English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turkish → French / [ Ş ] / Şaşırdın mı

Şaşırdın mı translate French

1,641 parallel translation
Dünyada olan bu kadar korkunç şeylere rağmen nasıl konsantre olabiliyorsun? Ne oldu? Yoksa beni karşında görünce şaşırdın mı?
Avec toutes les horreurs qui arrivent dans le monde, pourquoi faire une fixation sur un homme complètement insignifiant, hein?
Şaşırdın mı? Biraz.
Étonné?
- Şaşırdın mı?
- Tu es surpris?
Doğum günün mü, şaşırdın mı sen?
Ton anniversaire?
Antonio aradığında çok şaşırdın mı?
L'appel d'Antonio a dû te faire un choc.
Şaşırdın mı?
Vous êtes étonnés?
Şaşırdın mı, Grant?
Tu es surpris, Grant?
öldüğü gece May'in onun yanında olduğunu duyduğunda şaşırdın mı? - evet.
Vous étiez surpris d'entendre qu'il était avec May le soir de sa mort?
- Şaşırdın mı?
- Ça vous étonne?
Şaşırdın mı?
- Simple passage.
Şaşırdın mı?
Ça t'étonne?
Medenileştiğimizi öğrendiğinize şaşırdınız mı, Bay Jackson?
Que c'est civilisé. Seriez vous surpris de nous voir civilisés, Mr.
Hem anasını hemde kızını becerebileceği... beklentisi yüzünden ona hemen oracıkta... felç inmemesine şaşırdım.
Je suis étonnée que l'idée de se taper la mère, puis la fille ne lui ait pas fait faire une crise cardiaque!
Şaşırdın mı?
J'ai assez de la mienne en ce moment.
Elektriğinizi açmalarına bile şaşırdım.
Je suis étonné qu'ils n'aillent même pas remis l'élèctricité pour vous.
Lennon'ın gözetim altında olduğunu telefonlarının dinlendiğini öğrendiğimde şaşırdım.
J'ai été surpris d'apprendre qu'il était surveillé, sur écoute.
"Şaşırdınız mı gerçekten?"
"Vous êtes surpris?"
Burada Saddam Hüseyin'in benzerleri olduğunu sürekli duyardım. Hepinizin burada yaşadığını görünce sanırım biraz şaşırdım. Bize pek bir tanıdık gelen bir evde...
J'avais entendu parler des sosies de Saddam Hussein, je suis un peu surpris de vous trouver tous ici, dans une maison semblable à la nôtre.
- Mesajınızı alınca şaşırdım.
- Votre message m'a surpris.
Daha önce olmamasına şaşırdım.
Ça m'étonne que ça n'arrive que maintenant.
Aramadığına şaşırdım doğrusu.
Je suis surpris que vous n'ayez pas appelé plus tôt.
Yakın geçmişi düşünecek olursak benimle bir şeyler yapmak istemene şaşırdım.
Je m'étonne que vous vouliez me voir après ce qui s'est passé.
Bu ülkeyi terk ettikten sonra, umarım iyice düşünürsünüz iyilikten uzaklaşıp, nasıl böyle yolunuzu şaşırdığınızı ve bu korkunç hayata daha ne kadar dayanacağınızı.
Vous allez quitter ces rivages. Et vous allez réfléchir, j'espère, à comment vous vous êtes égarés de tout ce qui est bon, et à combien de temps vous pourrez survivre, à cette terrible vie.
Kan akışını kalıcı olarak kesmemesine şaşırdım.
Ça aurait déjà dû engendrer une ischémie.
Lisa, diüretik ilacı da artırmadığını..... söyleyince ne kadar şaşırdığımı düşün.
Et Lisa, imagine ma surprise quand elles m'ont dit que tu n'avais même pas augmenté ses diurétiques!
Annemi aramadığına şaşırdım.
Ça me surprend qu'elle n'ait pas appelé Maman.
Rotanın değiştirilmemesine şaşırdım.
