English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turkish → French / [ Ç ] / Çekiyorum

Çekiyorum translate French

3,110 parallel translation
Çekiyorum çünkü çekmem gerek. Ve kimin beğendiği önemli değil.
Je le fais parce que j'aime, et peu importe qui les aime ou qui m'aime.
- Evet, pazar gününü iple çekiyorum.
273 ) } – J'ai hâte d'être à dimanche. – Moi aussi.
" Hey, sessizliği iple çekiyorum,
"Salut, toi qui cherche désespérément le silence"
Döneceği günü iple çekiyorum.
J'ai hâte qu'elle revienne.
Beni iyi dinle kızım. Acı çektiğini biliyorum ben de çekiyorum.
Écoute bien, je sais que tu souffres.
Beraber zaman harcayacağımız, en derin sırlarımızı paylaşacağımız ve birbirimize 7200 $ borç vereceğimiz anları iple çekiyorum.
Ouais. J'ai hate qu'on passe du temps tous les deux à partager nos plus grands secrets, se prete 7 200 $.
Hayır, bunda fazladan bir teker var bu yüzden arabanın yönünü ayarlamakta zorluk çekiyorum.
les voitures ont une roue en plus du coup je n'arrive pas à savoir quelle direction la voiture va prendre.
- Fişi çekiyorum.
C'est fini. Quoi?
Kavuşmayı iple çekiyorum. Getireceği cevapları da.
Je me languis de ces retrouvailles, et des réponses qu'elles apporteront.
Engelimden kurtulup Roma'ya dönmeyi iple çekiyorum.
J'ai hâte que les liens indésirables soient rompus, et que nous retournions à Rome.
Büyük bir şey çekiyorum oltayla!
J'en tiens un gros.
Büyük bir şey çekiyorum oltayla.
J'en tiens un gros.
Bütün eğlenceyi o yaşıyor, bütün pisliği ben çekiyorum.
Il a le droit d'avoir tout le fun qu'il veut et je dois avoir la merde.
Yaşlandığım için sırt ağrıları çekiyorum.
Et j'ai tous ces problèmes de dos parce que je vieillis tu sais.
- İple çekiyorum.
Je n'attends que ça.
Tamam. Kenara çekiyorum.
Je me gare.
Sanırım acı çekiyorum.
Je pense que je souffre.
Kesinlikle acı çekiyorum.
Oui. C'est sûr, je souffre.
Çok acı çekiyorum doktor.
J'ai vraiment mal en ce moment, doc.
Ve çok acı çekiyorum.
Et je souffre tellement.
Doğru. Çekiyorum. Çekiyorum.
C'est parti.
Pamela aramizdaki kan bagini ve babaliktan gelen haklarimi geri çekiyorum.
Pamela, Je renonce aux liens de notre sang et ma domination sur toi en tant que progéniture.
Film çekiyorum.
Je fais un film.
- Biraz baş ağrısı çekiyorum.
J'ai des maux de tête.
Nefes almakta güçlük çekiyorum.
J'ai quelques difficultés à respirer.
İşitme güçlüğü çekiyorum ama bana bakarak konuşulunca hemen hemen her şeyi anlıyorum, o yüzden sorun değil.
J'ai du mal à entendre, mais si tu me regardes, Je vais pratiquement tout comprendre, donc c'est bon.
Kendimi bildim bileli acı çekiyorum.
Je la subie depuis aussi longtemps que je me souvienne.
Evet, hala fotoğraflar çekiyorum.
Ouais, Je continue de prendre des photos.
Hemen yarısını geri çekiyorum efendim.
Je vais immédiatement récupérer l'autre moitié. C'est ma faute.
Tamam, bunu kabullenmekte zorluk çekiyorum.
Ok, j'ai un peu de mal à suivre là.
Çevremdeki herkesi aşağı çekiyorum.
Je détruis tout le monde autour de moi.
Hem yalnızlık çekiyorum hem de kulaklarım şişti.
J'ai l'oreille en chou-fleur de l'homme seul.
Hala o çöpte bulduğum düğün albümüne bakarak çekiyorum ama...
Je me branle toujours sur cet album de mariage que j'ai trouvé dans les poubelles, mais...
Şimdi sakıncası yoksa Helen bu kirli olaydan elimi ayağımı çekiyorum.
Maintenant, si tu permets, Helen, je me lave les mains de cette sale affaire.
Sarhoş değilken dilimi ağzımda tutmakla ilgili yeterince sıkıntı çekiyorum zaten.
J'ai déjà du mal à me taire même sobre.
- Sadece fotoğraf çekiyorum.
Je prends juste des photos.
Hemen çekiyorum arabayı.
On bouge tout de suite.
Evet, çok kuyruk acısı çekiyorum.
Ouais, je suis vraiment contrarié par ça.
Alışmakta zorluk çekiyorum bu duruma.
J'ai du mal à m'y faire.
Son partinin acısını dört senedir çekiyorum.
J'ai dû payer pour toutes tes fêtes pendant 4 ans.
Bu kadar kanın içinde görmekte zorluk çekiyorum.
Je peux pas voir avec le sang.
Endoskopik tedavi uygulayabilecekken hastayı neden açacağımı anlamakta güçlük çekiyorum.
J'ai du mal à comprendre pourquoi je l'opèrerais alors que je pourrais la traiter de façon endoscopique.
- Haritamın önünde fotoğrafınızı çekiyorum.
Je te prends en photo avec ma carte.
Önceden böbürlendiğin tek bir şey olmamasına inanmakta güçlük çekiyorum.
J'ai vraiment du mal à croire que vous n'aviez rien dont vous étiez fier, avant.
Ve senin nasıl bu kadar basit şekilde benimkini yok edebildiğini anlamakta güçlük çekiyorum.
Et je me bats pour comprendre comment tu avais pu si facilement détruire la mienne.
Görüşmeler sonucu ulaştığımız netice şudur ki bu savaşa eğilimle kültürlerin barış yapması mümkün değildir bu ve daha pek çok nedenden dolayı söylemek isterim ki barış görüşmelerine olan desteğimi resmi olarak geri çekiyorum.
Je suis parvenu à la conclusion que certaines cultures guerrières sont incapables de faire la paix. Pour cette raison, entre autres, je retire officiellement mon appui à ce traité.
- Hazırsan çekiyorum.
Dès que tu es prêt.
Ödülü geri çekiyorum.
Je retire la récompense.
Fotoğrafını çekiyorum.
Je prends une photo.
Şu anda Duluth'un az dışarısında yeni bir film çekiyorum.
Merci.
Korktuğum için kızgınım ve şu an düzgün düşünemiyorum çünkü biraz önce olanlar yüzünden çok acı çekiyorum! Kızgınım.
Je m'énerve.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]