Çekirge translate French
380 parallel translation
- Yakında çekirge gibi üşüşürler.
- Un pire fléau que des criquets.
Çekirge mi?
Une sauterelle?
Üzgünüm ama, bir çekirge daha.
Désolé, une sauterelle de plus.
Dünyayı içindekilerle birlikte yese de doymayacak insanlar var. Tıpkı İncil'deki çekirge kıssası gibi.
Il y a des gens qui devorent la terre et tous ceux qui y vivent... comme les locustes dans la bible.
Çekirge gibi bir kaynaktan digerine atliyorsunuz, öyle mi
Ils sautent d'une concession à une autre comme des sauterelles, hein?
Aniden kabuğundan sıyrılan çekirge gibi hissediyorum.
Je me sens complètement libérée.
Beyler, ülkemize çekirge gibi geldiler, arkalarında bir şey bırakmadan, yiyecek veya sığınak.
Ils sont entrés chez nous comme une nuée de sauterelles. Sur cette terre ravagée...
Bir sefer daha yaparsam beni yakalarlar George çekirge 3 kere sıçramaz.
Parce que si je me fais choper encore une fois, je suis foutu.
Sana söylediğim o çekirge ve böcek yemlerinden verdin mi?
Tu lui as donné des grillons et des cafards, comme je t'ai dit?
Şimdi, yemeğini ye. Bay çekirge.
Mangez, M. Le criquet.
Sence general bekler mi? Adamları çekirge sürüsü gibi bizi silip süpürür.
Ses hommes nous envahiront comme des sauterelles.
Geçen sene buraları çekirge bastı.
Les sauterelles...
Çekirge mi?
Les sauterelles?
Çekirge masalı mı okuyacaksın bana?
Je sais à quoi m'en tenir.
Yeni bir tavşan ayağı aldım, birinci olan bir attan nal ve Frankie'nin verdiği uğurlu çekirge.
J'ai une nouvelle patte de lapin, un fer à cheval d'un gagnant du derby et le grillon porte-bonheur que Frankie m'a donné.
Lanet olası Madigan. Çekirge bu sefer zıplayamadı demek.
Ce satané Madigan devait bien se faire avoir un jour ou l'autre.
körüğü çekirge kanadından.
La capote est faite d'ailes de sauterelles.
İyi günler çekirge.
Bonjour, petit scarabée.
Çekirge!
Petit scarabée!
Fakat zehir kuşları da öldürünce, tavşan kadar kötü olan çekirge istilası ile sonuçlandı.
Mais ça tuait les oiseaux, ce qui a donné une invasion de sauterelles tout aussi nocive.
Git artık çekirge.
Pars à présent, petit scarabée.
Ne diyeyim çekirge?
Comment dois-je répondre, petit scarabée?
- Çekirge, masumiyetin o nasıl geri gelecek?
- Et ton innocence, petit scarabée... comment va-t-on te la rendre?
Çekirge, canını sıkan ne?
Petit Scarabée, qu'est-ce qui te peine?
Çekirge, taşın nereye gidiyor?
Où se dirige ton caillou, petit scarabée?
Çekirge, öncelikle kendi yolculuğunun başlangıcını ve sonunu öğren.
Petit scarabée, essaye de chercher le début et la fin de ton voyage.
" Çekirge sürüsü gibi üşüşmüş kasabanın başına
" Comme des sauterelles l'essaim,
Otlar yandı. Bir çekirge sıçradı.
La ronce fumait, le criquet polissonnait,
* Yaşadım iki buhran dönemini de * * Ve 7 tane toz fırtınalı kuraklık * * Sel, çekirge istilası ve hortum *
J'ai vécu deux dépressions et sept tempêtes de poussière des grandes sécheresses, des inondations, des invasions de criquets et des tornades mais je ne doute jamais que nous faisons tous partie de l'histoire.
* Yaşadım iki buhran dönemini de * * Ve 7 tane toz fırtınalı kuraklık * * Sel, çekirge istilası ve hortum *
J'ai vécu deux dépressions et sept tempêtes de poussière des grandes sécheresses, des inondations, des invasions de criquets et des tornades, mais je ne doute jamais que nous faisons tous partie de l'histoire.
Senin yüzünden gecikmiyorum, çekirge suratli.
Tu me retardes pas, tête de lard.
Çekirge sürüsüne karşı onun yardımına muhtaçlar. Ama belki bu sürü o çocuk yüzünden geliyor.
On a besoin de lui pour lutter contre les sauterelles... mais peut-être viennent-elles... à cause de ce garçon.
Sağanak bir yağmurla çok sayıda çekirge yumurtadan çıkınca bir araya toplanırlar.
Quand une grosse averse les fait surgir en grand nombre... elles se rapprochent.
Çekirge sürüsü zihniyeti.
Un but de sauterelle.
Ona İyi Çekirge demek istiyoruz.
Nous l'appelons la sauterelle inoffensive.
İyi çekirge mi?
Une sauterelle inoffensive?
O dedi ki İyi Çekirge...
Il disait... que la sauterelle inoffensive...
Korkunç bir sel felaketi! Çekirge istilası!
Il y a eu une inondation!
Bizi altı ay sonra ormanda çekirge ve yabani bal yerken bulacaklar.
Dans 6 mois, on nous trouvera en train d'errer dans les bois... vivant de locustes et de miel de fleurs sauvages.
- Dediğin gibi. Evet. - Hadi ama büyük çekirge!
...
Çekirge, günün birinde benim yerimi alacaksın.
Mon fils, tu vas prendre la relève.
- Bir çekirge kokteyli lütfen.
- Un Grasshopper, S.V.P.
Bazen çekirge pişirdiği oluyor da.
Parfois, il cuisine des sauterelles.
Bir çekirge!
Une sauterelle!
Haydi, Bayan Yeşil Çekirge, kayda geç kalacaksın.
Allez, Mlle Kate! Tu vas être en retard pour l'inscription.
Yeşil Çekirge...
Kate...
Çıngıraklı yılan, sincap sıçan, tat vermek için çekirge öyle şeyler. Evet.
Serpents à sonnette...
Çekirge!
Un criquet!
"Çekirge, çekirge nerede?"
Où est le criquet?
Demek bugün hiç çekirge görmedin.
On dirait une sauterelle en métal.
O benim elbisemin içine çekirge koydu.
Elle a mis des sauterelles dans ma robe!