Çıkmak translate French
11,691 parallel translation
Dışarı çıkmak ister misin?
Si on sortait?
Bu da demek oluyor ki, yapıcı görev üstlenmek solun yanında yer alıp, sağa karşı çıkmak.
Avec un manifeste, en s'alignant à gauche pour combattre la droite.
Ben de senin kadar buradan çıkmak istiyorum ama diğerlerini bırakmayacağım.
Je veux sortir d'ici autant que toi. mais pas sans les autres.
Halawa'dayken çıkmak için tek bir sebebim vardı.
Quand j'étais à Halawa, il n'y avait qu'une raison d'en sortir.
Çocukluğumdan beri bu geziye çıkmak istiyorum.
Depuis que je suis un keiki, je voulais faire ce voyage.
Benimle bir daha çıkmak ister misin?
Tu voudrais sortir avec moi à nouveau?
Kendimi topladım ve oradan çıkmak istedim.
Je me suis relevé d'un coup et je voulais partir.
Çıkmak mı istiyorsun?
Tu veux sortir? Alors fais-vite.
Çıkmak mı istiyorsun?
Tu veux que je te sorte de là?
Eğer her şey yolunda giderse lokantadaki işten çıkmak zorunda kalacağım.
Si ça marche, je vais démissionner du resto.
Uğraştığın şeyleri hayal bile edemem ya da şu anda yaşadıklarını fakat sen ve iş arkadaşların oradan çıkmak istiyorsanız yardımına ihtiyacımız olacak.
Je... je ne peux pas imaginer à quoi vous devez faire face ou... ou ce que vous êtes en en train de traverser maintenant, mais si vous et vos collègues voulez sortir d'ici, nous allons avoir besoin de votre aide.
Sarah'tan başlıyoruz, o kontrol odasından çıkmak için sana ihtiyacı var.
En commençant par Sarah, qui a besoin que tu la fasses sortir de cette salle de contrôle.
Beyler, gaz Bölüm 5'e, bu da demek oluyor ki binadan çıkmak için beş dakikadan az vaktiniz var.
Les gars, le gaz est en zone 5, ce qui veut dire que vous avez moins de cinq minutes pour sortir du bâtiment.
Açığa çıkmak hoşuma gitmedi.
Je n'aime pas être à la vue de tous, Agent Baker.
Köpeği olan bir çocukla çıkmak eğlenceli olurdu.
Ça serait sympa de sortir avec un garçon qui a un chien.
Ya da sadece bir çocukla çıkmak bile.
Ou même sans chien.
Gizlice çıkmak için fırsat kolluyordum.
J'attendais une occasion pour me faufiler dehors.
- Buradan çıkmak zorundasın.
Vous devez sortir d'ici.
Akıllı bir çocuk dışarı çıkmak için bir yol bulma üzerinde çalışıyor.
C'est un gosse intelligent qui travaillait déjà sur une sortie.
Ve tek şansımız bu kubbeden dışarı çıkmak.
Et le seul moyen d'avoir une chance est qu'on sorte de ce dôme.
Çok ihtiyacım olan bir tatile çıkmak istiyorum iki kişilik pina colada, tek başına içilenden daha heyecan vericidir.
Je pense prendre des vacances bien méritées, et une pina coladas pour deux ça a l'air plus excitant que pour un.
Seyahate birlikte çıkmak biraz hızlı olur biliyorum.
C'est dingue qu'un soit des camarades de voyage.
Diğer bir yandan, Stash yüzüden gizliliğim açığa çıkmak üzere.
D'un autre côté, ma couverture est sur le point d'exploser à cause de Stash.
Ofisine girmeyi başarsan bile, çıkmak için bir yolun yok.
Même si vous arrivez dans son bureau, vous n'avez aucune sortie.
Bu suçla başa çıkmak için yardım istedim.
Et on m'a demandé de gérer ce criminel.
Sonarsız o denizaltının nerede olduğunu bilmeden açık denize çıkmak intihar olur.
Naviguer en plein mer sans ouïe et sans savoir où rôde ce sous-marin..
Altı aydır heyecanla beklediğim geziye çıkmak için uçağı yakalamam gerekmeseydi ilk bakacağım yer- -
Si je n'avais pas un avion à prendre pour un voyage que j'ai préparé pendant les six derniers mois, ce serait le premier lieu où j'irai regarder... simple suggestion.
Ancak mafya lideri için hapisten çıkmak ve ailenin başındaki yerini geri almak daha önemliydi.
