Africa translate Portuguese
4,014 parallel translation
Annem arkadaşlarına Afrika'ya gönüllü çalışmaya gittiğimi söylemiş.
A minha mãe disse às amigas que estou a fazer volunt... ariado em Africa.
Orta Amerika, Africa, Güneydoğu Asya'da savaş mağdurları kurbanlarını buldum, onlar bizden daha çok yaşamışlar.
Conheci vítimas de crimes em África, América Central, Sudoeste Asiático. Passaram por muito pior que nós.
Hey, anne, onlar Afrika'dakilere benziyorlar değil mi?
Ei, mãe, são como os que existem em África, não são?
Ve Bono ile Afrika'ya.
E em África com o Bono.
Afrika'daki kadın hakları.
Os direitos das mulheres em África.
Banliyöde yaşayan beyaz bir kız Afrika'ya gidip, köylüye yaptıklarının yanlış olduğunu nasıl anlatır?
Mas como é que uma miúda branca dos subúrbios, vai a África, e os convence que a mutilação genital é algo de errado?
Afrika'dan Batı Hint Adaları'na giderken 132 köle boğuldu.
Afogaram-se 132 de África para as Índias Ocidentais.
Ye bakalım güzelim. İnsanlar Afrika'da açlıktan ölüyor.
Come lá, queridinha, em África estão esfomeados.
Yalnızca Afrika demek ırkçılık oluyor.
É racismo se disser simplesmente "África"
İşte adam çıktı ve şu Güney Afrika'daki doktorun kalp nakli yaptığından bahsetmeye başladı.
Bem, ele apareceu e começou a falar acerca do cirurgião na África do Sul que transplantou um coração.
Sanırım Güney Afrika aksanı?
Suponho que seja da África do Sul. Tem bom ouvido.
Eğer birkaç gün önce Afrika'dan dönmediyse, hiçbir fikrim yok.
Se não voltou de África nos últimos dias, não faço ideia.
Afrika'ya gitmediğine emin misiniz?
De certeza que ela não foi a África?
Afrika'ya hiç gitmemiş.
Nunca esteve em África.
GANA 1D gençleri... Comic Relief'e katkı için... Afrika'ya gitti.
Os rapazes dos 1D foram até África integrados no Comic Relief.
En önemli şey... Afrika'ya gittikleri zaman... bunun... kaç hayatı... değiştireceğini görmeleriydi.
E o mais fantástico é que viram, quando lá estiveram, em África, a quantas pessoas é que isso vai fazer uma enorme diferença.
Afrika programının maliyeti nedir?
Quanto custa o programa de África?
Ama bağışlar bu programların popülerliğiyle orantılı değildir. Çok yakında Afrika'daki her hasta çocuk kapınızı çalacak.
Mas as doações não têm tendência para crescer com a popularidade desses programas, e depressa vai ter todas as crianças doentes de África a bater-lhe à porta.
Suzanne Allee Eski Video Sorumlusu, Loro Parque Nasıl olur da dört küçük katil balinayı katil balinalarla hiçbir deneyimi olmayan eğitmenlerin bulunduğu Afrika'nın batı kıyısı açıklarındaki bir parka gönderirlerdi?
Suzanne Allee Ex-Supervisora de Vídeo, Loro Parque como foi que eles resolveram enviar quatro orcas jovens para um parque junto à costa ocidental de África com treinadores, muitos dos quais nunca tinham estado perto de orcas?
Gary ile birlikte Afrika konusunda seni bilgilendirmemiz için zamanın var mı?
Tu tens um minuto hoje para o Gary e eu te podermos lançar sobre África?
Afrika konusunda mı?
Tu não me podes lançar em África.
Afrikayla ilgili Amerikalıları, bağlayan ne geliyor aklına?
Consegues pensar em qualquer coisa sobre África que seja relevante para os americanos?
Afrika hakkında haber yapmak için bir sebep buldum sonunda.
Já arranjei... A razão para cobrir África.
Jerry dedi ki Afrika Amerikan askerlerinin bundan sonra ölmeye başlayacağı yer olacakmış
O Jerry disse que África será o próximo lugar para onde irão soldados americanos para morrer e ele tem razão.
Terörizmle savaş Afrika'ya kayıyor.
A guerra contra o terrorismo está a deslocar-se para África.
Seninle Afrika arasında ne bağ var peki?
O que se passa contigo e isso de África?
Afrika'ya gidip orada bir klinikte çalışmak karşıma çıkacağını bile düşünmediğim bir fırsattı.
Ir para África, trabalhar naquela clínica... Foi uma oportunidade que nunca pensei ter.
Afrika.
África.
Su, hayatın kaynağı ve Afrika'daki birçok hayvanın yaşam alanı.
A água fornece vida e habitat a muitos animais da África.
Ama muhtemelen Afrika hakkındaki en şaşırtıcı şey, bu hayvanların suya ulaşmak ve hayatta kalmak için katlanmaları gereken inanılmaz mücadeledir.
