Üniversiteden translate French
543 parallel translation
İsteklerinin mantıksız olduğunu söyledim. O da üniversiteden yakışık almayan bir biçimde ayrıldı.
Je lui ai dit que c'était impensable, et il nous a quittés pour travailler seul.
Bir sürü üniversiteden atıldım, hatırladınız mı? Ben hatırlıyorum.
Bien des universités m'ont renvoyé!
Sürüyle üniversiteden atıldı.
Kane a été renvoyé de partout!
Bronwyn ve Ivor'un nikahını yeni vaiz, Bay Gruffydd kıyacaktı. Cardiff'teki üniversiteden geliyordu.
Bronwyn et Ivor devaient être mariés par le nouveau pasteur, M. Gruffydd, qui était arrivé de l'université de Cardiff.
Örneğin, üniversiteden mezun olduğumda çıktığım Paris gezisiyle ilgili olanlar.
Mes aventures de jeunesse reviennent sur le tapis?
Arkadaşlarımın çoğu üniversiteden mezun oldu bile.
La plupart de mes amis ont déjà terminé leurs études.
Beni buradaki üniversiteden o kadının attırdığını biliyor muydun?
Elle m'a fait renvoyer de l'université.
Üç üniversiteden mezunum.
J'ai trois diplômes.
Herhangi bir üniversiteden falan bir burs almadın mı?
Vous n'avez pas eu une bourse universitaire?
Yukarıda üniversiteden bir profesör var.
Un professeur de la faculté est là.
Benim üniversiteden arkadaşım?
Mon pote Fornell avec qui je suis allé ä la fac.
Midge, üniversiteden Gavin Elster adlı çocuğu hatırlıyor musun?
Midge, te rappelles-tu d'un type appelé Gavin Elster?
- Beyler, bu Bert Power, benim üniversiteden...
Et voici Bert Power, mon... ... ex de la fac.
Son zamanlarda hiç içine girdin mi? Hayır, üniversiteden döndüğümden beri girmedim.
- Tu y es entrée récemment?
Neden bana üniversiteden yeni mezun olmuş tecrübesiz çocuğun tekini yolladılar ki?
Pourquoi est-ce qu'ils m'envoient des jeunots tout droit sortis de NYU?
Karımın demek istediği şu her yıl üniversiteden bir öğrenci için bir oda hazırlıyoruz.
Ma femme veut dire que tous les ans, nous réservons une chambre aux étudiants.
Ludvik Jahn'ın partiden ve üniversiteden ihraç edilmesini öneriyoruz.
Je vous propose, au nom du Comité, d'expulser Ludvik du Parti et de la faculté.
Beni de üniversiteden attılar.
Ils nous ont expulsés de la faculté en même temps.
İşte üniversiteden ayrılma sözleşmeniz. Avukatlarca imzalandı.
Voici votre contrat, votre autorisation de congé et votre procuration.
Komik ama her seferinde sizlerin birbirinizi üniversiteden tanıdığınızı unutuyorum.
C'est amusant, j'oublie que vous étiez des copains de fac.
Bu beyaz yumoş üniversiteden falan değil.
Ce Blanc bidon ne vient d'aucune université.
En son çiçek aldığımda üniversiteden mezun olmuştum.
J'ai pas eu de fleurs depuis...
Oğlum, yeni nişanlısıyla bugün üniversiteden eve dönüyor, nişanlısı zenci.
Mon fils est rentré de l'université avec sa fiancée, qui est noire.
Oğlum, yeni nişanlısıyla bugün üniversiteden eve dönüyor, nişanlısı zenci.
Mon fils est revenu de l'université avec sa fiancée, qui est noire.
Onlar üniversiteden.
- Ils sont de l'université.
Aynı dosyada, bir duvara yazı yazdığım için üniversiteden atıldığımı da okumuşsundur.
Mon dossier précise aussi que j'ai été virée de la fac pour avoir écrit sur un mur.
Kardeşin uzaklaştırılmadan önce, üniversiteden.
Rencontrée à la fac, avant son expulsion.
Ve kızlar, milyonlarca kız, çoğu üniversiteden.
Et puis des nanas par millions. Presque toutes en fac.
Üç üniversiteden burs kazanmışken onu mezun etmeyecekler mi?
Il a décroché 3 bourses et on le recalerait?
Lise ve üniversiteden kalma.
- Mon Dieu, c'est incroyable.
Siz üniversiteden daha önemlisiniz.
Vous êtes plus important que les études, M. Miyagi.
El ilanları bastığı için O'nu üniversiteden atmak istiyorlar.
Suspendu. Colportage d'imprimés clandestins. - Qui est-ce?
O üniversiteden kabul mektubu geldiğini duydum.
Et toi, tu rentres en fac? T'es inscrite?
Ve bir zamanlar lisede maçta dört gol atan güçlü bir sporcu birçok üniversiteden teklif alan, hayatta bir şey almayı başarabilecek bir genç olan zavallı ayakkabıcı pes etmiş ve ölmüş.
Et l'humble vendeur, qui, autrefois, avait été un athlète, ayant marqué quatre touchdowns en un seul match et qui aurait pu réussir sa vie... s'écroula... et mourut.
Esasen kardeşimin üniversiteden arkadaşı. Arkadaşım sayılır ama.
Ma sœur était à la fac avec elle, mais je la connais aussi.
Sen hangi üniversiteden?
Vous κtes de quelle universitι?
Sadece sordum. Çünkü büyük bir ihtimalle üniversiteden sonra Milli Lig'e giremezsin.
Je pose la question parce qu il est fort possible... que vous ne passiez pas en club aprθs l'universitι.
Ben bu ortamı üniversiteden daha teşvik edici buluyorum.
L'atmosphère est beaucoup plus stimulante que l'université.
- Anne! Bu benim üniversiteden arkadaşım.
C'est mon amie de l'université :
Ama sen üniversiteden neden bu kadar nefret ediyorsun?
Mais pourquoi vous détestez tant l'université?
Bill 3 yıldan beri garson, üniversiteden sonra işe ihtiyacı vardı.
Bill est serveur depuis trois ans, quand il a quitté la fac pour bosser.
Biliyor musun, üniversiteden botanik hocasıyla hala görüşüyor.
Il continue de voir son professeur de botanique.
Bu adamı üniversiteden beri tanırım.
Je le connais depuis le lycée.
Sadece 5 yıI futbol oynadıktan sonra üniversiteden mezun oldum.
Après cinq ans à jouer au foot, j'étais diplômé.
Bay Willoughby Smith, üniversiteden düzgün genç bir adam.
M. Willoughby Smith. Un jeune homme à peine sorti de l'université.
Bu aileler çocuklarının üniversiteden mezun olduğunu asla göremeyecekler.
Ces familles ne verront pas leurs enfants faire leurs études.
- Evvet, üniversiteden beri.
Depuis la fac.
Bu yaratığa ne zamana kadar bakıcılık yapmayı düşünüyorsun? Liseden yada, üniversiteden mezun olana kadar mı?
Vous allez vous en occuper jusqu'à ce qu'il sorte de l'université?
- Her neyse, üniversiteden sevgilin Scott, arkadaşım Nicole'le konuşmuş.
Ton vieux copain, Scott, parlait avec mon amie Nicole.
Şimdiden üniversiteden ders almaya başlamıştı.
Et il suivait des cours à la fac.
Kocanızın üniversiteden eski bir arkadaşı değil mi?
Un professeur?