Mais pour le Baron criminel, sortir de prison et réclamer son trône de chef de famille est bien plus important.
Lepke'yi ikinci derecedeki uyuşturucu suçlarından teslim olmaya ikna edebilirlerse federaller cinayet suçlaması için onu Dewey'e verecek Luciano'ya hapisten çıkmak için ihtiyacı olduğunu düşündüğü kozu verecekti.
S'ils arrivent à convaincre Lepke de se rendre pour des accusations de trafic moins importantes, les fédéraux le livreront ensuite à Dewey pour meurtre, offrant à Luciano l'arrangement dont il a besoin pour sortir de prison.
Tüm bu zaman boyunca, çıkmak için bir plan bulmaya çalışıyordu.
Durant tout ce temps, il cherche une porte de sortie.
Tek yapman gereken oraya gitmek adını ve seri numaranı bildirip çıkmak.
Tu n'as qu'à entrer, dire ton nom, ton numéro de sécu, et sortir.
Şehirden çıkmak için yardımına ihtiyacım var.
J'ai besoin de ton aide pour sortir de la ville.
Bizimle yürüyüşe çıkmak ister misin?
C'est gentil de sa part. On fait un tour?
Buradan çıkmak için başka bir yol bulmalıyız hemen.
Il nous faut une autre sortie.
Arada bir o küçük evden çıkmak sana iyi gelir.
Ça te fait du bien de sortir de ta cahute de temps en temps.
Her adımda, savaşmam gerekti çok çalışıp daha iyi olmak için, karlı çıkmak için.
À chaque étape, j'ai dû me battre, travailler dur, devenir meilleure, pour me faire remarquer.
Sen don N'- t Amerika'ya çıkın T bir vatansever olmanın çıkmak ; don N'Ve don N'- t bana çıkın.
Vous n'abandonnez pas l'Amérique, vous ne cessez pas d'être un patriote, et vous ne m'abandonnez pas.
Pekala, ama dışarı çıkmak güvenli değil mi?
D'accord, mais... - On peut quand même sortir?
Mağaralardan çıkmak istiyor.
- Il veut sortir par les grottes.
Ama, SOC gibi bir deve karşı çıkmak için
Mais pour aller contre un monstre comme SOC,
- Buradan çıkmak için sadece uçabilirsin.
Tu ne peux que voler loin d'ici.
"Sokağa Çıkmak Katiyen Yasaktır" ... ve yeşilli arkadaşlarımız geleli dokuz gün oldu.
Mes petits amis verts sont arrivés.
Bugün alışveriş merkezine yalnızlığımı unutmaya ve bir ihtimal hoş biriyle çıkmak için gitmiştim.
Je suis allée voir le courrier aujourd'hui pour me changer les idées de ma solitude et peut-être pour choper un mec sympa.
Dodge'dan çıkmak için son bir skor.
Un dernier coup avant de disparaître.
Bugün uzun ve tehlikeli bir yolculuğa çıkmak için
Attention, frère.
Bu yerden çıkmak için bir yol bulacağız.
On va trouver un moyen de partir d'ici.
Sana yardımım dokunacağını düşündüğün ne varsa Clay ne kadar iyilik ve ne kadar yardım tanıdığım ne kadar güçlü veya etkin kişi varsa hepsini kıçını içeri tıkmak için kullanacağım!
Et quoi que tu penses Je peux te faire aider, Clay- - quelconque faveur je pourrais appeler, quelconque la distance je peux aller, quelconque pouvoir ou influence que je pourrais avoir je m'en servirais afin de t'envoyer derrière les barreaux.
Hepsini kıçını içeri tıkmak için kullanacağım!
Je vais parler à tous ceux que tu connais. Je vais utiliser tout ça pour te mettre derrière les barreaux.
"Lucky", hapisten çıkmak ve para kazanmaya geri dönmek istiyordu.
Lucky veut sortir de prison.
Bence sadece buradan sağ çıkmak istiyordur.
Il voudra surtout s'en sortir vivant.
Sara buysa bunu kim gönderiyor? Benden bahsedin, birisi ölsün. Odadan çıkmak için 30 saniyeniz var.
Si c'est Sara, qui envoit ça? Oui, je te verrai à ta session de mardi.
çıkmak istiyorum 39
çıkmak mı 17
çıkmadı 21
çıkmalıyım 20
çıkmaz sokak 24
çıkmayacağım 22
çıkmama izin ver 18
çıkmak mı 17
çıkmadı 21
çıkmalıyım 20
çıkmaz sokak 24
çıkmayacağım 22
çıkmama izin ver 18