English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turkish → French / [ Ş ] / Şeyde

Şeyde translate French

2,947 parallel translation
Evet, o ve Skype şu şeyde kullandığım tek şeyler.
Heu, oui, ça et utiliser Skype sont les seules choses que je sais faire sur ce truc.
Bana hiçbir şey söylemiyor, ama siz yeni öğretmensiniz diye en küçük şeyde kusur buluyor.
À moi, il ne dit jamais rien. Mais comme vous êtes nouvelle, il vous accuse de tous les torts.
Deb, seni buraya getirdim çünkü nasıl bir süreçten izlediğimi görürsen yaptığım şeyde bir değer olduğuna hak verirsin diye düşündüm.
Deb, je t'ai attirée ici car je pensais que peut être si je te laissais assister au processus, que tu apprécierais que ce que je fais a de la valeur.
Vay vay, bu gördüğüm şeyde ne öyle?
Oh oh, mais qui voila?
Kızım, bu hastanenin şeyde bir numara olduğunu söyledi.
Ma fille m'a dit que c'est le meilleur hôpital pour ce qui est de la peau...
Yaptığımız işte, yarattığımız şeyde ona da yer var.
Non, il a sa place dans ce que nous faisons, dans ce que nous construisons.
Bu harekette bütün olarak bir şeyde, Mısır'ın dağılmasıydı.
Quand on prend le mouvement dans son ensemble, il y a un truc en particulier qui ressort, c'est quand l'Égypte s'est déchirée.
En önemli şeylerden birisi, çok geniş kitleleri etkileyen ve en önemli şeyde, sadece Anonymous tarafından değil, aynı zamanda medyanın, hacklemenin sonucunda ne keşfettiğiydi.
Le piratage a produit certaines découvertes cruciales, des résultats importants et déterminants, et pas seulement de la part des Anonymous, mais également par les médias et tout ce qui s'ensuit.
Geçen cuma, kurban şeyde çalışıyordu -
Vendredi dernier, la victime travaillait... C'est Travis, non?
Milo şeyde... Biraz meşgul.
Milo est, heu... occupé.
- İki şeyde yardıma ihtiyacım var.
J'ai besoin d'aide à propos de quelques trucs.
Ne çalıyor o şeyde?
T'écoutes quoi?
Lennox'la ilgili şeyde kafam karıştı.
Oh, j'ai vraiment faits tout foirer avec Lennox.
Bir daha bana bir şeyde iyi olmadığını söylediğinde sana inanacağım.
Gagnant-gagnant La prochaine fois que tu me diras que t'es as trop bon pour un truc, je te croirai
- Acıtıyor. Hiçbir şeyde iyi olmayanlara.
Ni de bons à rien.
Bu şeyde kendimi görebiliyorum.
Tu sais, je peux me voir là dedans.
Birçok şeyde iyi olmak istiyorum.
Je veux être douée pour un tas de choses.
Ve size garanti ederim, eğer salsa da iyiyseniz başka şeyde de iyisinizdir.
Et je vous garantis si vous êtes bon à la salsa, vous êtes bon à autre chose.
Son anda her şeyde kusur buluyordun da.
Tu as percé des trous partout au dernier.
Katie'ye söylediğin her şeyde ciddi miydin?
Tu étais sincère avec Katie?
Her şeyde bu aynı inanç sistemim var.
C'est ma façon de voir les choses.
- Seni şeyde sanmıştım... Patronuma Santa Barbara'ya bir müşteriye çini almaya gittiğimi söyledim.
Je... je pensais que tu étais... j'ai dis à mon boss que j'étais en route pour Santa Barbara, récupérant des tuiles pour un client.
Hiçbir şeyde uyuşmuyorum.
Je ne suis pas pas d'accord à propos de quoique ce soit.
Benim görevim gerçeği ortaya çıkarmaktır ve anlattığınız şeyde doğru bir bilgi yok.
Je cherche la vérité et vos propos sonnent faux.
Ve konuşacağımız diğer bir şeyde'Grave Encounters ( Mezar Buluşmaları )'.
Et la prochaine chose dont nous allons parler est le DVD, "Grave Encounters".
* Duygusallık dediğin şeyde *
♪ Romanticality ♪
İyi tarafından bakarsanız, her şeyde kullanabileceğimiz bir sürü oyun hamuru kutusu var.
