Actual translate Portuguese
2,509 parallel translation
Onunla temas kurmadan önceki görevinin detaylarını istiyorum.
Mas preciso dos detalhes da missão actual antes de o contactar.
Ben de öyle sanıyordum, ama durumunu göz önüne alınca...
Também achei, mas dada a sua condição actual...
Amerika'dan döndü ve şimdi neler düşündüğünü soralım. - Haruka Yamana?
Vejamos o que ela tem a dizer sobre a situação actual.
Şu anki çalışma gücü ana lazeri ateşlemek için yeterli değil.
O seu nível actual de energia não consegue activá-lo.
Bugünkü ekonomiyi düşünürsek herkes buna katılabilir.
Com a economia actual deve ser um festival.
Mevcut işinden bıktın mı?
Cansada do trabalho actual?
Şu an, kralım, daha çok elimizdeki sorunla ilgiliyim.
Agora mesmo, meu rei, estou mais concentrado no problema actual.
Buranın sahibi misiniz?
Tu és o dono actual?
Brian Fury! Güçlü boksör, tempolu bir dövüşçü ve fiziksel gücü üst seviyede. Ve son Demir Yumruk şampiyonumuz.
Forte boxeador, lutador de kenpo no auge físico... e o nosso actual campeão do Punho de Ferro.
Kowalski, şu anki konumumuzdan gidebileceğimiz en uzun yolculuk mesafesini hesapla.
Kowalski! Calcula a viagem mais longe da nossa localização actual.
Ve şuan ki yetkilisi görevi bıraktı bence görevi ondan devralacak doğru kişi sensin.
E, como o director actual saiu, acho que seria a pessoa indicada para assumir o cargo.
Adres kaydı yok, sicili temiz, olağandışı bir olaya karışmamış.
Sem morada actual, sem registo, sem histórico de extremismo.
Hem zaten kılıcın şu anki yeri bilinmiyor.
E, seja como for, desconhece-se o paradeiro actual da espada.
RUSYA GİZLİ KİMLİĞİ :
Disfarce actual :
Şimdiki konumunuzda devam edin.
Mantenha a direcção actual.
Neary şu anki Yarı Orta Sıklet Dünya Şampiyonu.
Neary é o actual campeão do mundo de pesos meio-médio.
Elimizde alıcıyla ilgili güncel istihbarat var.
Temos o comprador actual da Intel.
CIA'in şu anki bakış açısını yansıtan bu raporu yazdım.
Eu fiz esse relatório, com aspectos que representam a posição actual da CIA.
Eminim hepimiz şu anki sorunlarımızı daha da alevlendirecek bir şeyler yapmamamız gerektiği konusunda hemfikirdir.
Estou certo de que todos concordamos que não podemos fazer nada de momento que agrave a situação actual. - Claro, Sr. Primeiro-Ministro.
Bak Şerif, eminim beraber çalışırsak geçerli durumumuz için karşılıklı yararlı bir çözüme ulaşabiliriz.
Bem, Xerife, de certeza que, se trabalharmos juntos, podemos chegar a uma solução mútua para a nossa actual situação.
Bu yüzden gerçek kimliğini ortaya çıkarmanın tek yolu Kremlin'e sızmak.
Assim, a única forma de descobrir a actual identidade dele é infiltrarmo-nos no Kremlin.
Yeni hükümete sorarsanız şimdiki hükümet başkanlık yapacak.
Quanto a negociar com o novo governo, faça-os ver que é o governo actual que decide.
Yeni "Yeni versiyon" olmak istiyorsa katil cinayetleri filme çekmeli.
Para ser uma versão actual, o assassino deveria estar gravando os assassinatos.
Gittiğin yolda devam edecek olursan kendini merdivenlerin dibinde bulacaksın.
Se continuares no teu caminho actual não tarda estarás no fim da escadaria.
Günümüzdeki barkotlardan değil. Yani?
- Não é um código de barras actual.
Eminim apartman sahipleriyle konuşarak bir yere varamayız.
Tenho a certeza que não tem nada a ver com o inquilino actual.
Bugünün ekonomik ortamında, artık alıcının kral olduğunu göreceksiniz.
No actual ambiente económico, vai ver que, hoje, o comprador é rei.
Şu anki hâlin, işte en çok bunu seviyorum.
