40ında translate Portuguese
1,291 parallel translation
40 yaşında, yaklaşık 2 metre boyunda.
Quarenta anos, aproximadamente 2 metros de altura.
Çocuk mahkemesinde bir dosya var. Maalesef 40 sene önce ölmüş bir Ledda hakkında.
O tribunal juvenil tem um processo dele, mas infelizmente este Angelo Ledda já está morto há mais de 40 anos.
Çünkü 40 yaşında bir kadınının böyle gözükmesine ihtimal yok.
É que nenhuma quarentona deve ter esse aspecto.
40 yaşlarında bir bayan küvette kaymış ve boğulmuş.
Uma mulher na casa dos 40 escorregou na banheira e afogou-se.
Tamam. 40 dakika önce inmişler ve yürüyüş hızı ortalama saatte 8 km olduğuna göre yaklaşık 5 km yarıçapında bir alanda olmalılar.
Se estão no chão há 40 minutos e a velocidade média é de 8 km / hora, têm de estar num raio de pouco mais de 5 km.
Tanık koruma programında olduğuna ben 40 dolarına bahse girerim.
Aposto 40 dólares que está no programa de protecção de testemunhas. - Todos os palermas querem vir para a Florida.
Madrassa hanesinde 40 kadın vardı ama onu anında fark ederdin. Birkaç yıla evin rahibesi olabilirdi.
Nem o conseguimos mexer, por isso o Tracey arrancou-o da cara.
10 yaşındayken 115 derece altında haftada 40 saat çalışmak gibisi yoktur.
Nada como trabalhar 40 horas por semana quando se tem 10 anos.
Arkadaşları onu bir restoranın buzdolabında çırılçıplak bulmuşlar. Ateşi 41 dereceymiş.
Os colegas encontraram-no nu num congelador de restaurante, com 40 graus de temperatura.
40 yaşında böyle olacağımızı mı düşünmüştün, Christian?
Era assim que nos imaginavas com 40 anos, Christian?
Geçen gün, 40 yaşında kendimi böyle mi düşlediğimi sormuştun.
No outro dia, perguntaste-me se era assim que me imaginava aos 40.
40 yaşında.
Quarenta anos.
Marissa, o nerdeyse 40 yaşında.
Marissa, ele tem uns 40 anos.
Şimdi küçük Perry 40 yaşında ve bu yalnızlık narsisizminin içine o kadar batmışsın ki, çıkamıyorsun.
Bem, o pequeno Perry tem agora 40 anos e investe tanto nesta noção narcisista de si mesmo como um "solitário" que não pode desistir.
Aslında lüks süitte olman gerekiyordu ama oradaki kadın kırk saattir doğumdaymış.
De facto é suposto estares na suite que te falei mas a mulher que lá está vai na sua 40ª hora de parto
40 yaşlarında falan.
Parece ter cerca de 40 anos.
Bir numaralı hedef ; beyaz erkek, 40 yaşlarında, kısa boylu ten rengi tişört ve gri pantolon giyiyor.
O alvo número um é um homem branco, na casa dos 40, baixo, com camisa castanha e boné cinzento.
- Sakallı. 40-45 yaşlarında.
- Tinha barba. E idade na casa dos 40.
Yaklaşık 1.83 boyunda iyi görünümlüdür. 40 yaşlarında.
Quase 2 metros de altura, muito bom aspecto, 40 anos. Que mais?
Karşısında Kutsal Meryem, 40 yarda doğru ilerliyor... 30, 20, 10... ve Papa sayı alıyor!
É uma Avé Maria, ele apanha aos 40... os 30, os 20, os 10... ensaio, Papa!
Klaus Daimler, 40 yaşında bir mühendis.
Klaus Daimler, 40 anos, engenheiro.
O 40, bizimkiyse 20 yaşında.
Você acha, uma mulher de quarenta anos com um rapaz de vinte...?
Ölüm kayıtlarına bakılacak olursa bu insanların yüzde 65'i 60 yaşın üzerinde yüzde 25'i ise 40-60 yaş aralığında.
Se nos referenciarmos aos registos necrológicos, 65 % dessas pessoas têm mais de 60 anos, 25 % têm idade entre 40 e 60 anos, e só 10 % têm menos de 40 anos.
1945'e kadar 15000 öğrencisi olan 40 Nazi civarı ileri eğitim askeri okulu vardı Alman imparatorluk topraklarında. Ta ki savaşın kaybedileceği anlaşılmaya başlanınca onlar "Son Çarpışma" için yollandılar.
