English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turkish → French / [ I ] / Iflas

Iflas translate French

844 parallel translation
Yanlış bir iş yaptın, Rico. O flaş.
C'était pas une bonne idée, Rico, cette photo.
Flaş Haber!
Supplément!
BROADWAY PAPARAZZİ FLAŞ HABER! Şehri sarsan sıcak dalga!
LA COMMERE DE BROADWAY Vague de chaleur sur la ville!
Flaş haber! North Bay'deki dinleyicilerimizi uyarmak için programımızı kesiyoruz.
Avis aux auditeurs de la région de North Bay.
- Bahse var mısın? Beşe karşı bir koyarım, kristal küren sana flaş haberi vermemiştir.
Je vous parie... que votre boule de cristal ne vous a pas dit la dernière nouvelle.
Fotoğrafçının flaşı patlayınca ödüm koptu. Resmimin çekildiğini düşünsenize.
J'ai fait un bond quand ils m'ont tiré le portrait!
Günün flaş haberi otostopçu katili Emmett Myers, hala serbest.
À la Une, nous apprenons que l'auto-stoppeur meurtrier, Emmet Myers.
Sizlere flaş bir haberi vermek için müzik yayınımıza ara veriyoruz...
Nous interrompons cette heure musicale...
FLAŞ HABER
PARAMOUNT NEWS NOUVELLES DE dernière HEURE
Onun döndüğünü görürsem flaş ampulü ile sinyal veririm.
Si je le vois rentrer, je déclencherai un flash.
Flaş haber : Mike Cutler başkan yardımcısı oldu.
Mike Cutler est nommé vice-président.
Flaş haber :
Nouvelles fraîches :
Önce masanın etrafına yerleşeceğiz sonra küçük bir flaş patlayacak ve resimlerim gazetenizin birinci sayfasında şu başlıkla yayınlanacak : "Suçlu bulunamadığı zaman, Komiser Juve, ruhlarla konuşuyor."
On vous installe á faire tourner une table et puis alors clac... un petit flash... et le lendemain, ma photo en première page dans votre journal.... avec comme titre?
Orada görünmez. Flaş, tozun içindeki izleri ortaya çıkarmış.
L'éclat du flash a fait ressortir l'empreinte dans la poussière.
- Sana flaş haberim var.
- J'ai des nouvelles pour toi.
Benim hakkımda bir flaş haber görürsün yakında.
Il n'y a que de la musique maintenant. On parlera de moi dans les infos.
Ama fotoğrafçıları uyarmam gerekiyor, flaş kullanmayın.
Je demande aux photographes de ne pas utiliser de flash.
Flaş haber. Bir kaza oldu.
Flash d'information :
Şimdi Milano'dan bir flaş haber paylaşıyoruz.
De Milan, voici les nouvelles de dernière minute.
Flaş haber! Tilt servet dağıtıyor!
Supplément Spécial flipper
Flaş haber!
Extra, extra
Flaş haber!
Le summum du flipper Un million en main
Flaş! Flaş! Okuyun!
"Tommy parle" Supplément, lisez toute l'histoire
Şov dünyasından ibret dersleri, flaş, flaş!
Tournées mondiales, spectacles, leçons et conférences
Bir X ışınlı kameranın flaşını görebilirim.
Je vois le flash d'un appareil à rayons X. Ça m'aveugle.
Röntgende flaş yok, Bay Newton.
Il n'y a pas de flash...
Şimdi, flaş ışığı üzerinde yoğunlaşmanı istiyorum.
Regan, concentrez votre attention sur la lumière.
Mağarada flaş patladığında tuhaf bir şey.
Ce que j'ai pris au flash dans la grotte est étrange.
Olasi flas için bes kagit.
Cinq billets sur le flush.
Bağlantı zayıflaşıyor.
Le contact s'éloigne.
Flaşın hazır mı?
Votre torche est prête?
Şu flaşı ver.
Passe-moi la lampe.
Galiba KABC onu vuranın yakalandığını flaş haber olarak geçti.
Je crois que KABC a eu l'exclusivité quand ils ont attrapé le meurtrier.
Bu gecenin flaş haberi, Bufallo şehir merkezinde yangın.
Les titres principaux de ce soir : Un incendie fait rage à Buffalo.
- Flaş haber!
- Nouvelles flash!
- Harv, flaş haber yok.
- Harv, pas de nouvelles flash.
Şu flaş.
Ce flash.
Sana sıcak bir flaş haber vermiyorum.
Je ne cherche pas à te donner un scoop.
Şu ayak altında dolanıp suratına flaş patlatan asalak solucanları mı diyorsun?
Cette vermine grouillante, qui vous fait péter des flashs à la gueule?
Ben, sakın flaşı unutma!
N'oublie pas le flash!
Hey, flaş nerede?
Où est le flash?
FLAŞ TOZU
Poudre
Flaş patladı mı?
Le flash a marché?
Flaşım çalışmıyor.
Mon flash ne marche jamais.
Flas haberler hepsini veriyor.
Ce flash d'information résume tout.
342 nanometrede bir flaş lambası kızılötesi lazeri.
C'est un laser à ultraviolets de 342 nanomètres, avec flash.
Flaş mı kullansaydım yani?
- Et ca a marché? - Tu m'étonnes.
Flaş yüzündendir.
C'est a cause du flash.
O evin geçmişini düşünürsen... günün flaş haberi bu.
Enfin, c'est la nouvelle du jour. Surtout vu l'histoire de l'endroit.
Yeniden flaş laya bilirmisin?
Tu peux recommencer?
Ara sıra bir flaş ışığı çalışıyordu.
De temps en temps, un voyant clignotait.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]