English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turkish → Portuguese / [ 4 ] / 425

425 translate Portuguese

69 parallel translation
Biliyor musun çok ilginç ülserler var... Sayfa 425?
Sabe que existe umas úlceras muito interessante na página 425?
Az önce plakçıdaydım. 425 adet satmışız.
Acabo de passar pela loja de discos. Vendemos 425.
Judy Barton, numara Z296794. 425 Maple caddesi, Salina, Kansas. "
Judy Barton, número Z296794, 425 Maple Avenue, Salina, Kansas.
Bir detektif için 425 dolar mı?
425 dólares por um detective privado? Para quê?
300, 425, 200, 250 ve 150, hepsi çiftte.
300, 425, 200, 250 e 150, todos no par.
"Tanrı, yok etmek istediği kişinin önce aklını alır." Euripides, M.Ö. 425
Aquele a quem Deus quer destruir, primeiro enlouquece-o. Eurípedes, 425 a.C.
"Tanrı, yok etmek istediği kişinin önce aklını alır." Euripides, M.Ö. 425
Aquele a quem Deus quer destruir, primeiro enlouquece-o.
Onu vuracağız, bayım.
Vamos fuzilar o professor Bourgeois Senhor. 425 00 : 47 : 41,914 - - 00 : 47 : 43,314 Sim fuzilar
425 gram sıkıştırılmış saf, katıksız... isopropil bütan monosülfat.
Quinze onças grátis do mais puro... monossulfato de isopropil-butano.
425.
425.
- 425.
- 425.
425, evet.
425, sim.
Aynı bok 425 yıl önce halkıma aynen yapılmıştı.
É a mesma merda que acontece ao meu povo há 425 anos.
Gizlilik şartıyla imzalı gizlilik sözleşmeleri, mesuliyet kabulü olmaksızın T.L. Michaels iki yıla yayılmış şekilde 425.000 dolar vermeye hazırdır.
Com a condição de haver segredo, declarações de confidencialidade e de não haver responsabilização, a T.L. Michaels dispõe-se a oferecer 425 mil dólares, divididos em dois anos.
1. 700 kiloluk arabada 425 beygir vardı.
490 cavalos de potência e 1.500 Kgs de peso total.
Yetmiş iki kişi can verirken, 4 25 kişi de yaralandı.
72 pessoas morreram e 425 ficaram feridas.
Kupalara adam seçmeye başlamadan önce... yeterli kez... 425 kez milli olmuştum...
Antes de andar a levantar troféus... Devia 425 mil libras... a homens suficientemente maus para...
O Hemi 425 basıyor Yenko'nun ibresi ise 5 saniyede kadranın sonunu görüyor.
Aquele Hemi deve debitar uns 425 cavalos e o Yenko esgota o conta-quilómetros em 5 segundos.
425'e vuruyor, 12 saniyede.
Tenho 425, acelera em 12 segundos.
Başlangıç fiyatı
Oiço 425?
1917'de bir tren raydan çıktı. İzinli 425 asker öldü.
Em 1917, um comboio de soldados em licença descarrila no Monte Cenis :
Soruşturma sonucunda bir subayın bozuk frenlere rağmen hareket emri verdiği ortaya çıktı.
425 mortos. O inquérito revelou que um oficial deu ordem de partida ao maquinista, apesar de saber que o comboio tinha os travões em mau estado.
- Daha anlamadan, 425 pound oldum.
E antes que desse por isso, acabei por estar a pesar 193 Kg.
- Tüm param 425 avro.
- Tudo que eu tenho é € 425.
- Olur, ama benim 425 avrom var.
- Perfeito, mas mesmo assim eu só tenho 425.
Bayan Pratt, uçuş görevlilerimin hepsi uçağa bindiğine inanmadıkları bir çocuğu aradığı için ilgilenemedikleri 425 yolcu var.
Sra. Pratt, há 425 passageiros a bordo que neste momento não estão a receber nenhuma atenção porque todas as minhas hospedeiras andam à procura de uma criança que ninguém acredita ter estado a bordo.
425, sanırım.
É o 425, parece-me...
Balonlara 425 dolar harcadık.
Nós gastamos $ 425 nos balões.
Tek yapması gereken 425 metrelik okyanusu geçmek bunun anlamı... Sinyalin yüzde üçü yüzeye erişecek, yani o zaman yükselt...
Basta que atravesse 425 metros de água, o que significa que uns 3 % do sinal chegam à superfície, portanto...
425 metre demek istedim!
Não, eu digo 400 metros de altura!
425 dolar değerinde eşya kırdın.
Quebrou 425 dólares de coisas.
425bin. Balayı dahil değil.
Sem contar com a lua de mel, 425.
- Bu harika, çünkü... az önce yeni bir tane daha oldu. Craig Yolunda, 425.
- Óptimo, porque temos outra, no 425 da Craig Road.
Isıyı 425 derecede sabit tut.
Mantém a temperatura constante a 218 graus.
Tamam. 425'e, değil mi?
Ok. Pelos 425, certo?
425 Waterman.
No no 425 da Rua Waterman.
Fırında 425 derecede demiştim.
Eu disse dentro do forno a 425.
Riley... 425, şehir çöplüğünde şüpheli kalıntılar.
Riley... 425 : Restos suspeitos na lixeira municipal.
425, 425. Neredesin?
Qual a sua localização?
- 50 dolar mı? - Evet. Ben 425 dolar ödemiştim.
- Eu paguei 425 dólares por isto.
Normal bir diş macunu tüpü 170 gram bunun yüzde 25'i florür hesaplarsak, 170 çarpı 0.25 = 425 eder.
Uma comum embalagem de pasta de dentes, mais ou menos 170 gramas, 0.25 % da qual é fluoreto, por isso... 170 vezes 0.25 dá 425...
Eğer bir tüp 425 miligram içeriyorsa...
E se numa embalagem há 425 miligramas...
12 şişe biramız var ki, neredeyse 4 litre ediyor. Bu da hepimizi biraz mayıştırmaya yeter.
Temos 12 garrafas, contendo 425 ml, o suficiente para deixar-nos a todos sonolentos.
Her ay 425 dolar ödüyorum.
Pago 425 dólares por mês.
Geceliği 425 dolar.
425 dólares por noite.
425.000 dolar duyuyor muyum?
Será que ouvi 425.000?
425 $, bugüne özel.
$ 425, só por hoje.
Ben burdayım çünkü 425 ten çağrı aldım.
Vim até aqui porque recebi um chamado 425 no meu rádio.
- 425 ne?
- O que é um 425?
- Kaç tane var?
425.
- 425. Tahmin edeyim, Shark 367 güvenlik duvarı.
Deixe-me adivinhar, firewall Shark 367.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]