Ünde translate French
550 parallel translation
Burada 7 günün 4'ünde şafağın doğduğunu görürüm.
Je vois l'aube un jour sur deux ici.
- Biliyorsun, Mayıs'ın 14'ünde sözleşmem bitiyor.
- Tu sais, je finis le 14 mai.
Sizinle beş günlüğüne geliyorum ve sorun çıkarmayacağım. Ama Mayısın 14'ünde, gün batımında sürem dolunca... nerede olursak olalım, siz iki hergelenin kafalarını tokuşturacağım.
Je pars cinq jours avec vous et je serai de bonne compagnie, mais le 14 mai, au coucher du soleil, mon service sera fini et où que nous soyons, je cognerai vos têtes de singes l'une contre l'autre.
13'ünde, New York'tan kalkan Noordam.
" Le 13, Noordam, venant de New York.
"Aralığın 23'ünde tutuklama kayda geçmiş."
PROCES VERBAL DU MEURTRE DU 23 DEC.
23'ünde tutuklama kayda geçmiş.
Le procés verbal date du 23.
Şimdi, Wanda Skutnik'in ifadesine göre, cinayet zamanından 23'ünde onu teşhis ettiği zamana kadar Wiecek'i görmemiş
Wanda Skutnik a témoigné qu'elle n'a pas vu Wiecek... entre le jour du meurtre... et de l'identification, Le 23 déc.
22'sinde miydi yoksa 23'ünde miydi?
Est-ce que le 22 ou le 23?
Temmuzun 14'ünde doğdun.
Vous êtes né le 14 juillet.
Bunlar geçen nisanın 23'ünde, akşamleyin olmuştu.
Cela s'est passé l'après-midi du 23 avril dernier.
- 1939 Eylül'ünde.
En septembre 39.
Eve sabahın 4'ünde gelirsin ve ertesi gün dışarı çıkacak enerjin kalmaz.
Tu rentrerais à 4 heures du matin et tu serais épuisée le lendemain.
Middlesex Müzikol'ünde bir haftalık iş.
Une semaine au Middlesex.
Bence gayet güzel anlattın, gecenin 3'ünde yüksek ateşle korkunç bir şekilde hastalandığını hesaba katarsak, ve bugünkü bütün görüşmelerini de iptal ettiğini in toto!
Vous l'avez très bien décrite, considérant que Son Altesse est tombée grièvement malade à 3 h du matin. Elle est au lit avec une forte fièvre et elle a annulé tous ses rendez-vous pour la journée.
Sabahın 3.00'ünde ne satıyor olabilir?
Que pourrait-il vendre à 3 heures du matin?
Sıradaki toplantı 23'ünde dememiş miydiniz?
La deuxième réunion? Elle est prévue le 23, n'est-ce pas?
Geçen Ekim'in 14'ünde, saat 9 : 30'la 10 arasında Bayan French bir cinayete kurban gitti.
Le 14 octobre dernier au soir, entre 21 h 30 et 22 h, Mme French a été assassinée.
Griselle sabahın 3'ünde ormanda ne yapıyormuş?
Que faisait Griselle dans les bois à trois heures du matin?
Çocukken üstündeki giysiler ve bindiği attan başka bir şeyi olmayan bir serseriydi. 14'ünde avare bir kovboydu.
Quand il est arrivé, ce blondinet n'avait que ses vêtements et son cheval. Un vagabond de 14 ans.
- Hatırladınız mı? De Sica'nın sesini taklit edip, sabahın 3'ünde beni aradın.
Excusez-moi pour l'autre soir, mais vous téléphonez à 3 h avec la voix de De Sica!
Sabahın 4'ünde burada ne arıyorsun sen?
Que diable faites-vous ici à 4 h du matin?
Jem'in 12'sinde mi yoksa 13'ünde mi olduğunu hatırlayamıyorum.
Je ne me souviens plus si Jem a 12 ou 13 ans.
14'ünde boşanma kararı verildi.
Il a été prononcé le 14. Il y a deux semaines.
Hayır. O 100'üne geldiğinde, sen ancak 124'ünde olursun.
Quand elle aura 100 ans, tu n'en auras que 124.
"... ayın 14'ünde... "
Le 14...
Bu, 1962 Eylül'ünde.
Ca remonte au mois de septembre 1962.
Kasım ayının 74'ünde Çarşambayı çeyrek geçe evleneceğiz ve evlilik yıldönümümüz, her ikimiz de o günleri hatırladığımızda çok güzel olacak.
