Çalmak translate French
3,442 parallel translation
Bazen birine vurmak, polis arabası çalmak ya da birini öpmek geliyor içimden ve duyduğuma göre Glee kulübü geçmesine yardımcı oluyormuş.
J'ai des envies de baston, de vol de voiture de flic, d'embrasser une fille, et la chorale pourrait m'aider à les faire disparaître.
Üç göğüs uçlu erkek arkadaşımı çalmak haricinde mi?
À part essayer de me voler mon ex?
* Çünkü cazcı leylek çalmak üzereymiş kapımızı *
'Cause the bebop stork was about to arrive
Rayna, yarı dolu salonlarda çalmak istemediğini biliyorum ama şu anda olan bu.
Rayna, je sais que tu ne veux pas chanter devant des salles à demi-vides, et c'est ce que tu fais en ce moment.
Hayır. Plan yalnızca kapısını çalmak ve beni içeri almasıydı.
Le plan était que je frappe à la porte, et qu'il me laisse entrer.
Hollywood Bowl'da Ne-Yo'dan önce çalmak için teklif aldım.
Je viens d'avoir une offre pour la 1ère partie de Ne-Yo au Hollywood Bowl.
Dünya senin ününü çalmak için bekleyen ergen anneler ve Kardashian'larla dolu.
le monde est plein de mères ados et de Kardashian, qui n'attendent que de te voler la vedette.
Bir kaçağa yataklık etmek, adalete engel olmak, gizli bilgileri çalmak...
Vous avez déjà aidé un criminel et entravé la justice.
Birileri milyar dolarlık bir sistemin tek şemasını çalmak için yattığım adama ulaştı.
Ils ont demandé à l'homme avec qui... je couchais de voler les seules spécifications d'un système de plusieurs milliards de dollars.
Birkaç kavga, komşunun arabasını çalmak.
Quelques disputes, il a volé la voiture du voisin.
Köpeği çalmak için ufak bir suç işlediniz?
Vous avez commis un délit mineur pour voler un chien?
Max'in yazılımını çalmak için beni kullanıyormuş.
Il m'utilisait juste pour voler le programme de Max.
Bir çocuk casus, kolyeyi çalmak için gönderilmiş?
Un enfant espion, envoyé pour voler le collier?
- Bak, Bay Polis Memuru çalmak isteseydik kaybolduğunun farkına bile varmazdınız!
Écoutez, monsieur le policier, si on avait voulu le voler, vous l'auriez pas remarqué!
Telefon çalmak mı?
Vol de téléphone?
Ölü bir adamın telefonunu çalmak müthiş bir iş.
Beau travail d'avoir volé le téléphone du mort.
- Sana kapıyı çalmak konusunda ne demiştim?
Je ne vous ai pas dit de toujours frapper?
Bir daha hasta çalmak yok.
Plus de vols!
Fırlatma anahtarını çalmak neden?
Pourquoi voler la clé de tir?
Dostum, burada çalmak şöyle dursun, bu sokağa giremiyordum bile.
J'ai à peine pu venir ici encore moins pour jouer.
Milyonlar satan şarkılarım var ve sen, yine de burada çalmak için yeterince iyi olmadıklarını düşünüyorsun.
Ok, j'ai des chansons qui ont été multiplatinum, et vous ne pensez toujours pas qu'elle sont assez bonnes pour être jouée ici.
Burada çalmak için yeterince iyi olmadıklarını düşünmüyorum.
Ce n'est pas que je ne pense pas qu'elles sont assez bonnes pour ici.
Kim çöpten bir şey çalmak ister ki?
Que viendrait-on voler dans une décharge?
Parayı çalmak senin fikrin miydi?
Voler l'argent était votre idée?
Parayı çalmak için onun yardımına ihtiyacın vardı.
Oui, mais vous aviez besoin de lui pour que ça marche.
Küçük Tim'in koltuk değneklerini çalmak için mi buradasın?
Tu es là pour voler les béquilles du petit Tim?
Fırlatma anahtarını çalmak neden?
Pourquoi voler la clé de lancement?
Çakma polislerin dikkati dağınıkken biraz şeker çalmak ister misin?
Et si on volait des bonbons dans le dos des faux policiers?
Evet ama neden bunu çalmak için bir helikopter kullansın ki?
Mais pourquoi utiliser un hélicoptère pour voler ça?
O kadar ağır ne çalmak istemiş olabilir?
Qu'est-ce qu'il voulait voler de si lourd?
Yabancının biri bankadan 5000 çalmak için sana 20 bin mi teklif etti?
un étranger t'offre un forfait de 20 milles pour l'aider à faire un job qui ramène que 5000?
Bu çalmak sayılmaz.
Ce n'est pas du vol.
Belki de yiyecek çalmak için, soğutucu kısmını sabote etmiş olabilirler mi?
Ils ont peut être saboté l'unité de réfrigération ainsi la nourriture serait gâchée, tu sais?
Fisher, karaoke geceleri taze şakaları çalmak için en iyi yerlerdir dedi. * Oldu mu?
Fisher dit que les soirées amateurs sont les meilleurs endroits pour voler de nouvelles blagues.
Bıyığımı tıraş ettiğim makineyi de çalmak zorunda mıyız?
Faut vraiment voler mon rasoir?
Hep onun gibi çalmak istedim.
Je voulais sortir le même son que lui.
Sınav sorularını çalmak benim için yanlıştı.
C'était une erreur de ma part de vouloir voler l'examen.
Koltuğumu çalmak istiyor. Kaybetmedim.
Je n'ai pas perdu...
Biz bir şey çalmak için gidiyoruz.
Minute, je suis pas venue pour un cambriolage.
Belki sen biraz ilham verirsin uzun bir aradan sonra tekrar çello çalmak isteyen üzgün bir kadına?
Peut-être que tu as le fantasme d'aider une fille triste dans un pays lointain, qui joue du violoncelle.
Ve şimdi de babası için yazdığı orijinal besteyi çalmak için huzurlarınızda yedi yaşındaki Walter Burgundy.
Il va interpréter une composition qu'il a écrite pour son père. Voici Walter Burgundy, il a sept ans.
Şimdi bara onu on altı beatte çalmak istiyorum.
J'aimerais essayer maintenant la mesure à seize temps.
Buraya benimle pavyonlardan birinden çalmak için geldi.
Il était venu m'écouter jouer dans un bar.
Gider gitmez ilk yaptığımız onu çalmak olurdu. Um...
On la faisait sonner quand on arrivait la première fois.
Bu gücü, kendisinden çalmak isteyenlere karşı da kullanmıştı.
Ceux qui voulurent l'en délester y laissèrent la vie.
Bu ticaret sırlarını çalmak resmen.
C'est de l'espionnage industriel.
Edward, kapıyı sen çalmak ister misin?
Edward, tu veux cogner?
Ama kömür çalmak senin fikrindi, değil mi?
Mais c'était ton idée de voler le charbon, non?
Çalmak istediğiniz, o hadi oynuyor!
Alors, tu veux jouer? Alors jouons!
Siz beyler, eğer doğru yoldan giden, bazı kuzuları çalmak için buradaysanız defolun gidin buradan. Burada kuzu yok ki.
Il n'y a pas d'agneau ici.
Bir dakika bekle bir şey calmak...
Pour tout te dire, si, ça me regarde.