2050 translate Portuguese
40 parallel translation
2050'de kimsenin böyle bir konuşmasının olmayacağı cesaret verici.
É encorajante que em 2050 ninguém poderá conversar assim.
Shannon O'Donnell Janeway, 2050 dolaylarında.
Shannon O'Donnell Janeway.
Biraz daha araştırma yaptık.
Aproximadamente em 2050. Investigamos um pouco mais.
Soruşturma konusu model Locus Solus tarafından yapılan 2050 Hadaly.
O corpo em questão é feito pela Locus Solus Company. Tipo 2050 Hadaly.
James Gray'in senaryosu 2050 yılında sualtı şehrinde Amerikan işçi toplumunun mücadelesini anlatıyor.
James Gray escreveu uma história inteligente sobre o operário Americano, mas inserida numa sociedade subaquática apocalíptica de 2050.
Sorunumuz çok büyüktür, 2050 yılında 14 teravat enerjiye ihtiyaç duyacağız, bu kadar büyük bir enerji için bize yeni bir kaynak gerekecek.
O problema é enorme, a 14 TeraWatts de Energia "por habitante" nós precisamos por volta de, 2050 nós precisamos de outra fonte dessa mesma quantidade de energia.
Rakamları gördüm. 2050 yılında milyoner olabilirim.
Vi os números e achei que estaria milionária em 2050.
Mumbai 2050!
Mumbai 2050!
2050!
2050!
Demek 2050 yılının Mumbai'sine gitmek istiyorsun.
Então, quero ir para a Mumbai de 2050.
Hadi 2050'ye gidelim.
Vamos para 2050.
Görünen Mumbai 2050.
Diz Mumbai 2050.
Mumbai 2050 mi, amca?
Mumbai 2050, tio?
- Mumbai 2050!
- Mumbai 2050!
Bekle bizi 2050 Mumbai!
2050, Mumbai, aqui vamos nós!
23 Ekim, 2050!
23 de setembro de 2050!
2050'de olduğumuza emin misin?
Tem certeza de que estamos em 2050?
Mumbai 2050, başardık!
Mumbai de 2050, nós fizemos isso!
2050 öyle güzel ki her köşe başında büyülenmiş gibiyim!
2050 é tão bonito, eu sinto vontade de abraçar cada transeunte!
2050 yılına geldiğinizden beri kendinizi nasıl hissediyorsunuz?
Você não me disse! Como você se sentiu depois de entrar em 2050?
Elveda 2050!
Adeus 2050!
Öyle ki 2050'de Dünya'daki canlıların dörtte biri yok olabilir.
Em 2050, um quarto das espécies terrestres, podem estar em vias de extinção.
2050 yılında en az 200 milyon kişi iklimsel nedenlerden ötürü mülteci olabilir.
Poderá haver, no mínimo, 200 milhões de refugiados devido ao clima em 2050
2050 yılına kadar dünya kutup ayısı nüfusunun üçte ikisi yok olabilir.
Dois terços dos ursos polares do mundo poderão desaparecer até 2050.
Trenin 1 Ocak 2050'de istasyondan hareket ettiğini düşünün.
Imagine que um trem deixa a estação em 1 ° de janeiro de 2050.
Fırsatlar diyarıymış! Sen kalk, bokun içinde pislikler gibi tıklım tıkış yaşayarak üreyip dur sonra da, yıl 2050 oldu mu, nüfusunu bizim iki katımıza katla!
"arco-íris de diversidade" a escorrer como esgoto da tripulação do barco multicultural... que hão-de ser, um para cada dois de nós, em 2050.
Yıl : 2050
Ano 2050!
Fakat, 2050 yılına gelindiğinde petrol rezervleri, şu anki yaşam koşullarında şimdiki nüfusun yarısından daha da az bir kısmına ancak yeter hale gelecek.
Mas, até 2050, o fornecimento de petróleo será apenas capaz de sustentar menos de metade da actual população mundial e correspondente estilo de vida.
Eğer gidişat böyle devam ederse Kuzey buz denizindeki buzullar 2050 yılında tamamen serbest kalacak.
Se a actual tendência continuar o oceano Ártico poderá libertar-se do mar de gelo em cada verão pelo ano de 2050.
2050'ye kadar, Amerikalıların üçte biri diyabetli olacak.
Em 2050, um em cada três americanos terá diabetes.
2050 yılında, bir sütuna benzeyecek ve tam ters istikamete dönecek...
Em 2050, vai ser uma coluna e vai começar a inverter. E é por isso que não é bom.
Andy'nin TED konuşun izliyor dünyayı beslemek konusunda 1988 yılında, balık yakalamak, size söz olarak, 85 milyon ton zirve yaptı. Nasıl mümkün biz sürdürülebilir olabilir ki 2050 yılında 100 milyon ton yakalamak Ne olursa olsun bir çiftlikte ise ya da okyanusta olursa?
Vendo o TED Talk do Andy sobre a alimentação mundial, em 1988, a pesca atingiu 85 milhões de toneladas, como podemos pescar 100 milhões de toneladas em 2050?
2050. Balık stoklarının tükeneceği tarih. Anlıyor musun?
No ano de 2050 não teremos peixe para comer.
"2050-Ön Suç Programı'nda 2. Yıl" Zamanı geldi.
2050 DOIS ANOS DE PRÉ-CIME
2050, en az oda!
2050 pelo menos!
Tamam, en az 2050.
Ok 2050 pelo menos.
2050 yılına kadar, FIFA dünya şampiyonlarını yenebilecek bir robot futbol takımı oluşturmak.
em 2050, ter uma equipa de robôs futebolistas capaz de derrotar os campeões mundiais da FIFA.
2050 yılında, dünya şampiyonlarını yenebilecek kadar becerikli, akıllı ve zeki robotlardan oluşan bir futbol takımı göreceğimiz konusunda çok umutluyum.
Tenho muita esperança de que venhamos a ter uma equipa de robôs suficientemente competentes e inteligentes para derrotar os campeões mundiais, em 2050.
2050 itibariyle dokuz milyara çıkacak nüfusumuzu beslemek için önümüzdeki 40 yılda gıda üretimini ikiye katlamamız gerekiyor.
Temos de duplicar a nossa produção de alimentos nos próximos 40 anos para alimentarmos os nove mil milhões que teremos em 2050.
- 2050 yılında...
No ano 2050, seis anos após o primeiro ataque...