Zordu translate French
1,840 parallel translation
Geçen son birkaç ay ikimiz içinde zordu.
Nous deux, on n'a pas eu la vie facile ces derniers mois.
Yani, işi son zamanlarda çok zordu. Bunu biliyorum.
Je sais qu'il travaillait dur, dernièrement.
İşi neden zordu?
Pourquoi travaillait-il tant?
- Hepimizinki zordu.
Comme nous tous.
- McGeyik için daha zordu bence.
Je crois que c'était particulièrement dur pour McGeek.
Burada kalmak onlar için çok zordu.
Rester ici était trop dur pour eux deux.
İkizlere gelince zaten çok zordu, fakat şimdi o da eklenince bir kat daha zor oldu.
Avec les jumeaux... c'était 2 au carré, ce qui fait 4, mais avec elle... C'est 3 au carré, ce qui fait 9.
Kazanmak zordu, sende... davayı kazanmak için ne gerekiyorsa yapacaktın.
C'était perdu d'avance. Alors, vous avez fait ce qu'il fallait pour boucler l'affaire.
Her dava iyi olduğu gibi bir oka darda zordu.
C'était de bons dossiers. C'était des dossiers difficiles.
Hikâyeni bitirmekten de mi zordu?
Plus dur que finir ce papier?
Yani, geçen ay çok zordu senin için, yani, annen, - -david, ve- - Ne hissettiğinle ilgili daha hassas olmalıydım.
Tu as perdu tellement de choses ces derniers mois, je veux dire, ta mère et David, et... j'aurais dû être plus attentif à tes sentiments.
Biliyorsun, bazı şeyler yaşadım, ve gerçekten çok zordu...
Tu sais, j'ai passé un cap c'etait super dur...
Ama bu kararı düşündüğümde, bunu çok düşündüm ve çok zordu,...
Mais que je me décidais, j'ai beaucoup réfléchi et je me suis dit,
Bu çok mu zordu?
C'était trop difficile?
Ama senden vazgeçmek ondan daha da zordu.
mais ça a été plus dur encore de t'abandonner.
Akademide öğrencilerin işi zordu.
La vie des étudiants de l'académie était dure.
Ama Turna'nın ki daha da zordu.
Mais celle de Grue l'était davantage.
Ve çok az yardımı oldu ve çok az daha iyi hissettim ama çok zordu.
Ça m'aidait un peu et je me sentais mieux, mais ça n'a pas été facile.
Her şey gerçekten çok zordu.
Je veux dire, tout le truc a été très difficile.
Ona katlanmaya çalıştım ama çok zordu.
J'ai essayé de me rapprocher mais c'était trop dur.
İşimi ve evimi kaybetmek benim için yeterince zordu, ve şimdi oğlumun ihtiyçalarını karşılayamanın utancı ile yaşamak zorundayım.
C'était assez dur de perdre mon boulot et notre maison. Maintenant, j'ai en plus la honte de ne pas subvenir à ses besoins.
Duygusal olarak zordu, ama tatmin ediciydi.
Dur sur le plan émotionnel, mais quelle satisfaction!
Ona inanmadım ama bilmiyorum, kabullenmek zordu bu yüzden Alice'in cep telefonunu aradım.
Ce n'est pas que je ne l'ai pas crue, mais... c'était dur à accepter, alors... j'ai appelé sur le portable d'Alice.
Hıçkıra hıçkıra ağlıyordu. Onu teselli etmek çok zordu.
Il sanglotait, il était inconsolable.
Palmerlar durumla pek de iyi başa çıkamıyorlardı. İşler çok kötüydü. Çok zordu.
Les Palmer n'arrivaient pas à s'en sortir à l'époque, ça allait mal, c'était vraiment dur pour eux.
- Bir saniyeliğine sakinleş. Biliyorum, bu bir kaç ay zordu, yeni bir bebek ve diğer şeyler. Bunu anlıyorum.
Les deux derniers mois ont été difficiles avec le bébé, mais selon Arnie, le baby-blues...
Elbette ki çok zordu, ama yeterince rahat ettim.
Ça a été difficile, mais ça s'est assez bien passé.
Oradaki şartlar çok zordu, özellikle de yağmurlu mevsimde.
On en bavait, surtout à la saison des pluies.
Tanrı'm zordu.
En fait, c'était... difficile!
Bugün bebek bakıcısı bulmak çok zordu.
J'ai eu du mal à trouver une baby-sitter.
Bu bizim için gerçekten çok zordu.
C'était très dur pour nous.
Bu gerçekten çok zordu değil mi?
J'ai tellement envie de te baiser que j'en ai mal.
Benim için iki kat daha zordu.
Doublement difficile pour moi.
Kalanları inceleyebilmek çok zordu fakat görülen o ki Ginger belli bazı...
Eh bien, il m'a été difficile d'examiner les restes, mais il semble que Ginger a subi certains...
Belirtmeliyim ki, çok zordu!
C'est vraiment difficile, vous savez.
İlk başlarda biraz zordu ama iyi ki de olmuş.
Ce fut un peu traumatisant, mais ce fut une bénédiction.
Sadece... benim için tüm bunlar çok zordu.
Ça a été tellement difficile pour moi.
- Şimdi, ne kadar zordu bu, ha?
C'était pas bien compliqué. Ecoutez...
Kıtalar arası uçuş çok zordu.
Le transcontinental était trop ambitieux.
Beklentilerini karşılamak çok zordu. Dayanması ölümdü, yani neredeyse, neredeyse gerçek değildi!
La barre était trop haute, c'était trop de pression.
Sen olmadan çocuklarla ilgilenmek zordu.
C'était dur avec les enfants, sans toi.
- Gerçek olduğuna inanmak zordu.
- C'est vrai.
Ben ve baban, sizi bunlardan uzakta tutmayı denedik ama bu çok zordu.
Ton père et moi, avons essayé si durement... de vous protéger de ça.
Hayvan barınağında bir haber yapıyordum. Ona karşı koymak çok zordu.
Je faisais un reportage à la SPA et j'ai pas pu résister.
Oldukça zordu.
- Si, c'était dur.
Bu yüzden ganimetinizi bulmak çok zordu.
C'est pourquoi le butin était si dur à trouver.
Ruhu için çok zordu.
Il a morflé aujourd'hui.
Yani, seni orada acı çekerken izlemek zordu.
J'ai eu du mal à te regarder souffrir sur scène.
Fakat Prenses Violet'i memnun edebilmek çok zordu.
Mais princesse Violet était dure à satisfaire.
İlk başta zordu ama şu an sorun yok.
Ce n'était pas... C'était difficile sur le coup... mais... maintenant ça va.
Evet, benim için zordu bir de ilişkisi olan bendim.
Je sais. C'était dur pour moi, et c'est moi qui le faisais.