Öfkeli translate French
2,192 parallel translation
Ne öfkeli bir haykırış.
On a tous souffert, tu sais.
Bunların sorunları ne? Bilmiyorum, hepsi öfkeli.
- Qu'est-ce qu'ils ont?
Ruhumun ıslak ve öfkeli kıvrımlarıyla taş bir anıtla savaştım.
Je me bats contre le monolithe Avec les pends furieux de mon âme
Onlar zaten öfkeli.
Ils sont furieux.
Çok öfkeli bir davacı olmuştur her zaman.
Elle a toujours eu le procès facile.
Çünkü en azından Gavinler'in öfkeli, alkolik seks delisi, asabi ve şerefsiz geni yerine kahramanlık genini almış.
Parce qu'au moins, il n'a hérité que du gène héros des Gavin, au lieu du gène furieux, alcoolique, accro au sexe, colérique et trou du cul.
Taraftar, öfkeli, kayıtsız.
Favorable. Indigné. Indifférent.
Shane'i tanımlamak için en çok kullanılan beş sıfat "ürpertici", "tuhaf", "korkutucu", "içine kapanık", "öfkeli."
Top cinq des adjectifs utilisés pour décrire Shane. "Flippant", "bizarre", "effrayant", "lugubre", "violent".
Saçma değil. Haklı olup olmamama bağlı olarak ya çok öfkeli olacak ya da çok mutlu.
C'est pas des conneries, et il sera soit en colère, soit heureux, selon si j'ai raison ou pas.
Başlarda fazla öfkeli değildi ama sanırım artık cesaretlendi ve sesi yükseldi.
Elle n'était pas agressive au début, mais ils l'encouragent. Tu sais...
Dedektif Reece 3 kez aradı. Öfkeli.
Reece a appelé trois fois, furieux.
Öfkeli köylülerden kaçmaya çalışır gibi dans ediyorsun.
Tu danses comme si tu voulais échapper à des villageois en colère.
- Genelde bu kısmı atlarım ama öfkeli bir fil tarafından ezilerek ölmüşlerdi.
Je saute ce passage, normalement.
Harry, CIA'den öfkeli bir telefon almak üzeresin.
Tu vas recevoir un appel de la CIA.
Öfkeli mi?
Ou contrarié?
Öfkeli olmaya hakkın var
Vous avez le droit d'être en colère.
Her daim öfkeli, uyuyamıyor.
Son humeur se propage partout. Il ne dort jamais.
- Yeterince öfkeli değildi.
Pas assez de colère.
Düşman oldukça öfkeli görünüyor.
L'ennemi paraît très agité.
Kowalski, öfkeli kalabalık ne durumda?
Kowalski, rapport sur la foule enragée.
Kalabalık hala orada ve hala öfkeli.
La foule est toujours là et toujours enragée.
Biraz öfkeli görünüyorsun.
Tu avais l'air un peu remontée.
Çok öfkeli olduğunu biliyorum.
Je sais que tu es remontée.
Ben siz buruşuk ve öfkeli Persliler gibi bu çölde doğmadım.
Je ne suis pas née du désert comme les Perses au cuir épais.
Amma öfkeli ha.
Quelle fougue!
Ne kadar üzgün ve öfkeli olursan ol, yapmaman gereken şeyler vardır.
il y a des choses que vous ne devez pas faire.
İlk geldiğimizde öfkeli olduğum için üzgünüm.
Désolée d'avoir été en colère quand on est arrivés.
Babamı daha önce öfkeli görmüştüm ama bu farklıydı.
J'avais déjà vu mon père fâché, mais ça, c'était différent.
Bu konuda öfkeli mektuplar alabilirim ama senden yanayım.
On aura peut-être des plaintes, mais je te soutiendrai.
Öfkeli halimi görmek istemezsin.
Tu veux pas me voir en colère?
Öfkeli peruğum!
Perruque des grosses colères.
İnsanların hâlâ öfkeli olduğunu biliyorum.
Je sais que le peuple est en colère.
Fena öfkeli.
Il est furieux.
Huyu değişti, öfkeli utanmaz biri oldu.
Son caractère a mûri, ses vices ont surgi, elle était violente et impure.
Senin gibi bir adamı bu kadar öfkeli yapan nedir?
Pourquoi t'es en colère?
Çok öfkeli!
Il est fâché!
4 yıl önce öfkeli bir asiyi ikna ettim.
J'ai raisonné un forcené qui s'était rebellé il y a 4 ans.
Hey öfkeli protestocular!
Les manifestants! J'ai eu une méga prime de Noël, alors suce : ma bite jaune de riche!
Bu kez öfkeli siyahı ben oynasam?
Je peux faire le Black furax?
Öyle büyük bir şey için öfkeli olmam gerek.
Quelque chose de si gros? J'ai besoin de la situation, de la colère...
Sonra Ejder Savaşçısı Öfkeli Beşli'ye katıldı.
Et le Guerrier Dragon a rejoint les Cinq Cyclones.
Biz Ejder Savaşçısı ve Öfkeli Beşli'yiz.
" On est le Guerrier Dragon et les 5 Cyclones,
Daha önce hiç öfkeli bir Yahudi görmemiştim.
C'est première fois je vois Juif en colére.
Bu kadar öfkeli olmayın!
Pas de violence!
Acayip öfkeli bir köpek, ama öfkesini gösterme biçimi farklı.
Il est plein de colère, mais il le montre pas. Comme toi.
Kendisi kocaman, öfkeli bir kulak pamuğuna benzediği için tamamen kafayı yemiş.
Elle est furieuse car elle ressemble à un grand coton-tige enragé.
Saldırı öfkeli, fakat deneyimli.
Assaut imminent, bestial mais expert.
Herkes bana artık öfkeli olmadığı için rahatladım.
C'est cool qu'ils m'en veuillent plus.
Çavuşesku'da öfkeli.
Ceausescu est furieux.
O kadına öfkeli değil misin?
C'est sa faute si tu as les jambes cassées. Tu lui en veux?
- Öfkeli Beşli!
- La fureur des pieds!