English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turkish → French / [ I ] / Işınlayın

Işınlayın translate French

306 parallel translation
- Bizi gemiye ışınlayın.
- Téléportez-nous à bord.
Elektronik mikroskop ve bir biyokompüter ışınlayın.
Téléportez un bio-ordinateur et un microscope électronique.
Köprüden taşıyıcı odasına. Mürettebatı buraya ışınlayın...
Salle de téléportation, téléportez l'équipage.
Hemen Mr. Spock'a ışınlayınız.
Téléportez-la à M. Spock.
Onu ışınlayın.
Téléportez-le.
Hasar kontrol ekibini ışınlayın.
Téléportez l'organisation sécurité.
- Beni ışınlayın.
- Téléportez-moi.
- Beyler, beni ışınlayın.
- Messieurs, téléportez-moi.
Kaptan, bizi hemen ışınlayın. Acil durum.
Capitaine, téléportation d'urgence.
Işınlama Odası, Sulu ve O'Neil'e yönlensin. Derhal ışınlayın.
Salle de téléportation, remontez Sulu et O'Neil immédiatement.
Aşağıya iki güvenlik görevlisi ışınlayın. Mr. Lurry'ye rapor vermelerini söyleyin.
Faites téléporter deux gardes, qui se présenteront à M. Lurry.
- Bay Scott'u Enterprise'a ışınlayın gerçekleri öğrenmek için bilgisayarları kullanalım.
- Téléportons M. Scott à bord et utilisons nos ordinateurs.
Çabuk bizi yukarı ışınlayın. Scotty.
Téléportez-nous, vite.
Triacus'taki güvenlik ekibini ışınlayın.
Téléportez le détachement de sécurité de Triacus.
Mr. Spock ve beni ışınlayın.
Téléportez M. Spock et moi-même.
McCoy'u aşağıya ışınlayın hemen.
Téléportez McCoy immédiatement.
Işınlama odası, Mr. Spock'ı gemiye ışınlayın.
Téléportez M. Spock à bord.
Gemiye ışınlayın ve işlemeye hazırlanın.
Remontez à bord et commencez la préparation.
Yüksek danışmanı bulun ve onu buraya ışınlayın.
Localisez le haut conseiller et téléportez-le ici immédiatement.
- Onu Kaptan Kirk'ün yanına ışınlayın.
- Envoyez-le au capitaine Kirk.
Teğmen Romaine'i derhal aşağı ışınlayın.
Téléportez le Lt Romaine sur place.
Beni ışınlayın da, kanıtlayayım, o beylere.
Téléportez-moi et je le prouverai à ces messieurs.
Gideon'dan gelen beyi ışınlayın.
Renvoyez le représentant sur Gédéon.
- Bizi hemen ışınlayın.
- Téléportez-nous, vite.
Onu ışınlayın.
Téléportez-le à bord.
O subayı şimdi ışınlayın.
Téléportez cet officier.
Beni ışınlayın.
- Remontez-moi.
Riker'ı ve ekibini gemiye ışınlayın.
Que Riker et son équipe reviennent à bord.
Çocukları yukarı ışınlayın.
Picard à Riker.
Işınlama odası. Onları ışınlayın.
Téléportation, remontez-les à bord.
Şehri arşınlayıp insanlara bahis oynamamalarını söylemek için fazla yaşlıyım Özellikle de kazanacaklarsa.
J'ai passé l'âge d'aller leur dire, surtout s'ils gagnent.
Hata yapıp yanlış çocuğu kaçırdığını radyo ve TV de yayınlayın.
Diffusez un appel sur les ondes.
Mr Spock, ışınlayıcının devrelerini kontrol et.
M. Spock, faites vérifier les circuits du téléporteur.
İyon fırtınası ışınlayıcının kilidini etkiledi. ve biz başka yerde vücut haline geldik.
L'orage ionique a perturbé la téléportation et nous nous sommes matérialisés ailleurs.
Böyle bir fırtına ışınlayıcının devrelerinde bir güç dalgasına neden olup paralel bir evren ile boyutlar arası bir temas yaratabilir mi?
Un tel orage pourrait-il produire une variation d'énergie dans les circuits et créer un contact interdimensionnel temporaire avec un univers parallèle?
Otomatik ışınlayıcı ayarlarını hazırlamalıyız, ama güç artırımına bağlandığımızda,
Il faut entrer les coordonnées automatiques dans le téléporteur. Mais l'interruption d'alimentation lors du transfert s'affichera sur l'écran de sécurité de Sulu.
Buraya ışınlanmanız için ışınlayıcınızı ayarlayacağım.
Je rendrai votre téléportation possible.
Hemşireyi acil tıbbi malzemeyle beraber aşağıya ışınlayın.
- J'écoute. Téléportez Melle Chapel avec une trousse de secours.
"Barış" ve "merhaba" sözcüklerini bilinen tüm dillere çevirip yayınlayın.
Continuez à émettre "Paix universelle et salut" dans toutes les langues.
Kendi ışınlayıcılarını kullanmakta ısrar ediyorlar efendim.
Ils ont tenu à utiliser leur propre téléporteur, capitaine.
En kritik durumda olanları ayırıp, onları Kargo Hangarı 6'ya ışınlayın. - Dr Crusher, ben Kaptan.
Quelle planète magnifique.
Siz etle aynı tazelikte ve tatta bir şey gördünüz, ama o, inorganik yoldan, ışınlayıcılarımız tarafından, belirli örneklere göre somutlaştırıldı.
N'est-ce pas, commandant? C'est la coutume de courir. On y va.
Kaptanınızı maddeye çevirmek için ışınlayıcınızın örneğe ihtiyacı yok.
Il est évident que depuis, ils ont évolué considérablement.
Hatırladıysa, enerjisi şu anda ışınlayıcının rölelerinde olmalı.
Energie.
- Bunun için bir neden yok. Işınlayıcı odası, ışınlayın.
Quels sont les dommages?
Işınlayıcı odası, ışınlayın.
Capt Picard, écoutez-moi!
Kendi ışınlayıcılarını kullanmakta ısrar ediyorlar efendim.
Restez sur eux, La Forge.
Ve ışınlayıcılarımızın yaptığı gibi belirli bir maddeye de dönüştürebilir.
Et de lui donner n'importe quelle forme. Comme avec la téléportation. Regardez l'écran!
Onları ışınlayın.
Revenez dans trois siècles.
Bunu engelleyebilecek olsaydım, engellerdim. - Onu geri ışınlayın.
Ma femme et mes enfants m'attendront à la maison?
Ve beni buraya ışınlayıp, gerçekten güzel bir kadını... görme fırsatını verdiğiniz için de size teşekkür ederim.
Et merci à vous de m'avoir téléporté ici et de m'avoir permis de rencontrer une femme absolument irrésistible.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]