English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turkish → Portuguese / [ A ] / Aldın

Aldın translate Portuguese

53,433 parallel translation
Anneleri, sen filme aldın mı?
- Mãe, filmaste isto tudo?
Bu hikayeden ders aldınız mı?
Entendem a moral da história?
Sen bu herifi indirimden mi aldın?
Foste buscar este à secção de promoções?
Sen aldın.
Tu roubaste-o.
- Diş fırçanı aldın mı?
- Levas a tua escova?
Hepsini elimden aldın.
Tiraste-me isso tudo.
- Yeni araba mı aldın? - Yeni araba mı aldın?
Tens um carro novo?
Bugün altı iltifat falan aldın.
Tiveste uns seis elogios hoje.
Mesela, uyuşturucuyu kimden aldın?
Como quem te vendeu as drogas?
İmla dersinde istediğin notu aldın mı?
Melhoraste a nota no teste de ortografia?
Nasıl yaşayacağımıza dair nasıl kararlar aldın?
Que decisões tomaste sobre o que serão os nossos amanhãs?
Neden aldın ki onu?
Porque é que estás...?
Birbirimizi çok az tanıdığımız için kafan karışabilir ama brifing odasında muhteşem şakalarıma destek vererek büyük bir risk aldın.
Você deve estar confuso pois não nos conhecemos bem, mas você se arriscou mas gostou das minhas piadas.
Sen de kafasını aldın...
Então, levou a cabeça dele...
Başından beri bilmene rağmen suçu üzerine mi aldın?
Tu sempre soubeste quem era e deixaste que te acusassem?
- Randevu aldın mı?
- Marcaste alguma consulta?
Seks dışında başka zamanlarda vücuduna yara aldığın oldu mu?
Alguma vez ficou com nódoa negras por alguma razão que não o sexo.
Umarım aldığın eğitimden bir şey öğrenmişsen o da bir teoriden... fazlasının da doğru olabileceğidir.
Se aprendeste alguma coisa na escola é que mais de uma teoria pode ser verdadeira.
Satın aldım. Onu satın aldım.
Comprei-o.
Birinci sınıfa bilet aldım.
Comprei um bilhete de primeira classe.
İstediğini aldın.
Vais tê-la.
Ama sonra kapandı, babam satın aldı.
Mas depois fechou e o pai comprou-o.
Yardıma ihtiyacı olanları aldığınızı söylemiştin.
Disseste-me que recebem pessoas que precisam de ajuda.
Lisa Ann, Aralık 2014'te aldığı emeklilik kararıyla porno dünyasını şok etti.
Em dezembro de 2014, Lisa Ann chocou o mundo do cinema para adultos com a sua retirada,
Evet, şimdi ilacını aldık.
Sim, comprámos agora medicação.
Yani herkesin Hannah'nın benimle yattığını sanması yetmezmiş gibi en iyi arkadaşını da elinden aldım.
Assim, não só todos pensaram que a Hannah dormiu comigo, mas também que lhe roubei a melhor amiga.
Bryce'a bira aldırmışsın.
Deixas o Bryce-y pagar-te uma.
Fotoğrafçılık dersi aldığını bilmiyordum.
Não sabia que tinhas Fotografia.
İkinci sınıfların iki gününü aldı, iki kez baştan yaptırdım.
Os do 10.º ano levaram dois dias e obriguei-os a refazer duas vezes.
Ekipler yolda. - İhbar mı aldınız?
- Recebeu a chamada?
Gary'nin Baker davasıyla ilgili e - postasını aldım.
Recebi o e-mail do Gary sobre o processo Baker.
Bu, Asa Dokuzlusu ama ters, yani dünyanın sana cephe aldığını hissediyorsun.
Esta, o nove de paus... mas está ao contrário, o que significa que sentes que o mundo está contra ti.
Listesinin bir kopyasını aldım.
Recebi uma cópia da lista dele.
Evet, biliyorum, mesajını aldım.
Sim, eu sei, recebi agora a tua mensagem.
Ama suçuyla yüzleşiyor, Bryce'ın itirafını da aldık...
- Não sei. Mas se ela se entregou e temos a confissão do Bryce...
Sandalla aldığınız şeyleri geri aldık.
As coisas que tiraste do barco foram levadas.
Onları görünce geri kalanını da aldık.
Nós os vimos, e então apanhámos o resto.
Aldığımız kavanozların yarısı o zaman.
Metade dos frascos que tirámos.
Ne aldıysan ya da ne yaptılarsa yazarsın bedelini de ekleyip imzanı atarsın.
Escreves o que tiraste ou o que fizeram, quanto isso valeu, assinas o teu nome.
Silahlarınızı şimdi aldık çünkü işler biraz dokunaklı hâl almak üzere.
Tirámos as vossas armas agora porque a situação estava a ficar emocional.
Oceanside'ı yanımıza çekemedik ama silahlarını aldık.
Não temos Oceanside, mas temos as armas delas.
Birisi Tavra'nın evinden çantayı aldı.
Alguém roubou um saco ao Tavra.
Ingrid, Petra mezarlığa gelin. Yangın ihbarı aldım.
Ingrid, Petra, vão ao cemitério, tenho relatos de um incêndio.
Ayrıca elde ettiği bilgileri paylaştığını söyledi. Yakınlarda babana FARC'dan yasadışı aldığı yengeç verilerini vermiş.
Mas, ele também disse que ela passou a informação que encontrou, e, recentemente, deu ao teu pai alguns dados sobre caranguejos que obteve ilegalmente da FARC.
Yağmalamalar sayesinde daha çok gemi satın aldı gemiler daha çok kazanç sağladı, kazanç bir servete servet nüfuza, nüfuz güce dönüştü.
A pilhagem deu para comprar mais navios. Os navios geraram mais lucros. Os lucros tornaram-se riqueza, a qual se transformou em influência e depois se tornou poder.
Bazen gecenin bir yarısı, uyku tutmadığı anlarda Eleanor Guthrie benden aldığının cezasını çekene kadar bir daha gerçekten huzur bulabilecek miyim diye merak ederim.
Há momentos durante a silenciosa noite em que não consigo dormir, e pergunto-me se alguma vez voltarei a conseguir descansar até que saiba que a Eleanor Guthrie tenha sofrido pelo que me roubou.
Viagra filan mı aldın?
Tomaste um comprimido ou quê?
Nathan bu ebeveynlik işini ciddiye aldığın için minnettarım.
Olha, Nathan, fico contente que estejas a levar a paternidade tão a sério.
Kaçış paramızı yanına aldığını söyle.
Diga que trouxe o dinheiro da fuga.
Ama gazetede bir sürü yeni mülk aldığınız yazıyor.
Os jornais dizem que está comprando propriedades.
Bak ne diyeceğim, şanslı paranı geri veririm havadan öylece parayı nasıl çekip aldığını bana anlattığında.
Fazemos assim. Devolvo-te a tua moeda da sorte, quando me disseres como a fizeste aparecer do nada.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]