Nous nous marierons à mercredi et quart, le 74 novembre, et notre anniversaire de mariage sera les jours où on s'en souviendra tous les deux.
- Üç gün sonra, saat 18 : 05'de. Ayın 23'ünde.
À 18 h 05, dans 3 jours, le 31.
Aletlerimi taşıyor. 14'ünde Chihuahua'da olmalıyım.
Il porte mon équipement. Je dois être à Chihuahua le 14.
24'ünde Suita Olayı'nda 60 yoldaş tutuklandı.
24 juin, affrontements à Suita. 60 camarades qui conduisaient le Train du Peuple sont arrêtés.
Büyükelçi J ayın 4'ünde seni ziyaret edecek. Planlanandan bir saat sonra onu karşılayacaksın.
L'ambassadeur J qui visitera ton laboratoire, le 4, rentrera avec une heure de retard.
General Tillery 23'ünde ekibiyle birlikte buraya denetime gelecek.
Le Général Tillery sera là le 23.
İki saat sonra Texoma Göl'ünde olacağız.
Dans deux heures : le lac Texoma, une chambre à nous.
Sabahın 4'ünde ormanda ne işin vardı?
Et toi, qu'est-ce que tu faisais là-bas à quatre heures du matin?
Hayat 23'ünde başlar.
A 23 ans, la vie ne fait que commencer.
Ağustosun 13'ünde burada... benimle buluşursanız, silahı denersiniz ve son ayrıntıları konuşuruz.
Si vous veniez ici le 13 août, vous pourriez l'essayer et discuter des derniers détails.
Sizi ayın 24'ünde, saat 5 : 00'te almaya geleceğim.
Je viendrai vous chercher à cinq heures, le vendredi 24.
Hayır, alışkınım, 80 filmin 24'ünde öldüm.
J'ai l'habitude. Sur 80 films, je suis mort 24 fois.
Sοnra sabahιn 4'ünde babamι ararlardι.
Puis ils ont appelé mon père, vers 4 h du matin.
Birden çok kişi de şaşırarak... sabahın 4'ünde, bu otobanda... çorapsız bir şekilde... ayaklarına bir çift boş ayakkabı kutusu geçirmiş... tuhaf bir iş adamı gördüklerini... iddia ediyorlar.
Plus d'un passant dit avoir vu le fantasque nabab errant sur cette route à 4h du matin les pieds nus, dans des boites Kleenex vides!
Evin hizmetkarı, Paulette Michel Sabahın 3'ünde bahçede ne yapıyorlardı?
Qu'est-ce qu'ils faisaient dans le jardin à trois heures du matin?
Gecenin 3'ünde buradan çıkıp,... her ne cehennemdeyse seni evine bırakacağımı sanıyorsan, delisin.
C'est 3 h 30 du mat. Si tu crois que je vais te ramener, tu te goures.
İşte burada. Dr. Willis o kitabı bu ayın 13'ünde satın almış.
Il a acheté ce livre le 13 ce mois-ci.
Benim de sizinle konuşmak istediğim buydu, madam. Kocanız ayın 13'ünde ölmeden üç gün önce bu kitabı satın aldı.
Justement, il a acheté ce livre le 13, 3 jours avant sa mort.
Sekiz gün olabilir mi? 24'ünde Marvar Kavşağı'nda olacak bir adama mesajım var.
J'ai un message pour quelqu'un... qui passera par Marwar la nuit du 24.
* Ve Kathy 13'ünde şimdi * * Küçük kraliçem benim * * Ve görmeliyim *
Kathy a maintenant 13 ans, c'est ma petite princesse et j'ai envie de voir qui sera son prince charmant.
Sabahın 4'ünde seni uyandırdığında sevmezsin ama. Hiç tanımadığın birisi sana bir sürü hap aldığını söyler.
On ne l'adore pas quand il sonne à 4 h du matin et qu'un inconnu te dit qu'il est bourré d'acide,
Gecenin 3'ünde beni buraya bunun için mi çağırdın?
Tu me fais venir à 3h du matin parce qu'il y a une araignée dans ta baignoire?
Şimdi 23'ünde.
Maintenant, elle en a vingt-trois.
Henri daha 23'ünde.
Henri a 23 ans, il veut voyager, s'instruire.
Ayı 13'ünde geceyarısı, Donati Kontesin işini halledecek.
Je n'ai pas tout compris.