Até 1945 houve mais de 40 institutos educacionais nazis com mais de 15,000 estudantes no território do Reich alemão quando a guerra estava perdida eles foram mandados para o "último massacre"
Ve neredeyse 40 yaşında sayılır.
Ele tem quase 40 anos.
Pazar öğleden sonra dışarı fırlayan bir meme ki bu meme 40 yaşında bir meme.
Uma teta numa tarde de Domingo. E uma teta de 40 anos a fazer dessas.
Öyle elini kolunu sallaya sallaya 40 yaşında bir memeyi çıkaramazsın.
Não podes simplesmente tirar uma teta de 40 anos. São as tetas do teu homem.
Otuzunda, kırkında, ellisinde hep onlardan hoşlanırlar. Altmışında bile. Bu doğanın kanunu.
Sim, quando eles têm 30... ou quando têm 40,50... 60 e 70.
40 yaşında, 3 çocuk babası.
Tinha 40 anos, 3 filhos
40 yaşında, 3 çocuk babası.
Tinha 40 anos, era pai de três filhos.
İniş bölgemizin 40 dakika kadar güneybatısında olmalıyız.
Não pode ser mais de 40 minutos a sudoeste da zona de aterragem.
Burada hükümetin 1940'lardan beri Milo Rambaldi hakkında topladıkları var.
Isto é tudo o que o governo recolheu acerca do Milo Rambaldi desde os Anos 40.
Katsayı 40 dedikleri bir planları var. Aslında planı şirketin hard disklerinde saklanan bir notta açıklamışlar. 40 yaş ve üstü çalışanları devre dışı bırakmak için tasarlanmış.
Eles tinham um plano chamado "Factor 40", concebido para excluir trabalhadores com mais de 40 anos...
Sizden biraz kısa. 40 belki 45 yaşlarında...
Mais baixo que você. 40, talvez 45...
"Tom Cruise 40 Yaşında!"
"Tom Cruise tem 40 anos."
- "Emilio Estevez 40 Yaşında!"
- Continue a andar.
Geriye sadece bir tane kalıyor. Posta idaresine göre 40. Cadde'de sokağın ortasında bir posta kutusu var.
Das restantes, só uma, de acordo com o serviço de correios, a 40th Street tem uma caixa de correio a meio do quarteirão.
Adam beyaz, kel, 40'larında.
- Não.
Gordon'ın odasında nakit 40 bin dolar bulduk.
Encontrámos 40.000 dólares em dinheiro no quarto do Gordon.
Odasında bulduğumuz 40 bin dolar, birine sebep vermiş olmalı.
Os 40.000 dólares que encontrámos no quarto dele, dá um motivo a alguém.
20'sinde çıkan sivilcelere veya 40'ında saçının dökülmesine takmamasını istiyorum.
Não quero que se importe de ter acne com 20 anos, nem de perder cabelo aos 40.
Yapmak istediğim, 40 yaşında olmamak, boşanmış ve iki çocuk sahibi olmamak ve ne olmak istediğine karar vermeye çalışan biri olmamak.
O que eu queria era não ter 40 anos, estar divorciado com duas filhas e andar a tentar descobrir o que quero fazer.
40 yaşında başka bir dul bul ve ona çakmaya başla.
Arranja outra quarentona e começa a comê-la.
Bayan MacCalla. Kırklı yaşlarında, pek çekici değil. İyileşiyor.
Sra. MacCalla, 40 anos, moderadamente atraente, a melhorar clinicamente.
Ve bu yüzden ben yetmiş beş yaşında, sen yetmiş yaşındayken, sen kırk yaşında gösteriyorken ve göğüslerin 29 yaşında gösteriyorken seninle birlikte olabilmeyi hayal edebiliyorum.
É essa a razão porque consigo imaginar estar contigo quando eu tiver 70 e tu 65, e a tua cara tiver 40 e as tuas mamas 29.
- Daha 40 yaşında bile değiliz.
E ainda nem chegámos aos 40 anos.
Yaklaşık kırk yaşında.
- Kyle. Tem uns 40 anos, ar juvenil.
Dr. Frank Colvin, 40'larında, kalp krizi kurbanı.
Dr. Frank Colvin, 40 e poucos anos, ataque cardíaco.
1.80 boylarında, 40'larında, koyu sarışın.
1,80 m, 40 e tal anos, alourado.
Çantasında kırk bin dolar bulduk.
Encontraram 40 mil dólares na mochila.
Hungate ailesi kendi topraklarında acımasızca katledildi. Toprakları, bu şehrin yalnızca 40 kilometre doğusunda.
A família Hungate, cruelmente assassinada na sua própia terra, a só 40 km a Este da nossa honrada cidade.