35 yaşında translate Portuguese
287 parallel translation
Sigortacı. 35 yaşında, bekar belirgin bir yara izi yok.
Agente de seguros. Trinta e cinco anos. Solteiro e sem cicatrizes aparentes.
35 yaşında yetişkin birisin. Bütün yaşamında bir işte iki haftadan çok kalmadın.
Tens 35 anos e nunca estiveste mais de duas semanas num emprego.
Sandro Larrani, 35 yaşında, teşhirci, on iki defa tutuklanmış.
Sandro Larrani, 35, exibicionista, doze detenções.
- Dokuz ve on yaşında iki, 16 yaşına yaklaşan iki, ve 35 yaşında bir torunum var!
- Duas netas, com nove e dez anos, dois netos quase com 16 e um neto com 35 anos!
Bay Murphy 35 yaşında, sağlıklı menüsküs için kabul edilmiş.
Mr. Murphy tem 35 anos e goza de boa saúde admitido para uma meniscotomia.
35 yaşında beyaz bir adam, akut afazi atağı, geçmişinde travma yok.
Homem caucasiano, 35 anos, ataque grave de afasia, sem história de traumas.
# 35 yaşında, Lille kentinin varoşunda bir fabrikada teknik müdür.
Aos 35 anos, director técnico num subúrbio de Lille.
Şimdi 35 yaşında, artık tek kelimeyle yıkıcı.
Agora, com 35, é apenas destrutivo.
Bir enkaz gibi göründüğünü biliyorum ama sadece 35 yaşında.
Eu sei que ele parece um caco, mas olha que só tem 35.
Bir kere daha, Sarah Connor, 35 yaşında, iki çocuk annesi, öğleden sonra vurularak öldürüldü.
Mais uma vez, Sarah Connor, 35, mãe de dois, morta brutalmente esta tarde.
Dae Han 80 Kg, 35 yaşında.
Dae Han... 80 quilos, 35 anos de idade.
Benden 35 yaşında bir kadını son sınıfa kaydetmemi istiyorsun?
Está a pedir-me para aceitar a sua mulher de 35 no último ano? É isso.
Ben 35 yaşında ölmek istiyorum.
Gostava de morrer aos 35 anos.
- 35 yaşında ölmek mi istiyorsun?
Queres morrer aos 35 anos?
Annen ve babanı biliyorum, Jerry ve çok iyi insanlar. Ama sence de bu garip değil mi 35 yaşında birinin bu kadar uğraşıp başkasının anne ve babasını mutlu etmek istemesi?
Sei que são teus pais e são muito simpáticos, mas não achas estranho que um homem de 35 anos esteja a esforçar-se tanto para que os pais de outra pessoa se divirtam?
Sigortacı. 35 yaşında, bekâr, belirgin bir yara izi yok.
Esta não é a rua certa. Porque viraste para aqui?
Hasta 35 yaşında sağlıklı bir bayan, ve görüldüğü gibi...
A doente tem 35 anos, apresenta um bom estado de saúde...
35 yaşında hokey koçu saha duvarına savrulmuş.
Treinador de hóquei em patins, 35 anos, foi contra os painéis.
"John Matewon, mahkûm edilmiş, 35 yaşında... Tacoma'dan uçakla, Cheyenne'e dün varmış."
John Matewon, condenado com pena cumprida, 35 anos, chegou a Cheyenne ontem, num charter de Tacoma.
Sanırım birinin seni dinlemesi için en az 35 yaşında olman lazım.
Estou a ver que temos de ter 35 anos para nos darem ouvidos.
35 yaşında ve yalnızca saati 8 dolara müzede iş bulan birisi.
35 anos e o único emprego que consigo é de guarda, a 8 dólares por hora.
Mark, yardım ekibi 35 yaşında bir kadın getiriyor, solunum yetmezliği.
Vêm aí paramédicos com uma mulher de 35 anos com paragem respiratória.
