Adına translate Portuguese
23,427 parallel translation
Benim güvenlik şirketim adına yazılmış ürünlerin tam fiyatında banka onaylı çekimi gün sonuna kadar istiyorum.
Quero um cheque à ordem da minha empresa de segurança com o custo total do produto. Até ao final do dia.
Bay St. Patrick'in adına arıyorum da.
Estou a ligar em nome de Mr. St. Patrick.
Emin olmak adına normal kıyafetli tüm memur ve... -... ajanları 3 blokluk alana koyalım.
Para garantir, precisamos de todos os policias e agentes á paisana que tiver para cobrir um raio de três quarteirões.
- Evet kendi adına konuş.
- Fala por ti.
Bu tebliği sekreterim adına almayı reddediyorum.
Não estou a aceitar esta notificação em nome da minha assistente.
Sonra hilebazlıkla kendisi için aldığı ölülerin adına alınmış sosyal güvenlik numaraları buldum.
E depois descobri os números de Segurança Social para "ela" que ele obtivera de forma fraudulenta. Com nomes de pessoas falecidas.
O yüzden her şeyin başladığı noktaya geri döndük. Nederdietsen Grubu'yla bağlantılı olan o 300 alan adına.
Por isso, voltámos ao sítio onde tudo começou, àqueles 300 nomes de domínios ligados ao Grupo Nederdietsen.
Şüphelinin arabası hakkında bir bilgiye ulaştım Arizona'da Benjamin McCullough adına kayıtlı ve Alberta tiyatrosunun önünde park halinde görülmüş.
Avisaram-nos acerca de um carro suspeito... em nome de Benjamin McCullough do Arizona... perto de um teatro em Alberta.
Dwight Eleazar Tanrı adına insanları kandırıp paralarını çalıyor.
O Dwight engana as pessoas e rouba-lhes o dinheiro... em nome de Deus.
Tanrının adına şeytan sana emrediyorum onu serbest bırak.
Em nome de Deus! Satanás, ordeno-te, liberta-o!
O sigaralardan sattığı için yakaladığımız dört mekân da geçen sene aynı şirket adına kayıtlıymış.
Quatro dos sítios que fechámos por venderem estes cigarros pertenciam à mesma empresa, uma empresa de pão ainda por cima.
Her şeyin net olması adına, bağlantımla mı görüşmeye götürmemi istiyorsun seni?
Bem, vamos ver se nos entendemos. Queres que eu leve isto ao nosso fornecedor em teu nome?
- Kart sahibinin adına ihtiyacım var.
Preciso do nome do utilizador.
Buradaki herkes adına konuşamam ama hayallerimin peşinden koşmaya karar verdiğimde bu beni ailemden alıkoydu.
Não posso falar pelos outros pais, mas quando decidi seguir os meus sonhos, isso afastou-me da minha família.
Hiç kimsenin senin adına karar vermesine müsaade etme.
Não deixes que ninguém te diga o que deves sentir.
Tanıkları azaltmak adına.
Reduz as testemunhas.
- Senin adına sevindim.
- Fico feliz por ti.
Ben senin adına söyleyeyim.
Digo-o por ti.
Yüce Sam Hill adına bu ne demek şimdi?
O que é que o Sam Hill significa?
Kate, silah polis akademisi adına kayıtlı.
Kate... É da NYPD. Está registada na Academia.
Kimin adına kayıtlı?
- Está registado em nome de quem?
Polis Akademisi adına kayıtlı.
Da frota da Academia de Polícia.
Bardo'un Flanagan adına çalıştığından şüphelendin. Onu takip ettin.
Suspeitou que o Bardot estivesse a trabalhar para o Flanagan e seguiu-o.
Ama o zehri bizim için yapıyorlar bizi yok etmek adına.
Mas... Eles estão a fazer esse veneno para nós, para nos destruírem.
Burada İmparatorluk adına hareket ediyorum.
Aqui fora, ajo em nome do Império.
Ashla adına.
Pelo Ashla!
Rutin devriyelerimizden birini yaparken asi dostlarınızdan biriyle karşılaştık. Saw Gerrera adına çalışan bir Lasat paralı askeri.
Estávamos em patrulha e encontramos um dos teus amigos rebeldes, um mercenário Lasat que trabalhava para o Saw Gerrera.
Bu dizi gibi hayatımın büyük bir parçası oldun. Ben de ismini dizinin adına eklemeyi doğru buldum.
- Tornaste numa pessoa importante na minha vida tal como este show, senti que era bom incluir o teu nome no título.
Merhaba. Hofstadter adına rezervasyona tekrar bakacaktım da. Hâlâ bir saat mi var?
Olá, só verificar os Hofstadter, ainda vai demorar uma hora?
Kendine gelene kadar babasını ve kardeşini öldüren silah adına kayıtlı olduğu için tutuklanmış.
Quando por fim recuperou o norte, foi preso pelo duplo homicídio do irmão e do pai, pois a arma estava no nome dele.
