Şampanya translate French
3,698 parallel translation
Uyduruk şampanya ve kokteyllerden ikram etsinler.
Offrez leur du champagne, des cocktails.
- Tadın şampanya gibi
Tu as le goût de champagne. Vraiment?
Otelcinin dediğine göre şampanya söylemişsiniz.
L'aubergiste se rappelle avoir commandé du champagne.
Herkese benden şampanya.
Champagne pour tout le monde!
Bir saat önce şampanya almaya gittin. Ve kendi başıma "karaoke" yapmak biraz aşağılayıcı bir hâl aldı ben de Andrew Tyler'ı aradım.
Le champagne et toi n'arriviez toujours pas et j'en avais marre de chanter seul, alors j'ai appelé Andrew Tyler.
Louis şampanya beni etkilemedi bana ulaşamayacağı kadar yukarıdayım.
Oh, Louis, le champagne me monte a la tête. Je suis trop pompette pour que ça m'atteigne.
Ben... ben eminim şimdiye kadar çoktan havalanmışlardır ve biz konuşurken onlar 9000 metrede şampanya tokuşturuyorlardır.
Je suis sur qu'ils sont dans les airs, buvant du champagne à 30000 pied alors que nous parlons.
Ama Dan'in bana karşı hisleri yok ve bunu değiştirebilecek hiçbir şey yok ne bir şampanya ne de büyüleyici bir tatlı.
Mais Dan n'a pas de sentiment pour moi, et rien ne va changer ça, pas un peu de champagne et un dessert éblouissant.
Ama bu şarap ve şampanya yüzünden...
Non, mais... c'est le vin, le champagne...
Hadi bakalım, şampanya var. Her şey harika. Noel'deyiz, tamam mı?
II y a du champagne, c'est beau, c'est sublime, c'est Noël, d'accord?
Garsonlar şampanya getiriyorlar.
Je vous invite à prendre une coupe.
Şampanya!
Champagne!
Ya şampanya içeriz ya da eve yalnız gidersin dedi.
Quel look soigné. Jazz dit Je veux une bouteille de Cristal, ou je vais retourner seul à la maison.
Genç adam, şampanya fiskiyesinden öylece içmek iyi bir davranış değil.
Jeune homme, on ne boit pas à même la fontaine de champagne de cette manière.
Ayrıca şarap ve şampanya da aldım ve Vincent'ten bir gurme hediye sepetimiz var.
J'ai aussi acheté du vin et du champagne, et un panier gourmet à Vincent.
Sepete ev yapımı kruvasan, şampanya, çeşit çeşit deniz ürünleri ve daha bir sürü şey koymuş.
Il a fait des croissants maison, il a mis du champagne, des fruits de mer ou autres.
Çekim sırasında popoma şampanya fışkırtıyordu.
C'était l'assistante qui aspergeait mon cul de champagne.
Ayrıca artakalan hindinin yanında bir şişe de şampanya.
Plus une caisse de champagne pour aller avec vos restes de dinde.
Doğum günüydü ve şampanya içtiğim zaman beni bilirsin.
C'était le jour de son anniversaire... et tu sais comment je suis quand je bois du champagne...
Bana şampanya, mum ışığı ve atlı araba ile sürpriz yapacak.
Brad a prévu du champagne, des bougies, et une calèche.
Şampanya ister misin Cliff?
Tu veux du champagne?
Şampanya.
Champagne.
- Bir şampanya alabilir miyim, lütfen?
- Je peux avoir du champagne?
Manş Tüneli'nde yüzmeye hazırlanın ve sonra da şampanya içinde boğulun.
Prépare-toi à nager dans le canal anglais et ensuite, à se noyer dans le champagne.
- Şampanya getirelim.
- Sortons le champagne.
Daha çok para kazanayım, sana daha çok şampanya alayım diye.
Pour faire plus d'argent, achète-toi plus de champagne.
Sauterne şaranı yerine şampanya mı söylesek?
Ne devrions nous pas passer du sauternes au champagne?
Toplantı odasında şampanya var.
Il y a du champagne dans la salle de réunion.
Şampanya almamı istedi.
Elle m'a demandé d'acheter du champagne.
Şampanya olsun.
- Ouais. Une coupe.
İki şampanya Mika.
- Deux coupes, Mika!
- Jules canım, şarap mı istersin yoksa şampanya mı?
Jules Darling, voulais-tu le Pinot ou le Zinfandel?
Bana biraz şampanya getirir misin?
Va me chercher du champagne, tu veux bien?
Roma sadece iki bardak şampanya uzaklığında.
Rome est juste à 2 verres de Chardonnay d'ici.
Şampanya ve şeri kadehleri de küçük açılarla arkaya.
Coupe à champagne et verre à digestif doivent former un triangle.
Şey, neyse, umarım mutfakta şampanya ile değildir.
J'espère qu'il ne boit pas du champagne dans la cuisine.
Alkol ve uyuşturucuyla olan sorunlarını bilmene rağmen yetinmemişsin bir de göstere göstere önünde şampanya içiyorsun.
Tu sais qu'elle a eu des problèmes, et tu te soûles devant elle!
Ya da şampanya getirtiriz?
Peut-être la salle VIP?
- Şampanya.
Ah, champagne.
İş arkadaşım size yüzlük şampanya açmış ama kasada kartın patlamış.
Oui. Mon collègue vous a laissé dépenser 100 000 couronnes de champagne, et le paiement a été refusé.
- Şampanya için teşekkür ederim.
Merci pour le champagne.
Shannon, bize bodrumdan biraz şampanya getir lütfen.
Apporte-nous du champagne de la cave, s'il te plaît.
- Ya şampanya?
- Et le Champagne?
Şampanya şisesinde bunu bulmuşlar.
Ils ont trouvé ceci dans la bouteille de champagne.
Yani sizde o masada olmalısınız, ama şampanya içmediniz.
Donc vous étiez à la table d'honneur, mais nous n'avez pas bu de champagne.
- Her kisme bu kişi şampanya ve bardaklara ulaşımı olan birisi olmalı yemekten önce ama bütün herkes lobideyken, biri bu fırsatı yakalamış olabilir.
Peu importe qui c'est devait avoir accès au champagne et aux verres avant le repas. Mais avec toutes ces personnes qui se trouvaient dans le hall, n'importe qui dans la pièce aurait eu une opportunité.
Şampanya pardağını tekrar test ettirmemiz gerekiyor.
Nous devons retester la flûte de champagne.
Kim şampanya ister?
Qui veut du champagne?
Şampanya?
Champagne?
aslinda, sampanya rengi. hemen hemen evliydik.
Elle est couleur champagne, on a failli se marier.
Oturun ve biraz şampanya alın.
Venez boire le champagne!