Çite translate French
4,507 parallel translation
Bana bir kıyak geç. Lütfen kalkıp çite dön.
Levez vous, s'il vous plaît, face au grillage.
Fırtına diner dinmez, Caesar seni şehre bizzat geri götürecek.
Au premier signe de son trépas, Caesar lui même doit te revoir pour la sécurité des murs de la cité.
"Biri onu zorladı" dedi ve kim olduğunu sorunca,
"Quelqu'un a fait pression sur lui", Et quand je lui ai demandé qui, il a dit, je cite,
Bayan Cole senin "Benim çalışana ihtiyacım var, " anneye değil, " dediğini iddia ediyor.
Madame Cole prétend que vous avez dit, je cite : "J'ai besoin d'employés, pas de mères."
"Gölgeler şehrinde parlayan bir ışık."
"Une lumière brillante dans la cité des ombres".
* Semisonic'ten alıntı mı yaptın?
Tu as cité Semisonic?
Karım onun kapüşonlu bir şey giymesini istemiyor,.. ... onu sosyal konutlarda yaşayan varoş göçmenlerinden biri zannedecekler diye korkuyor.
Ma femme lui interdit les sweats à capuche parce qu'elle a peur qu'on le confonde avec les racailles de la cité Mjolnerparken.
Concord'da olan bir heyecanlı olay söyle.
Ouais, cite un truc excitant qui s'est passé à Concord.
Bu ilki, doktorlar ve hastalar aynı şeyi söylüyorlar değişik ve büyüleyici altın bir ışık.
Des patients et des docteurs ont déclaré avoir vu, je cite, "une lumière dorée étrange et magnifique."
Hayır, Harvey. Dokunulmazlar'dan alıntı yapmadım.
Non, Harvey, je n'ai pas cité Les Incorruptibles.
Bay Butler'ın dilekçesi evliliği feshetme nedenlerini ve kandırıldığı için bu evliliği yaptığını anlatıyor. Ve Bay Butler'ın evlilik feshetmesi dilekçesine karşılık sizin boşanma dilekçesi hazırladığınızı görüyorum.
La demande de M. Butler cite comme raison pour l'annulation qu'il est entré dans ce mariage dans des circonstances frauduleuses, et je vois qu'avant la demande de M. Butler pour annulation, vous avez rempli une demande de divorce.
Svend Age Saltum'un dün gece canlı yayında kendi ifadesiyle Dan ¡ markalı yetiştiricilerin.. ... pislik ürettiklerini söylemesinden beri Özgürlük partisi oldukça hareketli.
Le Parlement est en effervescence après que M. Saltum a déclaré à la télévision que la filière porcine produisait, je cite, de la merde.
Basın açıklamasında partimizin adı geçmeli ve komisyonu talep eden biz olduğumuza göre bunun da dile getirilmesini istiyoruz.
Notre nom sera cité devant la presse et il sera précisé que la commission, c'était notre idée. Et?
Urban Sözlük'e göre çıkışeks cinsel birleşmenin ortasında hızlı veya acele bir çıkış gerçekleştirip birleşmeyi erken bitirmek anlamına geliyor.
Selon Urban Dictionary, une sexit serait, je cite, "s'éclipser pensant l'acte sexuel ; " mettre fin prématurément à l'acte sexuel et se tirer.
Tebliğ edildin.
Tu as été cité à comparaître.
Dün "Playbook" ta adın geçmiş bakıyorum.
Je vois que vous avez été cité dans "Playbook" hier.
Diğer madencilerinkini bile yıkadı.
Elle a même fait la lessive des mineurs de la cité.
Tüm bir şehir kayıp mı oldu?
- Une cité entière a disparu?
Krypton numune şehrine entegre edileceksin. Ait olduğun yere.
Tu intégreras la cité spécimen de Krypton, la place qui te correspond.
Ennis'in babası intihar notunda kitabından bahsetmiş.
Le père d'Ennis a cité votre livre dans sa lettre de suicide.
Donna, sana da kahve aldık çünkü aynen şöyle demiştin...
Donna, on t'a pris du café, parce que tu as dit, et je cite :
Çevre Koruma Bakanlığı, yakın zamanda toprak örneklerimizi analiz etti ve belirttiklerine göre başarılı sonuç verdiğimizi "Asgari Standartlara Uydunuz" diyerek belirtmişler.
L'EPA ( protection environnement ) a examiné des échantillons de nos sols, et a déterminé qu'on a atteint, je cite, "les normes minimales acceptables."
Lanetlenmemiş bir kişi söyle.
Cite-moi une seule personne qui n'est pas maudite.
Hâlâ bilmek istiyorsan ben odayı terk ederim.
A être cité à comparaître, et détenu comme témoin important. Tu veux faire ce choix, je quitte la pièce.
"Canımı çıkardın. Yatağımı kırdın galiba."
Quinn a vu un texte sur son téléphone qui disait, et je cite,
Ulusal hava servisine göre, iş yerinizi - ki aynen aktarıyorum,... terkedip mor Bentley'inize binin..
