Étouffée translate French
325 parallel translation
Başka biri olsa örtbas ederdim.
Je l'aurais étouffée pour un autre.
Gelin rahip.
Voix étouffée. - Entrez, M. le pasteur!
Almore davası tekrar açılmayacak.
L'affaire Almore sera étouffée.
Kardeşini soğuk kanlılıkla, gözünü kırpmadan öldürmüş.
L'affaire fut étouffée, mais il tua son beau-frère Dermot de sang froid.
Büyükannem 60 yıl Kızılderililerle savaştı, börek yerken öldü.
Ma grand-mère a combattu les Indiens. Un bout de tarte l'a étouffée.
Yakında bu zavallı villa, buracığa sıkışıp kalacak.
Cette villa sera étouffée.
Böylece yolsuzluk soruşturmasını bir sis bulutu kaplıyor, tıpkı 5 yıl önce bakanlık binası ihalesinde olduğu gibi.
L'affaire dans laquelle vous êtes inculpé va être étouffée comme le fut celle du nouveau bâtiment public.
Bunu örtbas edemeyeceksiniz bayım. - Ne?
L'affaire ne sera pas étouffée.
Hem her şey gayet güzel örtbas edildi, öyle değil mi?
Enfin, l'affaire est étouffée maintenant.
Ama sonrasında kendini asarken çok ciddiydi.
Puis quand elle s'est étouffée, c'est devenu sérieux.
Evet, bir örtbas etme işi, fakat beni cezalandırdılar.
L'affaire a été étouffée, mais j'ai été puni.
Tüm gazeteler, komünist basın dahil onun bastırılmasını istedi. Sadece bu yüzden burdayız. Biz ne deli ne de sadistiz.
tous les journaux, l'Humanité compris, ont demandé qu'elle soit étouffée, nous avons même été envoyés ici pour cela et nous messieurs, nous ne sommes ni fous, ni sadiques.
Genç devrimci kız öğrenci, Sosyoloji bölüm başkanı tarafından 10.000 liralık banknotlar kullanılarak boğuldu. Sonra da tecavüze uğradı.
Une étudiante révolutionnaire étouffée par un prof de sociologie avec des billets de 10.000 lires et violée post-mortem.
Aslında 16, 28 Mayıs tarihleri arasında o şehirde geçen olaylar o kadar inanılmazdır ki bazı politikacıların kariyerlerinin dibe vurmaması güvenlik güçlerinin rezil edilmemesi için gerçekler çok büyük çabalar harcanarak günümüze kadar hasır altı edilmiştir.
Pourtant, ce qui est arrivé dans cette ville entre le 16 et le 28 mai de cette année est si incroyable que l'affaire a été étouffée pour sauvegarder des carrières politiques et tirer les forces de l'ordre de l'embarras.
Odayï, esinin kendini bogdugu geceki gibi korudu 9 yïl önce.
La chambre est dans le même état que le soir où elle s'est étouffée... il y a neuf ans.
Gırtlak, göğüs ve asfeksi.
A la gorge, au thorax... Et on l'a étouffée.
Ona yanlış anestezi verdiler ve Onu kendi kusmuğunda boğdular.
Erreur d'anesthésie. Elle s'est étouffée dans son vomi.
Beş yaşındaki kızı o arabada boğularak öldü.
Sa fille de cinq ans s'est étouffée à l'intérieur.
Boğazına bir şey kaçtı diye Christine'yi suçlama.
Ce n'est pas la faute de Christine si tu t'es étouffée.
Neredeyse boğuluyordu ve bunun en rahatsız edici şey olduğunu söyledi.
Elle s'est presque étouffée et a dit que c'etait très inconfortable.
Sıradan bir çatışma hemen unutulur!
L'affaire sera étouffée.
Babanın seni boğduğu gibi Camille'i boğmak mı?
Tu veux étouffer ta fille comme ton père t'a étouffée?