Onun adına çıkan savaşlar ne olacak?
E as inúmeras guerras declaradas em Seu nome?
Kafanın dikine git ama Elliot ile senin iyiliğin adına umarım ki CD'den kimsenin haberi olmaz.
Faz como quiseres. Mas para teu bem e para bem do Elliot, espero que mais ninguém saiba do CD.
Maria Agnes Donovan seni Tanrı'nın, Oğul'un ve Kutsal Ruh'un adına vaftiz ediyorum.
Maria Agnes Donovan, eu te batizo e nome do Pai, do Filho e do Espírito Santo.
Moskova'da Belikov'a tuzak kurduğun için sana misilleme yapmayı tercih edecek birçok güçlü insana senin adına kefil oldum.
Eu apoiei-te mesmo sabendo que pessoas muito poderosas em Moscovo poderiam vir atrás de ti por teres incriminado o senhor Belikov
Bu normallik adına yaşadığım ilk gerçek anım olabilir.
Este deve ser o meu primeiro momento de normalidade.
- Emin olmak adına bu güzel bir fikir.
- O que é uma boa ideia, para ter a certeza.
BİLGİSAYAR BİLİMCİSİ... bulunduğu telefon dizinin bir kopyası halen bende duruyor. Şu kalınlıktaydı ve herkesin adı, adresi ve telefon numarasını içeriyordu.
CIENTISTA INFORMÁTICO... de todas as pessoas que estavam na Internet, e tinha esta espessura, tinha o nome, a morada e o número de telefone de todas as pessoas.
O zamanlar bir federal kaçaktım, FBI'dan saklanıyordum. İdolüm Harry Houdini idi. Houdini'nin gerçek adı oydu.
Porque, na altura, era um fugitivo, andava escondido do FBI e o meu ídolo era o Harry Houdini, e esse é o nome verdadeiro do Houdini.
Bence gelecekte bilgisayarımdan iletişime giden bir adım hissetme ve uzaktan hissetme olacak.
Penso que, no futuro, um próximo passo da computação para a comunicação será na direção sensorial e da comunicação sensorial à distância.
2009'da emekli olunca Yeni Başlangıç adında bir yerde gönüllü olmuş. Yeni salınan mahkumların topluma alışmasına yardımcı olan bir yermiş.
Depois de reformar-se em 2009, tornou-se voluntário num lugar chamado New Start que ajuda presidiários recentemente libertados a voltar para a sociedade.
Wendell Corey ifadesinde adımı vermesiyle sorumluluğu avukatına devrederek bu imtiyazdan feragat etmiş oldu.
Depois do Wendell Corey ter escolhido invocar o meu nome durante o seu testemunho, legalmente ele levantou o privilégio ao aumentar a fiabilidade do advogado de defesa.
Aslında onu diyen Leon Megginson adında bir profesördü. Sağ kalmayı başaran ne en güçlüsü ne de en zekisidir değişime en çok ayak uydurabilendir. Şöyle demişti :
Na verdade, foi um professor chamado Leon Megginson.
Videoda bu detaylara baktığımızda kameranın, adım boyu 75 santim olan, yaklaşık 1.70 boylarında ve ağırlığını sağ tarafına veren birinde olduğunu hesap ettim.
Depois de questionar esses pormenores no vídeo, calculo que quem filmou tenha 1,70 m, com uma passada de 76 cm e que faz mais força com a perna esquerda.
Komisyondaki herkesin bir adım atmadan evvel üç hafta içinde sonuç görmesi gerekiyor.
Toda a gente na Comissão precisa de ver resultados nas próximas três semanas antes que possamos fazer mais qualquer outra coisa.
Adına da'Oyunlar Oyunlar Oyunlar'demiş.
Chamou-lhe "Jogos Jogos Jogos".
- Jenerikte benim adımı unutma bak.
Não se esqueça de escrever bem o meu nome na legenda das fotografias.
Aslında yani şöyle, esas olarak adım Serçe Parmak Josephine Melcher III.
Bem, na verdade, sabe, o meu nome é Pinkie-Toe Josephine Melcher, Terceiro.
- Bu arada yani okul yıllarımda millet bana sataşırdı ve "Adın Serçe, kesin ibnesin." falan derlerdi.
- Isso é bom. E, sabe, na verdade, na escola, gozavam comigo. Diziam : " Chamas-te Pinkie.
Adını şu arkadaki panoya yaz.
Põe o teu nome ali na prancheta.
Bizi kullanıcı adı ve şifre doğrulamasına yönlendirebilir.
Talvez conduza ao nome da conta ou a uma palavra-chave.
Korkunç bir şey yaptın ama sadece tek bir kötü adım attın diye veya 30 kötü adım... Şimdi iyi bir adım atamayacağın anlamına gelmez.
Fizeste uma coisa horrível, mas apenas porque fizeste uma má jogada... ou 30... não significa que agora não possas fazer uma boa.