L'avantage, c'est qu'on fait ce qu'on veut avec les coquilles restantes.
Lakin ufak bir değişiklik söz konusu, bundan böyle bu ofisteki hiçbir şeyde bizimle beraber olmayacaklar.
Mais avec un ajustement très important -... ils ne seront plus au courant du fonctionnement interne de ce bureau.
Bu ofise gelmeyeceksin CBI ile ilgili hiçbir şeyde adın geçmeyecek.
Vous ne venez plus dans ce bureau. Vous n'avez plus rien avoir avec le CBI.
- Gerçekten çok inatçı. Bence her şeyde mükemmel olmaya çalışıyor.
- Il devient très très capiteux et je pense qu'il veut juste être parfait partout.
Herhangi bir şeyde profesyonel olmayı veya bunu telafi etmeyi sorsalar sence hangisini seçerdim?
Si tu me donnais le choix de devenir un pro, ou de me raccommoder avec lui, quel sera mon choix d'après toi?
Olabilir ama bir şeyde herkesten iyi olmanın ne demek olduğunu bilmiyorsun.
Peut-etre, mais vous ne savez pas ce que cela fait d'etre meilleur que tous les autres dans un domaine.
İddiaya girerim evde bir fotoğrafta, e-postada ya da başka bir şeyde Kate'i gördünüz ve bunu bilinçaltınıza kaydettiniz sonra rüyanızda onu bilinçaltınızdan geri çağırdınız.
Donc je suis prêt à parier qu'il y a quelque chose dans la maison, une image, un mail, quelque chose que vous ayez inconsciemment noté qui a dessiné Kate vers votre esprit et vous l'avez appelée à la vie dans votre rêve.
Hiçbir şeyde bir sebep göremez olmuştum.
Je n'ai pas vu de but en rien.
Sana şeyde çarpmıştım. Karnavalda. Rex'i...
Je t'ai rentré dedans à... ce carnaval.
Ben her şeyde iyiyimdir.
Je suis bon en tout.
Yani liste gibi bir şeyde mi yer alıyorsun?
Attends, tu es juste sur une liste ou quelque chose comme ça?
Ne çalıyor o şeyde?
Qu'est-ce qui joue sur ce truc?
Evet, bu ses her şeyde etkili olmuyor.
Ouais, ce son ne marche pas pour tout.
Sonunda bir şeyde şanslıyım.
Enfin, je suis chanceux à quelque chose.
O içeriye girdiğim sabah zavallı kızcağızın şeyde saklandığını...
Je l'ai su le matin où je suis entrée ici et la pauvre fille se cachait dans...
Klasik sanat insan formunu idealleştiriyor, ama sanatçılar genellikle anahtar açıları, mesela kaburga içi kasları anlayamıyor. Sen anlıyorsun. Yaptığım her şeyde muazzam bir gurur vardır.
L'art classique idéalisait la forme humaine, mais les artistes ne comprenaient pas certain aspects clés, comme la superposition des muscles intercostaux.
Hanna'ya bir şeyde yardım etmem gerekti.
Où étais-tu? Hum, je devais aider Hanna avec quelque chose.
Ben hiçbir zaman yaptığın şeyde iyi olmadığını söylemedim.
Je n'ai jamais dit que tu n'étais pas bon dans ce que tu faisais.
Yani, Mona olayında hayatta kaldım. Şimdi her şeyde başarısız oluyorum. Fizikte bile.
Je veux dire, j'ai survécu tout juste à Mona, et maintenant je rate tout, même la physique.
Bu kadar büyük bir şeyde onun yardımını mı isteyeceksin?
Tu vas demander de l'aide à Louis pour quelque chose de si important?
Dondurucuda, buzdolabında, bilemiyorum kapalı herhangi bir şeyde olabilir.
Quoi que ce soit de sécurisé.
Tamam ama şehri terk etmek zorunda olduğunu söyledi, ve bilmemiz gereken şeyde bu. Neden şehirden gitmek istiyor?
Ok, mais il dit qu'il doit quitter la ville, et c'est ce que nous avons besoin de savoir.
Diğer her şeyde olduğu gibi hokeyde de yüksek teknoloji kullanılıyor.
Comme tous les sports, le hockey s'est perfectionné.
Bu şeyde porno var mı?
Tu as du porno sur ce truc?
Ben pek şeyde görmeye alışık değilsin.
Je parie.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]