Porém, talvez a coisa mais surpreendente sobre a África seja as batalhas incríveis que esses animais enfrentam para chegar à água e permanecerem vivos.
Huzurlu görünmelerine rağmen suaygırları Afrika'nın en saldırgan ve ne yapacağı kestirilemeyen hayvanlarındandır.
Embora de aparência pacífica, o hipopótamo figura entre os animais mais agressivos e imprevisíveis da África.
Sudan karaya, Afrika'da, gezegenimizin en büyüleyici hayvanlarından birini görebiliriz, tıpkı leopar gibi.
Da água para a terra, aqui na África encontramos alguns dos animais mais fascinantes do planeta, feito o leoparfo.
Ama Afrika'da keşfedilecek daha birçok muhteşem hayvan var.
Porém, existem mais animais grandes a explorar na África.
Ama Afrika'nın diğer birçok kedisinin aksine, gündüz de avlanmayı tercih ediyor.
Porém, ao contrário da maioria dos felinos da África, ela também caça de dia.
Ama Afrika'da büyüleyici başka hayvanlar da var, tıpkı bu babunlar gibi.
Porém, a África possui mais animais fascinantes a oferecer, como estes babuínos.
Bu ürkütücü ve kanlı sahne, Afrika yaban hayatında sık karşılaşılan bir manzara.
Esta visão pavorosa e sangrenta é comum na África selvagem.
Afrika'nın sunacak daha çok şeyi var.
A África tem mais a oferecer.
Sona kalan birkaç antilop nehir geçişini tamamlarken sürü çetin Afrika yolculuğuna devam ediyor.
Enquanto os últimos retarfatários ainda completam a travessia, o rebanho continua a longa e árdua migração pela África.
Afrika'daki zengin hayat çeşitliliği burayı gözlemleme imkanı olan herkes için açıkça ortada.
A ampla diversidade da vida pela África é fácil de ser notada por quem tiver a sorte de observá-la.
Hani şu animasyon filminin yapılmasıyla ünlenen Afrika'nın güney doğusunun açıklarındaki ülke mi?
Como no país fora da costa sudeste de África, famoso pelo adorável filme de desenhos animados?
Aradığınız adam Irak'ta hizmet etti büyük atlama saatlerini geliştirdi ve Merkez Afrika'da RPG yaralılarını idare etti.
O tipo que procuras serviu no Iraque, tem um monte de horas de mergulho... e foi ferido por um rocket na África Central.
Eğer Afrika'ya atandıysa..... bu kayıt dışı olabilir.
Uma missão em África não ficaria registada.
- Merkez Afrika'da ve Irak'ta fazla SEAL yoktu.
Poucos fuzileiros trabalharam na África Central e no Iraque.
Tırnağın düz, Eski Dünya maymunugiller ailesinden olduğunu gösterir ki coğrafi aralığı Kuzey Afrika'da sınırlıdır. - Saç foliküllerine göre makak cinsi.
A unha é plana, o que sugere a família Cercopithecidae... o que limita, geograficamente, a busca ao norte de África.
Bu aynı zamanda - - Plak endüstrisinin Napster'ı ABD'de dava ettiği zamana denk geliyor aynı zamanda ilaç endüstrisinin Güney Afrika'yı HIV ilacını aldıkları için dava ettiği yıl.
Foi no mesmo momento que a indústria da música processou o Napster nos EUA e a indústria farmacêutica processou a África do Sul por copiar medicamentos para o HIV / SIDA.
Arkam, seni bir kutuyla Afrika'ya gönderecek kadar sağlam.
Um pequeno proprietário de um bar tem recursos para o meter numa caixa e mandá-lo para África.
Beni ilaçla uyutup, Afrika'ya yolladın. Sadece köfte için mi?
Droga-me e manda-me para África só por causa de umas almôndegas?
Meksikalı uyuşturucu krallarından Afrika'da soykırıma kadar Superman'in yokluğunda Supergirl tek başına kadın kahramanlık gösterisine girişmiş gibi görünüyor.
Desde os traficantes de droga do México até aos genocídios em África... parece que a Super-Mulher está numa onda heróica,... na ausência do Super-Homem. Pois.
Sonra birden Avrupa, Afrika ve Güney Amerika'da ortaklıklar almaya başlamışlar.
Então, do nada, começaram a comprar subsidiárias na Europa, África, América do Sul.
14. yüzyılda Afrika'da bazı cadılarla takıldım.
Em África, costumava dar-me com bruxas no século XIV.
Evet doğru, bu tamamen kelebek etkisinden kaynaklandı.
Não, isto deveu-se ao efeito borboleta. - O efeito borboleta, é quando uma borboleta em África aterra no nariz duma girafa, a girafa espirra, o que assusta uma gazela, a gazela vai contra um rinoceronte, e o rinoceronte vai às cegas até uma cabine telefónica, - O quê?