Selon, le service national de météorologie, vous devez, et je cite, " quitter votre travail, prendre votre Bentley violette,
Beni ismimi çağırdılar.
Ils ont cité mon nom.
Eski kovboy filmi Kötü Adamların Şehri'nden.
Ça viens d'un vieux Western, La cité des tueurs.
Kötü Adamların Şehri.
La cité des tueurs.
Doğu Prospect, tren istasyonunun yanı.
À l'est de la cité, à côté de la gare.
Tek açıklama olarak, bugün konuştuğumuz bir bilim adamının sözlerini paylaşayım.
La réponse la plus précise que je puisse donner est de partager avec toi les mots d'un scientifique avec qui on a parlé aujourd'hui. Il nous a dit, et je cite "C'est un sans précédent..."
Beyaz Saray'ın açıklamasında şu cümleler yer alıyor... " Başkan, suçsuz bir Amerikan vatandaşına karşı düzenlenen bu barbarca saldırıyı esefle kınıyor.
La Maison Blanche a publié cette déclaration dans l'heure en disant, je cite, le Président déplore cet acte de barbarie commis contre un innocent américain.
Benden Senatör Caldwell'in gey kardeşine sahte bir eş bulmak için yaptığımız seçmelere dair bir yorumda bulunmamı istedi.
Rédacteur en chef du "Dish" de Washington. Il vient de me demander si je pouvais commenter les auditions que nous avons fait pour trouver une fausse femme, et je cite, "au frère gay du Sénateur Caldwell".
Neden benden istememişler?
Pourquoi ne suis-je pas cité?
Gazeteler kanunsuz kahraman için kedi gibi refleksleri olduğunu söylediğini yazmış.
Les journaux t'ont cité disant le justicier avait des réflexes de chat.
Joe bulalım diye arkada bıraktı. Kız o kitaptan alıntı yaptı.
Joe l'a laissé là pour nous, la fille l'a cité.
Belki de zanlı, Tanrı'nın onun değişmesi gerektiğiyle ilgili kitaptan alıntı yapanların tacizine uğradı.
Peut-être que le suspect subi l'abus de quelqu'un qui cite la volonté de Dieu qu'il devrait changer.
Profesör De Bats, Bay Segers'i şöyle tarif ettiniz tam alıntı yapıyorum "duygusal bir travma geçirmiş, zeki, normal bir insan."
Pr De Bats, vous décrivez M. Segers, je vous cite, comme un homme intelligent et ordinaire qui a subi un traumatisme émotionnel.
Hadi ama dostum benim lafımı bana satma.
Ne me cite pas mes propres citations.
Patricia tweet atmış... " Parkta şimdiye kadar gördüğüm en güzel meşe ağacını gördüm...
A 1h08, Patricia a tweeté, je cite " J'ai vu l'un des plus beaux chênes dans le parc.
Senin için "Paul Briggs'in çekiciliğine kapıldı" denilebilir mi?
Êtes-vous et je cite : "tombé sous l'emprise de l'agent Paul Briggs"?
Şehrin kötü taraflarında bir bar mesela. Ya da akıl hastanesi yakınlarında piknik. Fakir mahallelerde şarap tatma.
Un bar miteux dans un quartier louche... un pique-nique près d'un hôpital psychiatrique... une dégustation de vin dans une cité.
- "İnsanın kıçını değdirmeyeceği masalara layık..." olduğunu düşünüyor.
Et Alex pense que les centres de table de Jane sont, je cite des "centre du fessier de quelqu'un"
Şöyle diyor, aynen vasiyetten okuyorum.
Elle dit ici, je cite son testament :
Demokratlar, senatodaki onay görüşmelerinde Randall'ın geçmişini araştıracaklarını söylemişlerdi.
Les audiences de confirmation sont devenues une tribune pour les querelles partisanes, et si c'est ce que les démocrates entendaient par, je cite, "enquêter minutieusement,"
Dedi ki, burada alıntı yapacağım, "Marty ile daha çok oyun zamanı ver."
Je cite : "Il est impatient de continuer à tirer avec Marty."
Jane'ye senin değişinle Kuzey Kore'nin belki cesareti gelir diye yeraltı sığınağında yedek bir düğün bile planlattın. Ama mihrapta seninle kimin yürüyeceğini hiç düşünmedin mi?
Jane t'a planifié un mariage de secours dans un bunker souterrain juste au cas où la Corée du Nord, je te cite "ait les couilles", mais tu n'as jamais pensé à qui allait te conduire jusqu'à l'autel?
Bilimsel yollarla yapılmış istatistiklerden bahset.
Cite les statistiques de ton étude à double insu avec groupe témoin.
Dışarıda onu atlattığını söyledi.
Il m'a dit que vous l'avez laissé tomber en dehors de la cité.
Adınız başsavcılık için geçiyor.
Votre nom a été cité comme candidate au poste de procureur.
Franklin adından bahsetmişti.
Il a cité le nom de Franklin.