Zsa translate French
407 parallel translation
Hırsızsa ne olmuş yani?
On ne tue pas un homme...
Evlenebileceğin türde bir kızsa eğer, ben arabuluculuk yapacağım.
Comment est-elle, cette geisha? Pour être amoureuse de toi, elle ne doit pas valoir grand-chose!
Eğer kızsa onu Sarı El'in kampından uzak tutmalıyız.
Si c'est une fille, on évitera qu'elle tombe dans les pattes de Main Jaune.
Sizin arabanızsa, plakası ne? Söyleyin!
Quel est le numéro de votre auto?
Düpedüz, arsızsa yüzsüzlük.
Son ignoble effronterie.
Eğer bir adam yalnızsa ve ihtiyacı olan şey -
Quand on se sent seul et qu'on a besoin...
- Üstelik de yalnızsa.
Seule.
Ne kadar kızsa da, benim "ratibi" olduğumu söylemesi yanlıştı.
Même fâché, il a eu tort... de me traiter de cuconrente...
- Sizin tayfanızsa mı?
- Votre équipage?
Yani, eğer çabaları anlamsızsa dünya da karanlık bir yerdir.
S'il ne peut être compris... le monde est bien triste.
- Bay Worthing eğer bu da bir başka şakanızsa, son derece yersiz. - Öyle değil! Büyük küstahlık.
Lorsqu'il paraîtra, j'espère que vous en commanderez un exemplaire.
Eğer imkansızsa benim için çok kötü olacak.
Si c'est impossible, tant pis.
Kalanlarınızsa kararınızı veremediniz. Ee?
Et les autres n'arrivent pas à se décider!
Bazılarınızsa durumun vahametini anlamaya çalışıyor, ama sık sık... durumun gerçekten ne ölçüde ciddi olduğunu soruyorsunuz.
Les autres comprennent la gravité de la situation... et s'en inquiètent sérieusement.
Eğer getirmek istediğin bir kızsa, ben sana borç veririm.
Si c'est pour ça, je peux t'en prêter.
Tüm bu insanlar tabloları temsil ediyor. Bazılarımızsa ilginç ya da canavarsı olarak geldik. Goya.
Ils représentent des personnages de Goya.
Bir kızın para yapabileceği bir sürü yol var, eğer vicdansızsa.
Une jolie fille peut en trouver, si elle n'a pas trop de scrupules.
Gıda bileşenin birazı bile eğer ki kararsızsa ölümcül bile olabiliyor.
Certains lots du nutriment, qui étaient instables, étaient mortels.
Bizim hakkımızsa almayarak aptallık etmiş oluruz.
Ce serait idiot de ne pas le prendre.
Bizim peder bana ne zaman kızsa, Andy hemen gelir, onun sinirini almasını bilirdi.
Et dès que mon vieux était fâché avec moi, Andy le faisait rire, et il oubliait tout.
Güzel bir kızsa getir.
Si la fille est mignonne, amène-la.
Özellikle de hoş, edepli bir genç kızsa.
Surtout quand on élève une jeune fille.
- Vardınızsa, kararı kim açıklayacak?
- Qui le prononcera? - L'accord est fait.
Hoş bir kızsa neden onunla evlenmiyorsun?
Epouse-la si c'est une bonne fille.
Babam hep derdi : kapı çalındığını duyunca o bir canidir de böylece, eğer bir hırsızsa memnun olursun.
"Quand t'entends sonner à la porte, dis-toi que c'est un assassin. Si c'est qu'un voleur, tu seras content".
Hayır, yani eğer Fransızsa o da olabilirdi galiba.
Mais la morte, si elle est Française... c'est peut-être elle.
Albert'e kadın Fransızsa belki de Martine'dir dedim.
J'ai suggéré à Albert que la morte était peut-être Martine.
En gurur duyduğumuz başarımızsa... kendi yaptığımız asansördü.
Notre plus haut fait fut la construction d'un ascenseur artisanal.
Ya da, eğer yalnızsa, bir şişe şarap.
Si on est seul, par une bouteille.
Miden rahatsızsa neden doktora gitmiyorsun?
Si tu as mal, pourquoi ne pas voir un docteur?
Çaldınızsa ne olmuş?
C'est ça, oui. C'est bien ça. Vous avez frappé, n'est-ce pas?
Eğer imkansızsa unut.
Il est impossible de vous oublier.
Eğer yalnızsa, neden bunu bana kendi söylemiyor?
Pourquoi ne me le dit-il pas directement?
Evde yalnızsa oraya gidiyorum.
Si elle est seule, j'y vais.
Komşularımızsa, hiç konuşmuyoruz onlarla.
Quant aux voisins, tu ne leur dis jamais rien.
Belkemiğine bir şey oldu kızsa bir sonraki trenle gitti.
Il s'est brisé la colonne vertébrale : elle a pris le train suivant.
Kızsa.... Kızın bir önemi yok.
La fille n'a aucune importance.
64.723.000 frankı kasadan almadınızsa, nasıl çaldınız?
Comment m'avez-vous vole.. .. 64 723 000 F sans toucher a la caisse?
Eğer bunun bir insan olması imkansızsa o zaman öldürmeye yol açan bir şey.
Si ça ne peut pas être humain, c'est quelque chose d'autre.
Burayı derli toplu tutmam gerek. Adam kararsızsa...
Dire qu'il faut que je garde cet endroit propre, un type réfléchit et je le perds.
Arayan çıtı pıtı Linka'mızsa... oyala. Ne demek istediğimi anladın, değil mi?
Si c'est Linka, gagnez du temps.
Kameramanımızsa, bilmiyorum.
Le caméraman est... Je ne sais pas.
Bayan Rumson, öteki bey kocanızsa Bay Rumson kim peki?
Mme Rumson, si l'autre monsieur est votre mari, qui est M. Rumson?
Bir yanınız siyah, diğer yanınızsa beyaz.
Vous êtes noir d'un côté et blanc de l'autre.
Eğer bu bir sakızsa, benim için demektir.
Le chewing-gum, je connais!
Ben Balkanlar'daydım, babanızsa Fransa'da.
J'étais dans les Balkans, votre père était en France.
Las Vegas, Nevada'da Zsa Zsa Gabor haftada 60.000 $ kazanacak. Ve bu eyaletteki öğretmen maaşı yıllık 6.000 $. Gerçekten iğrenç olan bu.
Zsa Zsa Gabor va toucher 60000 dollars par semaine á Las Vegas, dans le Nevada, et dans cet Etat, le salaire maximal des instituteurs est de 6000 dollars par an.
Tabii eğer, gerçekten sizin hizmetkarınızsa.
Au fait, c'est une femme de chambre?
İmkansızsa.
Alors, c'est impossible.
Anneniz her ne kadar kızsa da zararsızdır. Söylesenize.
Votre mère aboie mais ne mord pas.
Bay Mahoney, tabii bu gerçek adınızsa?
Mahoney, en supposant que c'est votre vrai nom...