelirlerdi.
L'élite internationale me rendait visite.
İlk başta her gün ziyaretime gelip başımı döndürüyor ve sonra hiç birşey.
Il venait me voir matin et soir au point de m'en tourner la tête. Et puis, plus rien.
Bu histeri bitince ailenle beraber ziyaretime geleceksiniz.
Quand cette folie sera passée, tu viendras me voir avec ta famille.
Karım da hiç ziyaretime gelmedi.
Ma femme ne me rendait jamais visite.
Sonunda ziyaretime gelmeyi kabul ettiğiniz için çok mutluyum.
Je suis ravie que tu m " aies enfin rendu visite.
Eşim ziyaretime gelmiş, zavallı kadın.
J'ai eu la visite de ma femme, la pauvre...
Cortina ziyaretime anlam kattınız.
Cortina devient si excitant quand vous y êtes.
- Cathy hâlâ ziyaretime gelmedi mi?
- Cathy est venue me voir?
Ziyaretime gelecek misin?
Vous viendrez me rendre visite?
Belki bir gün ziyaretime gelir bir dağ lalesi koparırsın ve beni düşünürsün.
Si tu passes un jour par là, cueille une anémone et pense à moi.
Eliza ziyaretime geldi, onu gördüğüme çok memnun oldum.
Elle est venue me trouver et j'en suis ravie.
Burada kimse ziyaretime gelmedi.
Moi, j'ai pas eu une seule visite.
Bu gece bir sinyorita ziyaretime gelecek.
J'ai rencontré une señorita, elle vient ce soir.
Niye ziyaretime gelmedin o zaman?
Eh bien pourquoi tu n'es pas venue me voir?
Ziyaretime kimse gelecek mi?
On va venir me voir?
Amerikalı'nın adamları ziyaretime geldi de.
Les hommes de l'Américain m'ont rendu visite.
Çünkü biz ikiziz ve bugün bizim doğum günümüz ve benim ziyaretime gelebilir ama geri dönmesi gerektiğini biliyor ve bu yüzden çok kötü hissediyor.
Nous sommes jumelles et aujourd'hui, c'est notre anniversaire. Elle sait qu'elle ne peut jamais rester très longtemps... et ça la rend très malheureuse.
Dayın John... ziyaretime geldi.
Ton oncle John est passé me voir.
Çok iyi bir arkadaşımdır. Bana karşı hep çok tatlı ve kibar davrandı. Hapisteyken her gün ziyaretime geldi.
Voici une amie qui venait me voir chaque jour.
Sonra, Jean-Pierre Ramon vardı. Sonra, Charles-Touriski Bourbon vardı. Sonra, Kuzeni ispanyanın müstakbel kralı olacak bir prens olan Juan Carlos da her gün ziyaretime geldi.
Venaient aussi le prince Chatorisky-Bourbon, cousin du futur roi d'Espagne :
"Hapisteyken ziyaretime gelenler listesi" nden... nasibini alan Nina da aslında... Barones Van Pallandt idi.
- Nina - ce "morceau de choix" dans la liste de ses visiteurs, est la baronne Van Palland...
"... tâki karanlığın ortasından, ani bir ışık ziyaretime gelene kadar. "
Jusqu'à ce que, au milieu de cette obscurité, la lumière m'envahisse. "
- Bir ara ziyaretime gelir misiniz?
Viendrez-vous me voir?
"Ölüm meleği belki de çok yakında ziyaretime gelecek..."
L'ange de la mort m'apparaîtra sans doute bientôt.
Eski bir dostum şehir dışından ziyaretime gelmişti!
Ma tante a débarqué chez moi!
Fırsat buldukça ziyaretime gelir.
Elle me visite tout le temps.
Otelde ziyaretime geldiğinde kucak kucağa uyumuştuk.
Mais quand tu étais venue à l'hôtel, on avait dormi dans les bras l'un de l'autre.
- Grip olduğum zamanı ve bir kere bile ziyaretime gelmediğini anlattım. - O...
J'ai parlé de la fois où j'ai eu la grippe et où tu n'es pas venu me voir.
İki yıl önce, bir sabah o güne kadar, benim için tamamen bir yabancı olan Blessington adındaki bir adam ziyaretime geldi.
Un matin il y a deux ans j'ai reçu un homme s'appellant Blessington. Jusque là je ne l'avais jamais rencontré.
- Martha asla ziyaretime gelmiyor.
- Martha ne vient jamais me voir.
Gittikten sonra, ziyaretime gelirsin, değil mi?
d'accord?
Ziyaretime gelin ya da 665058'i arayarak bana ulaşın.
Churtin Heights. Venez me voir. Ou appelez-moi au 665 058.
Beni bir eve koyar ve Noel'de ziyaretime geldikleri için bana sinirlenirler.
Ils me mettraient à l'hospice et ça les ennuierait de venir à noël.
Önce ziyaretime gelmeyi bıraktın. Şimdi de mektuplarıma cevap yazmıyorsun.
Tu as arrêté tes visites, et là, tu ne réponds plus à mes lettres.
Çok daha iyiyim. Çok iyi bir hemşire ziyaretime geldi.
J'ai eu une bonne infirmière.
Sonra düşündüm de eğer cezamı çekeceksem, ziyaretime küçük bir paragöz gelsin.
Et puis je me suis dit... si je dois aller en taule, autant reprendre des forces.
Bu sabah, Leydi Yardly ziyaretime geldi.
J'ai eu le plaisir de rencontrer lady Yardly.
Hapisteyken ziyaretime geldi, ama bilemiyorum...
C'est vrai. Elle est venue me voir en prison et...
O adam buraya ziyaretime gelirse, onu sevdiğimi söyleyeceğim.
S'il vient quand je suis dans ce jardin, je lui avouerai mon amour.
Annem ziyaretime gelecek.
Ma mère vient me voir.
Bir gün ziyaretime gelin.
Venez me rendre visite.
Ziyaretime gelecektin, ben de seni hiç aklımdan çıkaramayacaktım.
Tu m'aurais rendu visite, j'aurais pensé à toi tout le temps.
Annemden bahsetmişken, ben oradayken neden hiç ziyaretime gelmedi?
Pourquoi n'est-elle jamais venue me voir?

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]