English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turkish → Portuguese / [ A ] / Akıl almaz

Akıl almaz translate Portuguese

513 parallel translation
Polly baylar önünüzde duran bir adam ki kralımız akıl almaz bilgeliğiyle diğer adamların üstüne yükseltti ama bu adam tüm fırtınalarda arkadaşım olmaya devam etti vesaire, vesaire.
Polly... Meus senhores... Têm à vossa frente um homem que os insondáveis desígnios do rei colocaram acima dos seus semelhantes.
Akıl almaz bir saçmalık.
Ridículo nonsense.
Sen tanıdığım en akıl almaz yaratıksın.
É a criatura mais incrível que já conheci.
Bu akıl almaz.
É um absurdo.
Akıl almaz bir sahtekarlık.
É um impostor.
- Bu akıl almaz bir davranış!
É um comportamento incrível! Tranquila, Stella, tranquila.
Bu o kadar akıl almaz bir şey mi?
É assim tão descabido?
Akıl almaz bir şeydi.
Era incrível, e todavia não podia duvidar.
Myriame, bu yaptığın akıl almaz!
Myriame, és incorrigivel.
Sanırım seni hala seviyorum, kendi akıl almaz tarzımla.
Suponho que ainda te amo, na minha maneira irracional.
Böyle bir şeyi hayal etmeniz akıl almaz.
É inadmissível inventar isso!
Yüce Tanrım sana danışmaksızın akıl almaz kötülükleri olan birkaç ruhu da sana yolladık.
Oh, Senhor, sem Te consultar, enviamos-Te algumas almas cuja maldade ultrapassou todos os limites.
Istırap akıl almaz bir şey, izaha gerek duymuyor.
O sofrimento é incompreensível, portanto não exige explicação.
" Muhabirimizden : Doğu Afrika'da akıl almaz katliamlar yaşanıyor.
" O nosso enviado especial conta os alucinantes massacres
Aklınızın almayacağı amaçlar için, akıl almaz güçlerin açığa çıktığı bir mücadele.
Um combate por esses objectivos e o desencadeamento de um tal poder que não poderiam entender.
Sistemi tamamen çözmüş olman akıl almaz İstediğin ekmeği almanın yolunu buldun!
Fantástica, toda aquela conversa para conseguires o pão.
- İşte bir tane : akıl almaz.
- Só um : que disparate completo!
- Akıl almaz... Onu odasına kilitleyeceğim.
Vou trancá-la no quarto
Wonka çikolataları akıl almaz bir hızla tükeniyor.
Os Chocolates Wonka... estão a desaparecer... à velocidade da luz.
Bu akıl almaz bir şey.
É espantoso.
Bu akıl almaz.
É incrível.
Ona akıl almaz bir hazine emanet ettim.
Estupidamente confiei-lhe uma boa fortuna.
"Hükmettiği insan suretiyle Şeytan son ve en akıl almaz saldırısını yapacak."
"É por meio duma personalidade humana possuída por ele, que Satanás cometerá o seu último e formidável crime."
Akıl almaz şey gözlüklerimi bulamıyorum.
É extraordinário, nunca mais os encontro... vejamos.
Kaçakçılıkta akıl almaz yöntemlere başvuruluyor.
Mas os contrabandistas tem lucros inacreditáveis.
Akıl almaz bir şey bu.
Ultrapassa a imaginação
Akıl almaz bir şeydi.
É absurdo.
Olasılık dahilinde olmayan ise, yani kitaptaki gibi zaten hemen hemen çok tuhaf, ve akıl almaz ama gerçeğin ta kendisi.
Neste caso, o improvável, como no livro... é verdadeiramente raro, incrível... mas possível.
Senin akıl almaz stilin.
Aqueles "Wild style" ( estilo-selvagem ).
Eğer sen köpeğin graffiticileri ısırmasından korkuyor isen, benim burda akıl almaz bir anım var, dedim,
Mas se tendo um cachorro, temes que morda um vândalo, e aqui recorrendo a minha prodigiosa memória, lhes disse
- Evet General, akıl almaz bir olay.
Sim, é inacreditável, General.
Sonuçları akıl almaz!
Sem sombra de dúvida, a prova viva do inimaginável.
Bu akıl almaz... İki adamın durumları.
Incrível, o... estado dos dois homens.
Bu akıl almaz.
Isto é incrível.
Bu akıl almaz birşey.
É um pouco louco.
Akıl almaz bir şey.
É aterrador.
İlk kez böylesine akıl almaz bir randevum oldu.
Nunca tive um primeiro encontro assim.
Inglethorp'u korumak istemesi akıl almaz olurdu.
Parece-me inconcebível que ela estivesse a proteger o Inglethorp.
Carolyn'e gittim... ve bu akıl almaz öfkeyle karışık deliliğe sebebiyet verdim... bu da, bir insanın diğerini öldürmesine neden oldu.
Acerquei-me da Carolyn e provoquei essa louca mistura de raiva e insanidade, que leva um ser humano a matar outro.
Hayır olamaz! Rowdy'den akıl almaz bir hareket.
Mas uma incrível recuperação por parte de Rowdy.
- İşte akıl almaz gerçek bu! - Şunu kes.
Acaba lá com essa merda!
Bir tane daha akıl almaz güzellikte gümüş çay seti geldi. Ne oldu?
Recebeste outro serviço de chá, incrível, todo em prata!
- Yeteneksizliğin akıl almaz boyutta!
- Você é um simplório.
- Akıl almaz değil mi?
Vê-se Veneza toda!
Ve benim varlığım, size göre anlamsız ve akıl almaz olmakla birlikte, hayat kurtarıyor!
E minha existência, embora lhes pareça grotesca e inexplicável... salva vidas!
Scott'un Fran'le dans ederkenki akıl almaz görüntüsü!
And I don't want to wind up... É a visão inacreditável do Scott a dançar com a Fran.
- Şarkıcılarınız akıl almaz.
- Tens uma voz incrível.
- Akıl almaz!
- C'est incroyable!
- Bir beyzbol maçında, birisinden beyzbol şapkasını çıkarmasını istemek akıl almaz bir şey.
- Mas é uma prepotência... pedir a alguém que tire um boné de baseball num jogo de baseball.
- Akıl almaz...
Impossível
Q devamlılığının tepkisi ne oldu? Bunu akıl almaz bulduk.
Bonjour, mon capitaine.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]