Hayır. Ve örtbasın sebebinin bu olduğunu düşünüyorum.
Non et c'est pour cela que l'affaire a été étouffée.
Tecavüze uğramış ve sonra boğularak öldürülmüş.
On l'a violée et étouffée.
Elbisesinden dışarı çıkardı. Arasında boğulurdu.
Pour un peu, ses seins l'auraient étouffée.
Bir kez birleştiklerinde, bu konukçunun kişiliği ortak yaşar tarafından bastırılır mı?
Une fois qu'ils sont unis, la personnalité de l'hôte est-elle étouffée par le symbiote?
- Bütün mesele örtbas edildi. O pislik hala dışarıda bir yerlerde.
- toute l'histoire a été étouffée ce salaud est toujours quelque part là dehors
Belki de bir şekilde... bir ruh büyük düğmeye basar... ve son 70 yılda gözardı edilen teknoloji... aniden bizim olur ve dünya daha yaşanası, güzel bir yer haline gelir.
Peut-être qu'un esprit appuiera sur un bouton, et toute la technologie étouffée depuis 70 ans sera soudain à nous, pour un monde meilleur.
Her yeri yumuk yumuktu, boğulacak sandık.
Elle est née toute étouffée!
9. bölge medyaya tetorist saldırısı olduğunu bildirdi.
L'affaire est étouffée, pour raison diplomatique.
Sevgililer Günü yemeğinde boğulmak üzereymiş, kadın.
Une femme qui s'est étouffée avec son dîner.
Hatlar kötü, sesiniz boğuk geliyor.
La ligne est mauvaise, votre voix est étouffée.
Eğer o şişko olmasından dolayı mutlu olsaydı, Jamie, neden o zaman sandviçten dolayı boğularak öldü? Ha? Neden yağda kızarmış bir şey değil de sandviç?
Si elle aimait tant ça, pourquoi elle s'est étouffée avec un sandwich et pas un truc gras?
Insanların haykırışlarına ve isteklerine Sırtımızı dönemeyiz
La voix du peuple ne sera pas étouffée
Ve şimdi onları geri de veremiyorum, çünkü faturayı ağzına aldı!
Et je peux pas les rendre, elle s'est étouffée sur le ticket!
Yavaş bir ölüm... boğularak.
Tu mourrais lentement... étouffée.
Mama Cass boğazına takılan bir tavuk kemiği yüzünden öldü biliyor muydun?
La chanteuse Mama Cass s'est étouffée avec du poulet.
Bütün ilişki örtbas edildi.
Le neveu de M. Wang est parti et l'affaire a été étouffée.
Boğulmuştun. Hem de kendi...
Tu t'es étouffée...
Yani Sayın Yargıç, bu dava başından beri yalanlarla doluydu.
Cette affaire fut étouffée dès l'origine.
Ergenliğimden gelen bu seks gücünü.
Cette force du sexe étouffée dans mon adolescence
Birisi öyle terliydi ki, nefes alamadım!
J'ai failli mourir étouffée!
Ölmüş. Biri onu boğmuş.
Elle est morte, quelqu'un l'a étouffée.
- Boğazına biraz su kaçtı.
- Elle s'est étouffée en buvant.
Kendi vücut sıvısının içinde boğuldu.
Elle est morte étouffée.
İyice bunalması için, 48 saat tuzlu suda bekletilir.
Vous faites mariner 48h a l'etouffee.
Devrim daha doğarken boğuldu.
Etouffée dans l'oeuf, la révolution. Tante elsa.
- Olanların üzeri örtülecek mi?
- L'affaire sera étouffée?
Tekrar ediyorum :
Garder à l'étouffée 15 minutes environ.
"Çiçek" dedim neredeyse gülmekten boğulacaktın.
Tu t'es étouffée de rire.
- Onun ölmesini istediğiniz yalan mı?
Si elle était morte étouffée...