Şapka mı translate French
718 parallel translation
- Şapka mı?
- Un bonnet!
Şapka mı?
- Des "chapeaux"? .
- Şapka mı?
- Un chapeau?
- Şapka mı?
- Quel chapeau?
Teksas'tan gelen şapka mı?
Un chapeau du Texas?
Ben de yeni şapka mıyım?
Ah, et moi une "nouvelle"?
- Bu palto ve şapka mıydı?
- Cet imper et ce chapeau?
Bana şapka mı çıkarttın?
Tu m'as tiré ton chapeau?
Eğer uslu durursan Paris'e gittiğimde sana kocaman bir şapka alırım. Üstünde de uzun, güzel bir tüy olur.
À Paris, je t'achèterai un beau chapeau avec une longue plume.
Paris'e gittiğimde, ona uzun tüylü kocaman bir şapka alacağım.
À Paris, je lui achèterai un chapeau avec une longue plume.
Eğer uslu durursanız, size daha uzun tüylü bir şapka alırım.
Et à vous aussi, avec une plume encore plus longue.
Öncelikle, şapka gönderdiğiniz genç hanım size teşekkür etmemi istedi.
D'abord, la jeune dame à qui vous avez envoyé le chapeau tient à vous remercier.
Bu şapka ne için? Dışarı mı çıkıyorsun?
Et ce chapeau?
Bir haftalık yevmiyen, yeni şapka masrafımı tazmin edecektir. Hayır.
Votre semaine de salaire servira à me payer un nouveau chapeau.
Tüvit, kahverengi lekeli yulaf rengi, yapıştırma cepli... Eşarp, keçe şapka, kahverengi ayakkabı, etek... ve göğüs cebinde küçük bir mendil. Hatırlayamadığım.
Tweed chiné beige et brun, poches appliquées... chapeau bleu, chaussures marron, chemisier en tussor... avec un bleu différent et une pochette bleue.
Oh, Carrie, canım. Ne kadar güzel bir şapka.
Quel joli chapeau, Carrie!
Size bir şapka bulayım.
Nous devons vous trouver un chapeau
Bir keresinde şapka almıştım.
Un jour, dans le train.
Şapka ve paltonuzu çıkarmanıza yardım edebilir miyim?
- Je prends le manteau et le chapeau?
Bir de şapka aldım. şirin bir şey. Ayakkabı, çanta, eldiven...
Et un joli bibi, un sac, des chaussures, des gants!
Uygun siyah bir şapka bulmak için altı mağaza gezmek zorunda kaldım.
J'ai fait six endroits pour lui trouver un chapeau noir.
Bir elbise birkaç çift ayakkabı ve bir şapka ve onları da borç olarak verdiğinizi bilmem yeterdi.
Si vous m'achetiez juste une robe et des chaussures et un chapeau... et vraiment plutôt sous forme de prêt.
Savaştan iki hafta önce bir siyah melon şapka almıştım.
J'en ai acheté un 15 jours avant la guerre.
- Benimle kalırsan sana araba yüküyle şapka alırım!
Avec moi, cocotte, t'en auras des tas!
Şapka konusunda uzmanım!
Je suis calé en chapeaux!
Şapka bilgim sayesinde para kazandım.
Même qu'on me paie pour!
- Şapka için bana 50 dolar verdi.
Petite garce! Elle m'avait donné 50 dollars!
Çeyizimi hazırladım, düğün için özel bir elbise ve şapka aldım.
J'avais acheté mon trousseau, ma robe et mon chapeau de mariage.
Çok tatlı görünüyorsun. Bu kesinlikle güzel bir şapka, hayatım.
Tu es ravissante avec ce chapeau
Geiger 40 yaşlarında orta boylu şişmanca ham vücutlu, Charlie Chan bıyıklı iyi - giyinen siyah şapka takan antikalardan anlar gibi görünüp, aslında anlamayan ve sanırım sol gözü cam olan biri.
Geiger a la quarantaine... il est de taille moyenne... rondouillard... plutôt mou, avec une moustache... bien habillé... il porte un chapeau noir... fait semblant de s'y connaître en antiquités... et je crois que son œil gauche est en verre.
"New Jersey, Hackensack'teki Prentiss Şapka Fabrikası... " dün sansasyonel bir soygununun kurbanı oldu. " Soygunun her adımının dikkatle planlandığı belirtiliyor.
Une usine de New Jersey, victime d'un hold-up minutieusement préparé.
Bir şapka fabrikasında hiç bulunmamıştım.
Je ne suis jamais entré dans une usine de chapeaux.
- Şapka takmayacak mısın?
- Vous ne mettez pas de chapeau?
Bir takım elbise, bir çift ayakkabı, bir şapka bir takım iç çamaşırına karşılık ortağım üstünde kalırsa 15 dolar alırım.
Un costume, une paire de chaussures, un chapeau. Un ensemble de sous-vêtements contre 1 5 $ que mon partenaire reste en selle.
Artık Paskalya için yalnızca bir kastor şapka lazım.
Il me manque plus qu'un chapeau de castor et la panoplie sera complète.
Tutkusuna şapka çıkarıyorum.
Sa constance m'a impressionné.
Şuna dikkat : Mavi takım elbise ve gri şapka.
Costume bleu, chapeau gris.
Belki Bay Sjuberg imdadımıza yetişir de bize birkaç pelerin,.. ... şapka ve pantolon ödünç verebilir diye düşündüm. Meslektaşız sonuçta.
Je me suis dit que vous pourriez nous aider en nous prêtant quelques capes et chapeaux... entre confrères...
- Şapka takmam. - Cidden mi?
- Je ne m'en sers pas.
... yaklaşık 40 yaşlarında, 80 Kg, saçları siyah ve kahverengi gözlü, gri bir takım elbisesi var ve aynı renk bir şapka takıyor.
... la quarantaine, 1,78 m, 80 kilos, cheveux noirs, yeux marron, costume et chapeau gris.
En büyük artist bile hava ile yaşayamaz. Daha sonra karım, aranızda şapka ile dolaşacak.
Et parce que même le plus grand artiste ne peut pas vivre de l'air du temps, ma femme passera ensuite parmi vous avec un chapeau.
- Şapka da var mı?
- Il y a un chapeau aussi?
Şapka olmadan nasıl kaçarım?
Comment m'enfuir sans chapeau?
Havalı bir şapka da var mı, baksana bir.
Il est joli.
Palto ve şapka sanırım.
Il avait un chapeau et un manteau, je crois.
# Bu yüzden kendime bir çanta ve silindir şapka aldım
Un sac de voyage et un chapeau Je me suis achetés
Peki Bay Vole, Bayan French'i son kez ziyarete gittiğinizde üstünüzde bir palto ve kahverengi şapka var mıydı?
Quand vous êtes allé voir Mme French pour la dernière fois, portiez-vous un imper et un chapeau marron?
Hanımların yanında hep şapka takar mı?
Il porte toujours son chapeau?
Böyle şapka takan biriyle beraber görünmekten utanmaz mıydınız?
Vous sortiriez avec quelqu'un portant ce chapeau?
- Şapka mı bakmıştınız?
Vous cherchez un chapeau?
Biliyor musun, hayatım, bence şapka takmaya uygun değilsin.
Oh. Tu sais chéri, tu n'étais pas fait... pour porter un chapeau.