English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turkish → French / [ Ü ] / Üreme

Üreme translate French

486 parallel translation
Bu yumuşakçanın üreme oranı oldukça yüksek.
Sa fertilité est extraordinairement élevée.
Evet bitkilerde oldukça karışık olan bir üreme biçimi.
Oui. La technique de reproduction simple et ingénieuse des végétaux.
Evet. Oxford ansiklopedisinde öyle yazar "Karşı cinsle ilişkiye girmeden gerçekleşen üreme."
Oui. " La reproduction sans le concours
Bizim bilimci çocuklar diyor ki, eşeysiz üreme yapay olarak tetiklenebilirmiş radyoaktivite ya da bazı kimyasallarla falan.
Nos scientifiques disent que la parthénogenèse peut être provoquée artificiellement, par radioactivité ou usage de produits.
İlk önceleri sadece üreme dönemlerinde yaptık.
Au début, on ne le faisait que les jours d'ovulation...
Bu yarıkürede üreme mevsimindeyiz.
C'est la saison de croissance dans cet hémisphère.
Elbette. Seçici üreme yoluyla ırkınızı geliştirme çabalarınız.
Votre expérimentation génétique visant à l'amélioration de la race.
Keşif heyeti raporları, üreme ve yiyecek için, ellerinde hayvan olduğu yönünde.
D'autant que le rapport d'expédition indique qu'ils en avaient amené.
Organizma yeterince güç depolamış üreme işlemi başlatabilmek için.
L'organisme a stocké suffisamment d'énergie pour entamer un processus de reproduction.
Kemikler, kaslar, tendonlar,..... toplar damarlar, atar damarlar, böbrekler, ciğerler, kalpler,..... mideler, üreme organları, tırnaklar, parmaklar,..... gözler, burunlar, sinir sistemleri,... .. çeşitli refleksler...
Os, muscles, tendons, veines, artères, reins, foies, cœurs, estomacs, organes de reproduction, ongles, langues, yeux, nez, systèmes nerveux, et tous les réflexes...
Anlarsın ya, üreme için.
Comme qui dirait, pour la reproduction.
Ne? Kuşkusuz, Bayan Rose'un o özenli tarzıyla kelimesi kelimesine söylemek gerekirse, cinsel birleşme olmaksızın üreme.
Littéralement, comme le dirait Mme Rose, reproduction sans rapport sexuel.
Seçici üreme, değil mi?
S'agirait-il d'une race élue?
- Yani üreme potansiyelin...
- c'est ton aptitude à procréer.
"Çocuklarınız, yeraltında uzun süre yaşamaktan kaynaklanan metabolik sorunların üstesinden gelerek Topeka'daki üreme işlevinin sürmesini ve bu günah dolu dünyayı Tanrı'nın yolunda yeniden kurmaya devam etmenizi sağlayacaktır."
Le fruit de tes entrailles permettra aux productifs habitants de Topeka de surmonter les troubles métaboliques résultants d'un séjour souterrain prolongé. Il nous permettra de rester à la tête de la croisade par laquelle nous referrons ce monde à l'image de Dieu.
Doğum, üreme ve ölüm, benim küçük.
La naissance, la reproduction et la mort, mon petit.
Onun üreme organlarına dokunup dokunmadığınızı bilmiyoruz, ya da onun sizi, onu tutmaya zorlayıp zorlamadığını.
Je ne sais pas si vous avez touché ses organes génitaux ou s'il vous a obligée ŕ les prendre en main.
- Tek çekirdekli üreme.
La reproduction mononucléique.
Radyasyon, kontrollü üreme.
Des radiations. De la sélection artificielle.
Bir sabah uyanıp da "Lanet olsun, üreme organıma bir haller olmuş" denmez.
On ne se réveille pas un matin avec le joyau de famille en panne.
Bu toprakların büyük kısmı çiçek yetiştiriciliği için kullanılıyor. Mükemmel bir üreme alanı.
Il y a beaucoup d'horticulture dans cette région... ce qui en fait un endroit rêvé pour les abeilles.
Lütfen birisi bana söylebilir mi... Sex olmadan üreme fikrini ilk önce kim ortaya atmıştı?
Quelqu'un pourrait-il me dire qui fut le premier à suggérer la reproduction sans sexe?
Kendi kendine üreme diye birşey duydunuz mu?
Connaissez-vous la parthénogenèse?
Eşeysiz üreme.
La conception virginale.
Eşeysiz üreme.
