English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turkish → French / [ Z ] / Zorda

Zorda translate French

180 parallel translation
Fil bize söylemese de şansımız zorda zaten.
La poisse, on l'a. Pas besoin de lui. Je sais ce qui cloche.
Gelemem... gazete zorda! Başımızda bir iftira davası var!
Je ne peux pas, le journal risque un procès en diffamation!
Babam bana zorda kalan bayanı terk etmemeyi öğretti.
Mon père m'appris à ne pas quitter une femme en peine.
Başı zorda olmanın, arkadaşsız, her şeyden mahrum... isimsiz, yalnız olmanın... nasıl bir his olduğunu öğreneceğim.
Je ferai l'expérience de la pauvreté sans amis, sans carnet de chèques, sans identité... seul!
- Görünen çok zorda oldukları.
Ils sont dans le pétrin!
BANKALAR ZORDA ; İSYANLAR BAŞGÖSTERDİ
Faillites bancaires Émeutes
Zorlaştırdım mı? Zorda mısınız?
Votre droit?
Deneyebiliriz, ama zorda kalırsak desteğe ihtiyacımız olacak.
On peut essayer, mais il faudra nous soutenir si on est coincés.
Zorda kalınca neler neler yaparım.
Il y a d'autres choses que je fais aussi bien.
Biliyorum ama zorda kaldık.
On nous a mis des bâtons dans les roues.
Zorda kalmadıkça, bir adamı öldürebileceğimi sanmıyorum.
Je ne crois pas que je pourrais tuer un homme.
- Güzel söylüyorsun da seni zorda bırakıp kaçmak olmaz mı? - Ne dersin?
- Qu'en penses-tu?
Bir çok kez zorda kaldığımda bana yardımcı oldular
Ils m'ont tiré d'affaire plus d'une fois.
İhmalin yüzünden bir adam öldü ve ben zorda kaldım.
C'est votre négligence qui a entraîné sa mort.
Sende zorda kalınca birini öldürmedin mi?
N'as-tu pas tué aussi, tout à l'heure?
Zorda kalırsan onu çıplak gönder.
Envoyez McCoy nu s'il le faut.
Harry, seni asla zorda bırakmayacağımı biliyorsun.
Jamais je ne vous dénoncerais.
" Zorda olan bütçemizi iyice zora sokuyordu... buna daha fazla katlanamadım... bir parça iple onu boğdum... aynı gece onu aşağı kata indirdim... yaşlı adamın hastanede olduğunu biliyordum...
"Avec elle, les dettes s'accumulaient " et je ne pouvais plus le supporter. " Alors, je l'ai étranglée avec une corde
Zorda
Promis
Belki de hiç onla karşılaşmamışsındır, zorda olsa belki karşılaşırsın.
Tu ne les as peut-être jamais rencontrées, ou presque jamais, mais ce sont les seules qui comptent.
Eve gitsem bile, hayatları zaten zorda.
Et même? C'est assez dur pour eux comme ça.
Çok zorda kalırsam, o da belki.
Je me débrouillerai bien.
- Yaşımız büyük ama, arkadaş arayacak kadar zorda kalmadık.
On n'a pas besoin de compagnie. Attends.
Zorda kalan insanlara her zaman yardım ettiğini sanıyordum.
Je croyais que vous aidiez les gens dans le besoin.
Onu damarına sokamazsın. - Zorda kaldım mı, yapabilirim.
- Tu peux pas t'injecter ça!
Eğer zorda kalırsam, ona yardım etmediğini ve çimlerinde ölmesine izin verdiğini söylerim.
Faudra que je lui dise que tu l'as laissée crever sur ta pelouse.
Zorda kaldığın zaman dilini kullanıp kendini kurtarma yeteneğin var belli ki.
Vous êtes doté du don d'arnaqueur qui est de se tirer d'affaire en parlant bien.
Yaşam biçimi seçimlerini desteklerim ama zorda kalan biziz.
D'habitude, je soutiens ce genre d'initiative, mais cette fois, on court à la catastrophe.
Bil diye söylüyorum. Zorda kaldığım için buraya taşınmıyorum.
Tu sais, je reviens pas juste parce que je suis obligé.
Yani zorda da kaldım ama...
Je suis bien obligé, mais...
- Şimdi zorda olan benim, Lafitte.
- J'ai besoin d'aide, Lafitte.
Nasıl istersen. Ciddiyim, zorda kalırsan beni ara.
Comme vous voudrez, mais appelez-moi, si vous êtes débordé.
Zorda olsa o kapıdan adımını at.
fais-toi une place. tu ne sais pas t'imposer.
Bu iyi. Zorda olsa dersini aldın.
C'est pas grave, t'as retenue la leçon!
- Eğer kendini zorda hissedersen,...
Si vous êtes trop oppressée...
Çok iyi oynuyorsun. Zorda oynamak yetenek ister.
Il est connu pour sa difficulté.
Beni zorda yakaladığını sanıyordun, değil mi?
Tu croyais m'avoir, hein?
O akşam Charlotte'un evinde eşyaları açarken bazı şeyleri zorda olsa fark ediyorduk.
Chez Charlotte, on prenait lourdement conscience tout en rangeant légèrement.
Romalı lejyonerler zorda.
La vie n'est pas facile pour les légionnaires romains..
Başı zorda olan herkesin çağırdığı kişi olmak istedim.
Je voulais que tout le monde m'appelle à la rescousse.
Benim yüzümden zorda kaldın, değil mi?
Tu as traversé des moments difficiles à cause de moi, pas vrai?
Tanrıya şükran duymayı ve ona gösterilen şefkati zorda olsa anlamıştı.
Il savait à peine lequel exprimait le plus de gratitude à Dieu... et d'affection pour lui-même.
Sahibi zorda. Mt. Olympics'de hiçbir şey istemiyorum.
Mec, je veux pas d'une saloperie sur le Mt.
Bana kalırsa. Büyük Dörtlü zorda.
Les 4 caïds passent un sale quart d'heure.
Nina Hagen ve Klaus Nomi de manevi ebeveynleri oynabilirlerdi. ve Zoom'un oyuncuları zorda olan evlatlık çocukların korosu olabilir.
Nina Hagen et Klaus Nomi joueraient les parents adoptifs et la troupe de Zoom serait le chœur des enfants adoptés.
- Alışırsın. Ya zorda kalacaklar ya da yalakalık edecekler.
Ils sont froids ou faux culs.
Ben inanmıyorum çünkü evliliğinin zorda olduğunu biliyorum.
Je ne te crois pas parce que je sais que ton mariage bat de l'aile.
Ay biri daha var zorda.
Y a un autre, il est en difficulté.
Senin de işin zorda, değil mi?
Je sais que c'est pas évident pour vous.
Zorda olan şimdi benim.
J'y suis déjà.
Zorda mıyım?
- C'est chaud?

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]