Çiçek mi translate French
344 parallel translation
Çiçek mi?
Quoi? Des fleurs?
Her yer çiçek mi?
Rien que des fleurs?
Sence o yaban bir çiçek mi?
- Je ne viens pas d'un jardin.
- Üç Çiçek Oteline. Üç Çiçek mi?
À l'Hôtel des Fleurs.
Kalp ve çiçek mi?
Que je te conte fleurette?
Çiçek mi? Ah, oğlum!
Oh, merci!
Çiçek mi? - Hayır, enginar.
Non... des blettes...
Bizden ne istiyorsun, çiçek mi yollayalım?
Et on devrait envoyer des fleurs?
Çiçek mi? Amma bayat. Bu yaklaşımla nereye varırsın ki?
Comment comptes-tu accélérer... avec des maniéres pareilles?
- Nedir bu, çiçek mi?
Qu'est-ce que c'est?
Kart ya da çiçek mi gönderirsiniz?
Une carte? Des fleurs?
Çiçek mi?
Des fleurs?
Çiçek mi?
Les fleurs?
çiçek mi?
Une fleur?
Sana biraz daha çiçek mi getirecek?
Apporter d'autres fleurs?
- Çiçek mi, yakışıklı?
Des fleurs, mon joli?
- Çiçek gönderdin mi?
Dès que j'ai su l'adresse.
Her Paskalya Bayramında mezarına çiçek bırakırız. - Öyle mi?
On met des fleurs sur sa tombe, avec papa.
Babam gibi yakışıklı bir adamın bize çiçek alması mükemmel değil mi?
N'est-ce pas parfait d'être avec un bel homme qui nous offre des fleurs?
Robert, koşup çiçek odasından, Bayan de Winter için bir yağmurluk getirirsin, değil mi?
Robert, un imperméable pour Mme de Winter.
Bir çiçekçi nadir bir çiçek bulduğunda, zafer narası atar, değil mi?
Le botaniste qui trouve une fleur rare crie au triomphe.
Çiçek yolladin mi?
Tu as envoyé les fleurs?
Bu kadar çiçek de nesi? Biri mi öldü?
- Qu'est-ce que c'est que toutes ces fleurs?
Çiçek tarhında ne gömülü olduğunu söyledi mi?
A-t-il dit ce qui était enterré dans la plate-bande? Oui.
Bir çiçek bile mi?
Pas même une fleur?
Çiçek toplamaya kır evine mi gittin?
les as-tu cueilli au chalet?
Nadide bir çiçek adı gibi, değil mi?
Un nom de fleur rare...
Gecenin bu saatinde sandviç yenir mi? D'Annunzio'nun kaplumbağasının çok çiçek yemekten öldüğünü biliyor muydunuz?
La tortue de d'Annunzio mourut d'indigestion d'orchidées.
Ayçiçeği de çiçek değil mi sonuçta?
Le tournesol, c'est une fleur, non?
Evet ama çiçek yetiştirirler. Değil mi?
Oui, mais pour les fleurs, n'est-ce pas?
Çiçek mi?
Chez un fleuriste?
Çantasında kırmızı bir çiçek mi olacak?
Une fleur rouge sur le sac? Pigé.
çiçek satarsın. Yoksa Pickering'le mi evlenirsin?
Ou vendre des fleurs ou épouser Pickering.
Şu çiçek olmuş koro kızlarına cidden yeniden katılmayacaksın, değil mi?
Tu as vraiment envie de rejoindre ta chorale?
Kimse siyah çiçek yollamaz, değil mi?
On n'envoie pas des fleurs noires.
Çiçek et yer mi be?
Comment une fleur mange-t-elle de la viande?
Çiçek onlar, hem ben senden... çiçekli hırkayı istemedim, değil mi?
Ce sont des fleurs, et je n'ai pas demandé celle avec des fleurs, non?
Burada çiçek yarışmasınajürilik mi yapıyorsun, Marlowe?
Vous faites partie du jury d'un concours de fleurs, Marlowe?
Ama siz de cenaze için çiçek arıyorsunuz zaten, değil mi?
Oui, mais c'est bien ça que vous m'avez demandé.
Burada çiçek yetişir mi?
Y a-t-il des fleurs ici?
- Sahi mi? Resim, buraya da resim. Makrome ve çiçek ve yerde güzel bir halı.
Imaginez des plantes tombantes, et un joli sol carrelé.
Çiçek gibi, değil mi?
- Elle est très belle, n'est-ce pas?
Benimle mi? Bizim tırmık çiçek açtığında belki.
Que le râteau fleurisse plutôt que ça.
Ona çiçek mi gönderdin?
- Que faisais-tu dans mon rêve?
Hatırlıyorsun, başka bir gündü... Yedi yaşında iken... Sen yardım ediyordun, Anneciğine bahçede çiçek dikerken değil mi?
Tu te souviens avoir pensé à tes sept ans, quand tu avais aidé ta maman à planter des fleurs.
Sonra ne olacak, çiçek mi açacak?
- Et être démasqué?
Boya, çiçek kolye ve bir bebek delil bulmak zorundayım tam isabet.Buldum işte uçak biletleri, biraz dikkatsizsin Owen, öyle değil mi?
De la gelée de poha, un leu et une poupée. Il faut des preuves. Bingo!
Gece çiçek Açanın Kalıntısı... evden bir koku. Fazlasıyla uyarıcı değil mi?
Depuis, je travaille sur une approche qui combinerait cybernétique et régénération.
Çiçek alacaktım. Hepsini mi?
Je veux des fleurs.
Çiçek kokusu gibisi yoktur, değil mi Hanım Anne?
Il n "y a rien de tel que l" odeur de fleurs fraîches. Tu ne trouves pas, Mère-soeur?
Portakal bahçemizin çiçek açışını bir kez daha gösterelim mi?
Nous allons lui offrir pour une fois encore, la vision de notre verger en fleurs.