English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turkish → French / [ Ç ] / Çorap

Çorap translate French

1,594 parallel translation
- Biraz geç kalktım. Bir çift çorap kaptım. İşe gelirken ancak yolun yarısında başkasının çoraplarını giydiğimi fark ettim.
Je me suis levé un peu tard, j'ai attrapé une paire de chaussettes et à mi-chemin j'ai réalisé qu'elles n'étaient pas à moi.
Belki çamaşırhaneye gittiğinde biri kazara bir çift çorap bırakmıştır. Kurutma makinesinde. Sonra da...
Et bien peut-être qu'à la laverie automatique, quelqu'un a laissé accidentellement une paire de chaussettes dans le sèche linge, et...
Ashley Morgan. "Ash" ya da "Üç Çorap" olarak tanınır.
Ashley Morgan, surnommé "Ash" ou "Trépied".
- Üç çorap mı?
"Trépied"?
Elimizde sadece dövmeli bir bacak, çorap ve bot var.
Tout ce que nous avons c'est une jambe tatouée, une chaussette et une botte.
Külotlu çorap mı, tanga mı giyiyor bence tanga...
Elle porte des collants ou un string? Moi je pense au string...
Beyaz pamuklu, muhtemelen çorap, ve mor ipek.
Du coton blanc, sûrement des chaussettes. Et de la soie pourpre.
Çorap. Çorap mı?
Des chaussettes.
Yatakta ki ıslak çorap.
Des chaussettes mouillées sur le lit.
Islak çorap mı?
Des chaussettes mouillées?
Her sabah bir çorap alır, onu bozuk paralarla doldurur ve bizi döverdi!
Chaque matin, il prenait ses chaussettes, les remplissait de pièces, et nous frappait avec!
Neden kapı tokmağına bir çorap asmadın? - Hiçbir işe yaramazdı.
Pourquoi t'as pas accroché une chaussette à la poignée?
Ally, canım bir çorap düşürmüşsün.
Ally, chérie... tu as fait tomber une chaussette.
Sadece yukarı çıkıp iş arkadaşlarıma veda edip birkaç çorap alacağım.
Je vais juste monter à l'étage et dire aurevoir à mes chers collègues et récupérer quelques chaussettes.
Bir çift çorap bile bırakmadılar bana. Sadece bir not.
Sans même laisser une paire de chaussettes, juste un mot.
Taş kalpli bir siyah çorap olduğumu düşünebilirsin ama bu kara yünlü derimin altında çıplak bir pembe ayak var.
Vous me prenez pour une chaussette noire sans coeur, mais sous cette carapace de laine sombre se cache un pied rose et nu.
Lanet olsun, bu bademlerin tadı eski çorap gibi.
Mon Dieu, ces petits-fours sont dégoûtants!
Ağzına bir çorap tıkmak için uygun bir yer. Prenses.
Ta bouche attire la sourdine.
Nessa, kurşun her dilde aynı sesi çıkarır, o yüzden içine bir çorap tık, seni inek!
Je vais te dire quelque chose,'Nessa. une balle a le même son dans toutes les langues. Alors ferme ta gueule, grosse vache!
- Çorap çekmecesinde.
Avec les chaussettes. Quoi?
Çorap çekmecesinde bunu bulamazdin.
Je n'ai pas ça dans mon tiroir.
Çorap doldurucular.
C'est pour les bas de Noël.
- Bir çift çorap alabilir miyim?
Tu peux me trouver des chaussettes?
Arkadan ilmikli mavi elbise. Bayat çay rengi taba külotlu çorap. Saç ağı da siyah pantolondan çıkmaması gereken Mikilere "bugün yaramazlık yok" diyor.
La blouse bleue avec un nœud dans le dos, les bas foncés, d'une vilaine couleur chair, le filet à cheveux, pour rappeler aux hommes qui restent chez eux, vêtus de serge noire :
