English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turkish → French / [ Ş ] / Şoför

Şoför translate French

1,998 parallel translation
Ama sorgulanan şoför araçla dönmediği için muhtemelen kayıtları doldurmayı unutmuştur.
Peut-être qu'il a omis de noter qu'il a fait le plein avant le vol. C'est plausible, non?
Programa göre şoför oradaydı.
Le chauffeur devait y aller en dernier.
Bugün beni Bayan King'e bırakıp alacak bir şoför lazım.
Tu viens de me dire qu'elle t'a donné de la monnaie pour louer une voiture.
Kadından başka bir koruma ve bir de şoför var. Bu kadar. Tamam.
Elle a un chauffeur et un garde du corps... c'est tout.
Bana bir şans verin bir daha olmayacak. Şoför yanlış yola saptı.
Je vous en prie, laissez-nous repartir.
Bu bir şoför sırrı.
C'est un secret de routier.
Şoför beni Vali Konağı'na götürüyor.
Le chauffeur m'emmène chez le gouverneur.
Araba ve iyi bir şoför ayarla.
Trouve-nous un bon chauffeur.
Şoför de yan girişten getirsin onu mutlaka.
Et dis au chauffeur de la déposer à l'entrée bis. L'entrée bis?
Şoför bey, yan girişe gidebilir misiniz?
Pourriez-vous conduire la voiture à l'entrée de service?
Kamyonu kadın şoför kullanıyordu.
C'était une conductrice.
Yol için ısıtıyoruz, şoför bey.
Juste un petit dernier pour la route, capitaine.
- Şoför koltuğuna geçer misin lütfen. Daha önce hiçbir öğrencimi bırakmadım.
Reprenez le volant, je n'ai jamais abandonné un élève.
Humvee, şoför, hepsi bu.
Un 4x4, un chauffeur, c'est ça.
Hayır. Şoför de öldü.
Non, le conducteur est mort aussi.
- Karısının şoför mahallinde olduğunu kanıtlayan bir şey bulursan haber ver.
Dites-moi si vous trouvez une preuve pour la femme sur le siège conducteur.
Başka bir şoför çağırırım.
J'appelle un autre taxi.
Ne sen, ne ilk şoför ne baban, ne de kısa bir süre önce ölmüş olan Frank Martin.
Ni vous, ni le premier chauffeur ni votre père, ni le fraichement décédé Frank Martin.
O zaman şoför neden kadının piste inişini duymadı?
Ouais, alors, pourquoi le chauffeur du bus n'a pas entendu son atterrissage?
Arabayı durdur! Şoför abi, burada bekle!
Chauffeur, Attendez ici!
Gerçek şu ki her halükârda benden daha iyi bir şoför.
La vérité, c'est qu'elle conduit bien mieux que moi.
Şoför olduğu yazıyor.
Ça dit qu'il est chauffeur.
Bir şoför mü?
Il est chauffeur?
Hayır, hayır. Moran'lar için çalışıyorum. Şoför olarak.
Je suis le chauffeur des Moran.
İş yoksa, başka şoför bulursun.
Pas de boulot, pas de voiture.
Ros, şoför daima arabanın ön tarafından dolanıyordu.
Ros, les chauffeurs font le tour par l'avant.
Bu güzel, ama görgü tanıkları... Dana arabaya bindiğinde, Valinda'nın... şoför koltuğunda oturduğunu söylediler, bu doğruysa eğer...
C'est bien, mais les témoins ont dit que Valinda était sur le siège passager quand Dana est montée.
Şoför konser sırasında çalındığını rapor etmişti..
Le chauffeur a signalé sa disparition cette nuit-là, pendant le concert.
Şoför olacağım.
Je serai chauffeur.
Şoför kıyafetli birini gördün mü?
Vous voyez un uniforme de chauffeur?
Ayrıca şoför koltuğunda silahlar var.
Et des armes sur le siège du conducteur.
Göstermelik bir şoför mü yoksa koruma mı?
Chauffeur ou garde du corps?
Yeni ajanlardan birini size şoför olarak verebilirim.
Un agent conduira votre voiture. { \ pos ( 192,230 ) } Venez.
Kırk dakika sonra, gerçek şoför ortaya çıkmış.
Quarante minutes après, le vrai conducteur arrive.
Babam tam şoför gibiydi.
Mon père, quel chauffeur, hein?
Şoför kaputu açmıştı.
Le conducteur regardait sous le capot.
Ucu kesik tüfek, yakın mesafe, şoför tarafından atış, mavi jip.
Un calibre. 12, canon scié, tiré de près par la fenêtre conducteur d'un SUV bleu.
Alan Walters kazaya sebep olan şoför.
Alan Walters... Le conducteur qui a causé l'accident, est mort sur les lieux.
Şoför bey, bir sonraki sokak lambasına çarpar mısınız?
Chauffeur, pouvez-vous foncer dans le lampadaire le plus proche?
Şoför penceresinde birkaç kısmi parmak izi var.
Plusieurs empreintes partielles côté conducteur par ici.
Şöför, lütfen kenara çeker misin?
Chauffeur, vous pouvez vous garer, s'il vous plaît?
Şöför parktan geçmek istedi.
Le chauffeur voulait passer par le parc.
Benim bindigim taksi de neredeyse çarpiyordu, ama soför zar zor durdu.
Mon taxi a failli le toucher, mais le chauffeur a pu s'arrêter.
- Şöför yüklenirken görmüş olmalı.
Il s'occupe juste des camions. - Le chauffeur a bien dû la voir.
Efendim, kontrol için hemşire, şoför gönderelim mi?
Nous pouvons amener une infirmière, un chauffeur ici..?
Şöför. Taksiyi çevir, geri dönün.
Fais demi-tour et rentre.
Şöför, geri dön.
Roule.
- Şoför sarhoş muymuş?
Ballonnez-le.
Gazla, şöför.
Chauffeur, on y va.
Şoför nerede?
Où est le chauffeur?
Kessinger aracı durdurup şöför tarafına geliyor, ve boğazından vuruluyor.
Kessinger lui fait arrêter la voiture, s'approche de la fenêtre côté conducteur et se prend une balle dans la gorge.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]