A sua aparência actual é a minha predilceta.
Mevcut...
Mantém a actual...
Bu yüzden her ne kadar gerçek dünyada gerçek bir işte edinilmiş gerçek bir tecrübe sahibi tek kişi olsam da ve gerçekten çok çaba gösterebileceğimi biliyor olsanız da sadece doğru türde bir kız değilim.
Assim mesmo que eu seja a única pessoa actual com experiência de trabalho real no actual mundo real, e você sabe que eu tento realmente, realmente muito, eu apenas não sou o tipo de rapariga certa.
Üç sokak uzakta bir aile lokantası var. - Mükemmel.
Há um Applebee's a três blocos da sua localização actual.
Hayır, haklısınız, Doktor Watson. Ama Arupa'da yaşanan çatışmalar düşünülürse, ortam bir anda...
Tem razão, Dr. Watson, mas com o conflito actual na Europa, a guerra pode...
İspanya Kralı Philip, İrlanda'da vuku bulan Katolik isyanını bizim bir zayıflığımız olarak görüyor.
O Rei Filipe de Espanha vê a actual revolta católica na Irlanda como uma fraqueza nossa.
Bir şişe suyun bedeli nedir, Sancho?
Qual é o custo actual de uma garrafa de água, Sancho?
Sigaraya ve içkiye kadınların açık saçık giyinmelerine ve dünyevi müziğe karşılar.
São contra o tabaco e a bebida, roupas de mulher pouco recatadas e música actual.
Ne bir iletişim ne de mevcut durumumla ilgili bir duyarlılık belirtisi gözlemlemedim.
Não observei nenhum contacto ou indicação de que tenha alguma consciência do meu estado actual.
Güncel bir adres yok.
Não tem a morada actual.
Elektrikli taşımacılığın faydalarından bahsediyoruz ancak rock'n roll ruhu katarak ve Dodge marka arabalardaki erkeksi modelleri örnek alarak.
Estamos a falar, de conseguir os, benefícios do transporte eléctrico, mas combiná-los, com o "rock and roll" e a sensualidade actual que, a modelo Dodge tem.
Mevcut adresiniz lütfen.
A sua morada actual, por favor.
Şu anki yönetimin bundan maddi ve manevi olarak nasıl yararlanacağı konusunda.
pelo CCD, pela Organização Mundial de Saúde, para permitir que os amigos do actual governo beneficiem da situação, quer financeiramente como fisicamente.
Onlara neden şu aralar üzerinde çalıştığın ana karakterden bahsetmiyorsun?
Porque não falas do protagonista do teu actual trabalho?
Kayıplar şirketin şu anki değerinden daha büyük olur. Tahmini Kayıplar.
As perdas são maiores que o valor actual da empresa.
Yürürlükteki piyasa fiyatından almaya gönüllü kişilere satıyoruz. Hayatta kalabilmek için.
Venderemos a pessoas que o queiram comprar ao preço de mercado actual para nós podermos sobreviver.
Şu anki konumunda ancak 12 aydır bulunduğunu biliyorum.
Sei que só está no seu cargo actual há 12 meses.
Kapının tahtasındaki temel nem seviyesini belirleyip şimdiki seviyeyle karşılaştırarak kapının ne zaman kırıldığını bulabilirim.
Tenho de conseguir determinar o grau de humidade normal da porta... e compará-lo com o actual, para saber quando a porta foi derrubada.
Ve bunun şu anki adresi olduğuna eminsin?
E esse é mesmo o endereço actual?
Özellikle günümüzün rekabetçi piyasa koşullarında...
Principalmente no actual mercado competitivo.
Nell, Sam'in bulunduğu yerin altı blok çapında sokak haritasına ihtiyacım var.
Nell, preciso de um mapa da rua, num raio de seis blocos - centrado na posição actual do Sam. - A digitar.
Gümüş bir minibüs kira faturası. Güncel tarihli.
Recibo actual do aluguer de uma carrinha prateada.
Şu anki durumumuza baktığında, bir bakıma komik de aslında.
Dada a nossa actual situação, até é engraçado, se pensares nisso.
Sorun şu ki, bu hâlinle işime yarar mısın bilmiyorum.
O problema é que não sei se me servirias de alguma coisa, no teu estado actual.