Sıkıcı iş elbisesi ve çay rengi külotlu çorap onu belki yatıştırabilirdi. Tabii o sinir bozucu yağ damlası olmasaydı.
Mais une vieille blouse fadasse et des bas beigeâtres auraient eu raison de ses ardeurs s'il n'y avait pas eu cette maudite tache de gras.
Uzun çorap? Külot?
Des bas, une culotte?
Size malzemeleri verebiliriz - kerata, naylon çorap - ama ellerimizle asla ayaklarınıza dokunmayız.
chausse-pied, chaussette, mais on ne touche plus le pied avec nos mains.
Belki bir de çorap.
Peut-être des bas.
Bu hıyar paraşütü olmadan çorap bile giyemez dostum.
Il grimperait pas sur une échelle sans parachute!
Bundan sonrası çorap söküğü gibi gelir.
Ça ira coup sur coup maintenant..
Gerisi çorap söküğü gibi gelir ve Almanya kurtulur.
Alors tout ira très vite et l'Allemagne sera libérée.
Bizden iki sınıf büyük bir afetti. Jules Ferry Lisesi'nin yüzme havuzunun klor ve kirli çorap... kokulu soyunma kabininde bize memelerini göstermişti.
Une fille terrible de 2 classes au-dessus, qui nous avait montré ses seins dans une cabine de la piscine du lycée Jules Ferry, qui sentait le chlore et les chaussettes sales.
- Hayır, çorap giydirmiş köpeklere.
- Elle leur mettait des chaussettes.
Beyaz bir şort ve çorap giyiyor.
Il porte un short et des chaussettes blanches.
'Külotlu çorap da mı giyeceğim?
Je disais, " Super! Des bas.
Saç örgüsü, file çorap.
Des tresses, des bas-résilles.
Bakir Çorap Kuklası Tiyatro'sunun galası var.
C'est la première du Théâtre de marionnettes de la chaussette célibataire.
Ben Ayakçık, bakir çorap kuklası. Karamel yer, pul biriktirir, bütün gün akvaryumuma bakarım.
Je suis Footsie, la chaussette célibataire... et je me satisfais de manger du caramel, de collectionner des timbres... et de regarder mon aquarium toute la journée.
Hatta, çorap çekmecesinde DVD'sini saklıyordu.
Il avait même le D. V.D. caché dans un tiroir à chaussettes.
Evet, bu bir çeşit "çorap çıkarma" olayındaki ters yüz olma gibi.
C'est un peu comme retourner une chaussette.
- Öyleyse çorap kadının çoraplarıyla boyun arasında mıydı?
La chaussette était entre les collants et le cou?
Birinin Kurbanı bağladığını, ve sonra düğümü çözemediklerini düşünüyorum, çünkü çorap erimişti.
Je crois que quelqu'un l'a attaché mais n'a pas pu le détacher car le noeud avait fondu.
Bizce Diablo yakalanırsa arkası çorap söküğü gibi gelir.
On pense que Diablo est la plaque tournante pour disperser les gangs dans les Etats du Sud.
Bu dağıtıcılar çorap değiştirir gibi telefon değiştirir.
Les dealers changent de téléphone sans arrêt.
Çorap deliklerini gizlemek için bacaklarda sihirli işaretler.
Des jambes coloriées pour cacher les trous dans les chaussettes.
- Çorap!
- Chaussette!
Aletlerimize çorap geçirip kütüphanede koşturduğumuz sahneyi de kesmişler.
Et celle où on met une chaussette sur notre bite et courrons dans la bibliothèque.
Ona dönüp "Affedersin hayatım, ağzına çorap tıka" derim.
Je lui dis simplement : "Pardonne-moi, ma chérie, mais ferme-la".
- Naylon çorap?
- Des collants?
Külotlu çorap?
Un collant.
Çorap iç çamaşırı falan da lazım bana.
- Et pour les vêtements?

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]