La conception virginale!
Bizim üreme yöntemimiz en mükemmel olanı.
Notre méthode de reproduction est viable.
Akciğer sistemini, üreme organlarını, her şeyini inceleyeceğim.
Je veux étudier son système pulmonaire. Ses organes de reproduction, tout.
Sizin bildiğiniz anlamda üreme sürecini anlıyorum.
Je comprends votre mode de reproduction.
Oh, lütfen, köpek düşünmekten aciz üreme şöyle dursun.
Arrête! Comment un idiot pareil pourrait se reproduire?
Bir adamla karısı arasındaki üreme olayından.
De l'acte de procréation entre l'homme et son épouse.
Seminifer tüpçükler üst dudak, alt dudak, borular vulva ( dişi üreme organının dış kısmı ).
Tubules séminifères. Grandes lèvres, et petites. Canaux.
Bir hafta içinde ortaya çıkmazsa, kiralık katil tutup seni avlamalarını sağlayacağım, yakaladıklarında üreme organına olacakları bilmek istemezsin.
Si vous ne me passez pas Joanna... dans une semaine, j'engagerai une armée de mercenaires... qui sera chargée de vous traquer et de vous découper en tranches. - C'est clair?
Burası üreme havuzu değil.
On ne fraye pas dans cette piscine.
Araştırmam kabukluların üreme biçimleri üzerine.
Je travaille sur la reproduction des crustacés.
- Neye karar verebiliyorsunuz? - Kaptan, mikrobeyin, üreme evresi sırasında... inanılmaz bir enerji harcıyor.
Chacun d'entre vous a l'étoffe d'un parfait officier de Starfleet.
Tur esnasında lütfen sanatçıları ürkütmeyin... çünkü büyle bir sarsıntı üreme alışkanlıklarını bozabilir.
Pendant la tournée, veuillez ne pas faire sursauter les artistes, les secousses pourraient perturber leur reproduction.
300 yıl sonra ise, cinsel yolla üreme kavramının tamamı bize iğrenç görünüyor.
300 ans plus tard, le concept même de reproduction sexuelle nous répugne.
Çiçekler bitkinin üreme organlarıdır, çoğunlukla hoş kokulu ve açık renklidirler.
Les fleurs sont les organes de reproduction des plantes, généralement odorantes et vivement colorées.
Bence bu, insanların üreme arzusu için de bir etmen.
Je suppose que c'est un facteur du désir humain de procréer.
Bu örümceklerin üreme organları yok.
Ces araignées n'ont pas d'organes de reproduction.
Bir halkı yok etmenin en iyi yolu, üreme yeteneğini yok etmektir.
Pour mieux dιtruire un peuple, on l ’ empκche de se reproduire.
Orada pek çok kaza olmuştur. Şanslıyız ki, orada yaşayan köylüler üreme konusunda gayet iyiler.
Il y a tant d'accidents là-bas heureusement qu'on est prolifique dans la région
Bu onların üreme yöntemi, bir DNA sarmalını... yaşayan bir konağa ekip, dönüşüme yol açmak.
C'est leur méthode de reproduction. Implanter une chaîne ADN dans un hôte vivant qui cause la métamorphose.
Atlar ve domuzlardaki üreme hızına dikkat ettiniz mi?
Mais vous avez vu? Les chevaux et les cochons se multiplient.
Seni daha önce tehdit ettiğini ve üreme organların üzerinde oynayacağını biliyordum.
Je savais qu'il avait menacé de vous tuer et de mutiler vos organes reproducteurs.
- Doğrusal üreme?
- Procréation linéaire?
Kadının üreme sistemiyle ilgili yapılan araştırma, bir doğum geçirmiş olabileceğini gösteriyor.
D'après l'examen médical de l'utérus de la femme, elle a probablement donné naissance.
Düşük yapmaya meyilli dişi üreme organı, sadece vücudun yabancı maddeyi reddeden doğal ve gerekli bir içgüdüsünden ibarettir.
L'appareil reproducteur des femmes sujettes aux fausses couches ne fait que prolonger le rejet instinctif qu'opère le corps face à tout corps étranger.
Eşeysiz üreme.
Quoi?
Pekala, özetleyecek olursak, aynı şey daha karmaşık canlı türlerinin üreme organları için de geçerli.
Ils ne sav'mêm'pas ce qu'est un pistil
Nedir bu eşeysiz üreme?
C'est quoi la conception virginale?

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]