Je viens juste de sortir de l'avion, je ne comprends pas. Je suis surpris que vous n'ayez pas été détournés
Geri dönüp, dikkatsiz sürdüğün için seni tutuklamadıklarına şaşırdım.
Je suis surprise qu'ils n'aient pas faits demi-tour pour t'arrêter pour conduite dangereuse.
Çok şaşırdım, bu işlerr benden çok siz meraklısınız galiba memur bey.
Impressionnant, tu es si intéressé par le business du jeu en ligne.
Hayır, tanrım, niye şaşırdın?
Non. C'est pas bien?
Tüm ilişkilerin bitişine bakarsak kalkanının ev kadar büyük olmadığına şaşırdım.
Vu la fin de vos relations, c'est étonnant que votre blocage soit si petit.
Yalnızca, sizinle konuşmak istememesine şaşırdım.
Je suis étonné qu'il n'ait pas voulu vous parler.
Carla ve Turk hamile olduklarını söylemeye geleceklerdi ve Carla'nın gerçekten şaşırdığıma inanması gerekiyordu.
Carla et Turk allaient venir m'annoncer qu'elle attendait un bébé. Carla devait croire que j'étais vraiment surpris.
Kendi yaşamında çok düşüncesiz olmanı anlıyorum ama arkadaşın için böyle duyarlı olmana şaşırdım.
Je peux comprendre que tu prennes des risques, mais je suis étonnée que tu tiennes si peu à ton ami.
Bu kadar bilgi sızıntısı varken laboratuvarımıza adımını atmana şaşırdım.
Ça m'étonne que vous mettiez les pieds dans notre labo avec toutes les fuites d'informations qu'on a ici.
Eklemeliyim ki, Lisa Simpson'ın bu sene bir proje hazırlamadığına şaşırdım.
Et je dois noter que je suis surpris que Lisa n'ai pas presenté de projet cette année.
Şaşırdınız mı?
Etes-vous surprise?
Mutlu yıllar tatlım. Şaşırdın değil mi?
Joyeux anniversaire, chéri.
Aslında tatlım özür dilemeye zamanın olabildiğine şaşırdım.
Oh en fait, trésor, je suis même surprise que tu aies le temps de t'excuser.
Gelmenize bu yüzden şaşırdım.
Ils n'ont rien pu faire face à mon insistance. Quelle idéaliste!
- 4 mü? Sayısını şaşırdım artık.
J'ai perdu le compte.
Açıkçası kimsenin de takacağını sanmıyorum. Bu kadar uzun sürmesine şaşırdım.
Bébé, je...
Yine de, Larry Watt'ın toplantıya şahsen gelmek yerine mahdut bir ortağı göndermesine şaşırdım.
Prenez le comme vous le voulez, Mme Dunham, mais je suis plus que surpris que Larry Watt ait choisi de ne pas venir en personne, et encore plus qu'il ait envoyé une future associée.
- Şaşırdığımı söyleyemem.
- Ce n'est pas très surprenant.
- Adlarını hatırlamana şaşırdım Bay Sarkesian.
C'est étonnant que vous vous rappeliez leur nom.
Şaşırdın mı?
Surprise?
Beklemiyor... Beni aradığınıza şaşırdım.
je suis surprise que vous m'appeliez.
Kabul etmeliyim ki Robert'ın bana referans olmasına şaşırdım.
Je suis surprise que Robert vous ait parlé de moi.
Turizmin büyük bir endüstri olmamasına şaşırdım.
Bizarre que le tourisme n'explose pas!
Peki açsam şunu ben ve porselen fincan çıkmasa, şaşırır mıydın? - Şaşırırdım. - Niye ki?
Si j'ouvrais la caisse et n'y trouvais pas de tasses, vous seriez surpris?
- Bak buna çok şaşırdım. Çünkü Carl'ın odasında asılı yegâne resim işte buydu.
Ça me surprend, parce que c'était la seule photo que Carl avait dans sa chambre.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]