English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turkish → French / [ Z ] / Zulay

Zulay translate French

87 parallel translation
Tabii, önce zulayı bulmam lazım.
Y a qu'à trouver le taureau.
Ben sana zulayı vereceğim, sen bunu adamım Reggie'ye ileteceksin, o da C Birimine götürecek.
Je vais te donner la dope, tu la donnes à mon pote Reggie, et il l'amènera au bloc C.
G.tveren, zulayı bastı, Sterling'i vurdu.
Le connard qui a volé la came a tiré sur Sterling.
Bubbles, geçen gece Barksdale'in zulayı... indirenin Anthony'nin kardeşi olduğunu söylüyor.
Selon Bubbles, Ie frère d'Anthony a pillé la planque de Barksdale, l'autre jour.
Zulayı soyan şerefsizler, paketi de buldular.
Des connards qui chopent un paquet comme ça.
Zulayı değiştirdiğimiz an onunla birlikte bazı kuvvetleri onu koruması için kullanırız.
Et à chaque fois qu'on bouge, faut qu'on soit toujours un peu plus prudents.
Birinin zulayı patlattılar geçen gün.
Ils ont vendu de la vraie merde l'autre jour.
Birincisi, sen onun zulayı patlattın.
Premièrement, vous lui avez piqué sa dope.
İndirilmesini ben söyledim. Çünkü sen benim zulayı bastın.
J'ai mis un contrat sur vous deux, mais vous, vous avez braqué ma planque.
Moon'dan aldığım zulayı [br] neredeyse bitirdim sayılır.
J'avais fourgué toute la dope chourée à Moon.
Omar zulayı yine bastı.
- Omar a nettoyé la planque.
Vincent Sokağı'na git, orada artık ana zulayı saklamıyorlar bile.
Ils se donnent même plus la peine de cacher la dope, dans Vincent Street.
Zulayı mı kaçırıyor?
C'était leur came?
Zulayı buldum!
J'ai trouvé une planque secrète.
Parası olan zulayı alır.
Ils ont les fafs, ils ont le paf.
Zulayı bulmadım ben. Tamam.
Je n'ai pas trouvé la cachette!
En sevdiğin ağabeyinin zulayı bulmasına yardımcı olabilecek misin?
D'accord, Jamie, tu peux aider ton frère préféré à trouver la cachette?
Aman Tanrım Steven, tüm zulayı mı? !
Quand même, Steven, toute la réserve?
- Bize zulayı göstersen iyi edersin.
- Tu ferais bien de montrer ta planque.
Kenard zulayı patlattı da ne demek?
Comment ça, Kenard a pris la came?
Zulayı buldun demek.
Vous avez trouvé la cachette?
Neden bu zulayı Cooter için almıyoruz. Onun kamyonunu anayolun başına götürürüz...
Un nouveau visage à Hazzard.
Bu haplar gibi eski bir zulayı çıkarır, piyasaya sürerler.
Ils déterrent une vieille planque, comme ces pilules Y2K, et se remettent en selle.
Mara, bir zulayı bile soyamazken boktan bir emanet firması için yapılmış bir sürü çalıntı çekle bankaya girebileceğimizi... -... sana düşündüren nedir?
Mara, si je peux même pas braquer une planque, comment j'entre dans une banque pour encaisser des chèques bloqués volés.
Bu zulayı ne yapacağız?
- Et pour la came?
Özel bir zulayı bulduk gibi.
On dirait que nous avons trouvé sa cachette.
O noktayı tanıyan birinin gidip zulayı alması için mükemmel bir an olur.
Parfait pour aller chercher sa planque quand on connaît le spot.
Dağcılar enkazı buldu, ama tüm zulayı bulamadılar.
Des alpinistes trouvent l'épave, mais pas toute la marchandise.
Hadi, şu zulayı patlatalım.
Tirons-nous de ce trou à rats.
Al parayı, ver zulayı.
Voici le cash, je m'arrache.
- Bana da en iyi zulayı bırak.
- Tu me laisse les meilleurs. - D'accord.
- Zulayı aldı mı?
- Il a la marchandise?
- Zulay.
- Zulay.
Zulay.
Zulay.
- İyi geceler Zulay.
- Bonne nuit, Zulay.
Zulay'ın arkadaşıyım.
Je suis l'ami de Zulay.
Evet, adı Zulay.
Oui. Zulay.
Hey, Zulay nerede, biliyor musun?
Sais-tu où est Zulay?
Zulay, bir rüya daha mı gördün?
Zulay, as-tu fait un autre rêve?
Ben ve Zulay, bütün parayı benim kazanmama yatırdık.
Zulay et moi, on a parié sur notre victoire.
Zulayı sen aldın.
- C'est toi qui as pris la came!
Rakibini öldürmüş ve zulayı almıştı.
Il avait tué la concurrence et volé la marchandise...
Zulayı bunlarla doldurdum abi.
J'en ai plein.
- Hayır! Dönüp zulayı bulmamı istedi.
Non, il m'a dit de rentrer et de trouver la planque.
Bakın, gizli zulayı bulmak konusunda bazı fikirlerim var.
J'ai quelques idées pour trouver la planque cachée.
Ama zulayı söylemek için seni aradım, değil mi?
Je t'ai pourtant appelée pour la planque, non?
- Ben yerini bile bilmiyordum. Tüm zulayı!
Je connais pas ta planque!
Zulayı bunun içine koydum ve şimdi elimi çıkaramıyorum.
J'ai la solution.
- Zula Jamie, sen zulayı nasıl
La cachette.
Zulayı buldun mu?
On met les autres de côté.
Zulayı bulmadım.
D'accord, d'accord.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]