810 translate Portuguese
27 parallel translation
Yanlış duymadıysam, Danaher adında biri o araziye 810 paund vermiş.
Não ouvi eu, que alguém chamado Danaher propôs 710?
- Mesafe 1.810. 1.760.
Distância : 1810... 1760...
1 milyon 810 bin.
Um milhão e 810.
1 milyon 775 bin. 1 milyon 810 bin.
Um milhão e 775 mil.
Yani dakika olarak 17,810,200 küsur.
Foi, pois, o minuto número... 17.810.200, ou isso.
Çünkü yeniden 810 alan koduna döndüm
Pois voltei para os subúrbios
Sen 810 alan kodunda yaşıyorsun, koca kafa.
Tu és dos subúrbios, cretino.
Ünite 810, anlaşıldı..
Unidade 810, entendido.
820 metre, rüzgar üç-çeyrek şiddetinde.
810 metros, valor 3 / 4.
İlki 810 numara, Cody Latshaw adına kayıtlı.
Este cartão chave é do quarto 810, registado em nome do Cody Latshaw.
İkincisi de 810 numara.
Este também é do quarto 810.
Victor sokağı, 810 numara. Buraya ambulans istiyorum. Bir şeyin yok.
Preciso de uma ambulância.
810, 6 değil!
Zero por seis.
Aile ve Çocuk Dairesi, 47.810 dolar.
Da Agência Para a Infância e a Família : 47810 dólares.
Kocanın çiçeklerimle iğrenç gösterisini! 986 01 : 11 : 25,910 - - 01 : 11 : 30,810 Kuzenin Bayan Culada'dan bahsetmiyorum bile.
O espectáculo repugnante do seu marido com as minhas flores.
Burası 810 Commercial Avenue değil mi? Evet.
Commercial, 810?
Kredi derece notu 810.
Tem crédito de 8000 dólares.
Sonra yokum.
334 00 : 24 : 37,810 - - 00 : 24 : 38,936 Feito e acabado.
- Geldiğinde 810 numarayı çal.
- Toque na 810 quando chegar. - Está bem.
810 nedir?
O que é 810?
- 810 mu? - Evet.
810?
Spencer'da içinde 810 olan üç adres var.
Há três moradas em Spencer com o número 810.
Andy 810 Downs Yolu'nda ölen öfkeli bir hayalet.
Andy, o fantasma zangado, morreu no 810 da Downs Drive.
Julie'ye bilgisayarındaki 810 yazısı ile acı çektiriyor.
E depois atormenta a Julie com 810 no computador dela.
810 Browning Bayside, Queens'te yaşıyorum. Tüm hayatım burada geçti ve aynı zamanda babam Frank'in annem Julie'yi terk ettikten sonra yaşadığı yer de burası.
Vivo no no 810, Rua Browning, em Bayside, Queens, onde vivi a minha vida toda, que é a mesma casa onde o meu pai, após abandonar a minha mãe...
1 milyon 810 bin.
Um milhão e 810. Um milhão e 810 mil.
Bir bakmışsın Uzak Doğuya giden 107 00 : 04 : 33,810 - - 00 : 04 : 35,857 yolda sandık içinde fink atıyoruz.
É duvidoso.