Ücretsiz translate French
1,227 parallel translation
Ben ücretsiz Cronus önce uzun olmayacaktır.
J'aurai bientôt libéré Cronos.
Buraya ücretsiz taş soğuk Paige için bir yol bulmaya çalışıyorum.
J'essaie de trouver un moyen de libérer Paige.
Tanrı, bir Cole-ücretsiz gelecek düşünürdüm o hiçbir şey ama mutlu, mutlu hayal olurdu.
Depuis que Cole n'est plus dans sa vie, on aurait pu croire qu'elle aurait été en paix.
Bu yüzden bulmak ve onları yok eğer, o zaman ücretsiz tüm bu ruhlar ayarlayabilirsiniz.
Si on les trouve et qu'on les détruit, on pourra libérer ces âmes.
Isis ücretsiz Phoebe için büyü biliyordu, ben düşündüm, sonra Paige de onu bilemez.
Si lsis connaissait le sort pour libérer Phoebe, Paige le connaîtrait aussi.
Tink göğüs ucunu VA hastahanesinde ücretsiz düzelttirdi.
Clochette s'est fait refaire le mamelon gratuitement à l'hôpital militaire des vétérans.
Otobüs kartlarımız yok, ya da sinemalara ücretsiz giremiyoruz.
On n'a pas de passe spécial pour les bus et on ne va pas au ciné gratuitement.
County'nin pediyatrik göğüs grubu ameliyatı ücretsiz yapıyor.
Ici, les chir thoraciques pédiatriques pratiquent des interventions à cœur ouvert pour rien.
Ne zaman kapılarımızı açsak ücretsiz yapıyoruz.
On n'ouvre nos portes que pour ça.
Cerrah ve uzmanlarla iletişime geçip, işi ücretsiz yapmalarını isteyebilirim.
Nos chirurgiens cardiaques pourraient opérer gratuitement.
İlk sorunuza cevap olarak... üzgünüm ücretsiz örnekleme sunmuyoruz.
Pour répondre à votre première question, je regrette, je ne peux pas offrir d'échantillons gratuits.
Yoksul annelere ücretsiz hizmet verdiğini söylemiş miydim?
Je t'ai dit qu'elle offre ses services aux mères indigentes de la ville?
Dr. Sumner ile olan muayenenizi ücretsiz olarak ayarladım.
Je me suis arrangé pour que la consultation soit gratuite.
Ortağınızla konuştuğumda... ofisinizin özellikle de sizin, duruma göre... ücretsiz işler yaptığınızı söyledi.
J'ai discuté avec votre associé... et il m'a dit que vous travailliez parfois gratuitement... au cas par cas.
O kişiyi bulmana yardım edeceğim... ücretsiz bir şekilde.
Je vous aiderai à trouver cette personne, gratuitement.
Biraz ücretsiz yasal danışmanlığa ne dersin?
Tu aimerais quelques conseils légaux gratuits?
Babamın iş ortakları onun anısına ücretsiz olarak mahkûmlara yardım etme kararı aldılar.
Les collègues du cabinet d'avocat de mon père ont décidé en sa mémoire de faire du volontariat auprès des prisonniers.
Dr. Brogan bir ay ücretsiz uzaklaştırma alacak fakat iyi tarafı, arka bahçemde köpükten bir elbiseyle koşacak ben de Baxter'ın saldırı derslerinin işe yarayıp yaramadığını öğreneceğim!
Le Dr Brogan sera suspendu et non payé pendant une semaine, et il courra autour de chez moi avec des palmes et je saurai si Baxter a été bien dressé à l'attaque.
Dr. Brogan bir ay ücretsiz uzaklaştırma alacak fakat iyi tarafı, arka bahçemde köpükten bir elbiseyle koşacak ben de Baxter'ın saldırı derslerinin işe yarayıp yaramadığını öğreneceğim!
Le Dr Brogan sera suspendu une semaine, mais bonne nouvelle, il pourra courir dans mon jardin pour que je teste les attaques de mon chien Baxter. Le message est passé?
Şimdi, bana bu yüzden ücretsiz harita ver tuhaf İngiliz ölçüleri olmayanından.
Alors, donnez-nous une carte gratuite, sans les valeurs étranges des britanniques!
Judi Dench'in Fish Chips'ine hoş geldiniz. Hastalıklı balıklar şimdi tamamen ücretsiz.
Bienvenue à Judi Dench s Fish Chips, enfin débarrassé de la maladie du poisson fou.
Ayrıca ücretsiz.
Il est à son summum de grace.
Terörist tehditleri ihbar etmek için kurulan ücretsiz hattı diyorum.
Le public peut l'appeler pour nous informer de menaces terroristes.
Şu andan itibaren, sadece halkın yararına ücretsiz çalışacağım, bir idam suçlularının davasına bakacağım.