35 yaşında erkek, araba kazası.
Homem de 35, acidente de viação.
Bugünün ilham verici hikayesi Frank Grimes hakkında... Zorlukların onu alt etmesine hiçbir zaman izin vermeyip her şeyi zor yoldan kazanan 35 yaşında bir Springfieldlı.
A nossa história inspiradora de hoje é sobre Frank Grimes, um Springfieldiano de 35 anos que teve muitas dificuldades na vida, mas que nunca se deixou abater.
- Daha 35 yaşında!
- Tem 35 anos!
Erkek, 35 yaşında.
É um homem, de 35 anos...
Richard Tuggle. 35 yaşında.
Richard Tuggle, 35 anos.
35 yaşında olup 21 yaşında bir kızı oynadığım için memnun değilim.
- Tenho 35 anos e faço papel de 21!
Bu da Robert'ı... 35 yaşında yapar.
- Assim, o Robert teria 35.
Robert, sen 35 yaşında değil misin?
Robert, não tens 35 anos?
35 yaşında.
Tem trinta e cinco anos... Sem registo criminal...
İşyerindeki adamın biri- - daha 35 yaşında falan, öylece gidiverdi.
Eis o cara do escritório... 35 anos... e se vai assim.
Kardeşim dedi ki, adam 35 yaşında bir bakirmiş.
O meu irmão disse que é um tipo de 35 anos e virgem...
Andrea Allcott, 35 yaşında.
- Andrea Allcott, 35 anos.
Tyson Green, 35 yaşında.
Tyson Green. 35 anos.
- 35 yaşında bir erkek.
- Varão, 35 anos, empalou-se...
James Gerard McKinney, 35 yaşında...
James Gerard McKinney, 35 anos.
35 yaşında ve 135 cm.
Tinha 35 anos, 1m35 de altura.
Stan Grevey, 35 yaşında. Yedek saksofon çalıcısı.
Stan Grevey, 35 anos, saxofonista.
35, 40 yaşında görünüyor.
Parece ter uns 30, 40 anos.
Deborah Shaughnessy 20 Ocak 1913'te, 35 yaşında öldü
DEBORAH SHAUGHNESSY FALECEU 20 de Janeiro, 1913, 35 anos
Hem bana da 18 yaşında olduğunu söyledi. Üstelik... çok da hevesliydi, bilmem anlatabildim mi?
Ela tinha 15 anos, a caminho dos 35... e disse-me que tinha 18, e tinha muita vontade, está a perceber?
Adı Jean Cadoret, otuz beş yaşında olmalı.
E chama-se Jean Cadoret, deve ter 35 anos.
Yaşı 35 civarında.
Com aproximadamente 35 anos.
Kaç yaşında? 30-35 falan mı?
Que idade tem ele, 30, 35?
O otuz beş yaşında.
Ela tem 35 anos!
Sherman 35 yaşında!
Tem 35 anos!
Kazadan beri söylediği tek şey 75 yaşında Kızılderili Bayan Lana Chee adında buradan 35 mil ötedeki Moapa bölgesinde doğup büyümüş bir kadın olduğu.
Agora diz que é a Sra. Lana Chee, uma mulher índia Hopi de 75 anos da reserva de Moapa, a 56 km daqui.
35 yaş altında bayan FBI ajanları.
Agentes femininas em campo abaixo dos 35.
Kurbanın adı Dean Woodruff, otuz beş yaşında.
- Chamava-se Dean Woodruff, 35 anos.
Sonuçta kesinlikle 34 yaşımda olduğuma karar verdim ama New York gibi koşuşturmalı ve gergin bir şehirde bir anlığına 13 yaşında olabilmek önemli bir şeydi.
No fim, decidi que tinha 34 anos e estava prestes a fazer os 35, mas que numa cidade como Nova Iorque com um ritmo e pressões próprias, às vezes, é importante viver um momento como aos 13 anos,