Dorénavant, je ne ferais plus que du commis d'office et les peines de morts.
Sykes Balina Yıkama. Yağlama, cila ücretsiz... Vay canına.
Sykes, Lav'O'Baleine, Lavage de mammifères pour une... misère.
Bir saat sonra ordayım, yoksa ücretsiz..
Je suis là dans une heure. Merci d'avoir appelé Messager Rouge.
Ama iyi tarafına bakın, garaj yolunuzu ücretsiz katranlardı.
Si on voit les choses du bon côté, il bitumerait vos ruelles gratis.
Onlar harika vakit geçirecek, bizim ücretsiz madencilerimiz olacak!
Ils s'amuseront comme des fous et on aura des mineurs gratos.
İstersen uyuyabilirsin, ücretsiz.
Tu peux t'endormir ici, sans payer.
Elektrik, konut ihtiyacı, sağIık, yiyecek ve ücretsiz eğitim.
Ils ont crée des infrastructures pour répondre aux besoins primaire de l'être humain.
Kahvaltı bizden. Bunlar da ücretsiz tenis dersleri için kuponlar.
Petit-déjeuner et leçons de tennis offerts.
Sandy, Ben'in ofise tıkılmaktan mutlu olmadığı açıktı. Bu yüzden şirket üç ay ücretsiz izin verdi.
Sandy, on a réalisé que Ben n'était pas content d'être enfermé dans un bureau, donc la boîte lui a donné trois mois de congé.
Bedava verdiler. Öylesine bir mitinge katılınca ücretsiz alıyorsun.
Ils ont dit que si je rejoignais leur groupe, j'en aurais.
Metallica, internetten ücretsiz müzik indirme yazılımı sunan Napster'a dava açtı.
Metallica attaque Napster, un site proposant un programme permettant de télécharger de la musique sans la payer.
Söylediğim gibi 3 ay ücretsiz oturacaksınız. Sonra da ayda 1250 dolar.
Comme j'ai dit, il y a trois mois de loyer gratuits, et puis ça sera 1 250 $ par mois.
Ve Paul, sana çocuklar için bir kasa içecek vereceğim, ücretsiz.
Et Paul, je vous donne une caisse de sodas gratuite pour les enfants.
Tahlil sonuçları 7 gün içinde size postayla gönderilir. Bir sorunuz olursa formdaki ücretsiz hattı arayabilirsiniz.
Les résultats vont seront envoyés dans 7 jours, et ils incluront un numéro vert gratuit si vous aviez des questions
Arkada ücretsiz telefon numarası var. Tamam mı?
Il y a un numéro gratuit derrière, d'accord?
- Evet, görünüşe göre o durumda kazanırsa o da, bir olsun-out-of-cehennem-ücretsiz kart alır.
- Apparemment, il pourra quitter l'Enfer s'il gagne le procès.
Peki, sadece olsun-içine-hapse-ücretsiz kart olarak düşün.
Je serai le laissez-passer qui nous donnera l'accès.
Peki, bunu düzeltmek için tek yol Phoebe ücretsiz diliyorum iblis elde etmektir.
Le seul moyen serait que le démon libère Phoebe.
Peki, bir kez biz Jinny yakalamak, onun sahip ve onun Phoebe ücretsiz dilemek için zorlayabilir.
Quand on aura Jinny, il pourra la posséder et la forcer à libérer Phoebe.
Sanki değil büyü-ücretsiz, sadece sihirli ışık öyle.
Pas complètement sans magie, juste avec un peu de magie.
Hayır, ben sadece - Bilmiyorum, ben tahmin ben daha özgür burada. "Ben olmak ücretsiz."
Je crois que je me sens plus libre, ici, plus "moi-même".
Eğer suçluysa, Bir kaç yıl ücretsiz izne ayrılacak demektir.
Mais s'il est coupable, c'est des années de liberté gagnées.
Bir sonraki waffle'ınız ücretsiz.
Ta prochaine gaufre est gratuite.
"Daha önce bahsettiğimiz iş adamları sayesinde... -" aşı ücretsiz olarak dağıtılacak. "-" Ücretsiz olarak bedava. "
"Grâce aussi aux marchands déjà mentionnés, le vaccin sera distribué gratuitement".
Merrick oraya "ücretsiz olarak" yazdırmak istedi.
Merrick voulait utiliser le mot "gratuitement".
Kimmel'a çıktığımda ismini söylediğim için adam bize sistemi ücretsiz verdi.
Du temps de Kimmel, on a nommé le bon endroit, et on nous a donné tout le matos pour que dalle.
Ses iyi bir de ücretsiz.
Il marche aussi bien, et c'est gratuit.
O halde "ücretsiz olarak" kısmını çıkar.
Alors on enlève "gratuitement".