Alisa translate Portuguese
140 parallel translation
Ne zaman tükürsem sana yukarı ve aşağı ovarken... Oh, yukarı ve aşağı
Ele cospe quando Alisa pra cima e pra baixo
Yavaş, Alisa. Sakin ol.
Devagar, Alisa.
Alisa Beldon.
O nome dela é Alisa Beldon.
- Bilgisayar, arama : "Beldon, Alisa."
- Computador, acesso : "Beldon, Alisa."
Alisa iletişim cihazımı alabilir miyim?
Alisa posso ter o meu comunicador, por favor?
Alisa'ya teklif yapıyorum. Sana değil.
Estava a fazer uma oferta à Alisa, não a você Tenente-Comandante.
- Alisa.
- Alisa?
Pekâlâ Alisa. Sen ne istiyorsun?
Está bem, Alisa, o que queres?
Alisa, Minbari telepatları hakkında bilgi edinmek istiyorsun demek.
Então, Alisa, desejas saber acerca dos telepatas Minbari?
Alisa Beldon.
Alisa Beldon.
Alisa Beldon'un psişik yetenekleri bir insan için oldukça sıra dışı.
Alisa Beldon tem uma qualidade psíquica pouco usual para um humano.
Alisa, insanlarla Minbariler arasında yeni köprüler kurulmasına yardım edebilir.
A Alisa pode ajudar com a comunicação entre Humanos e Minbari.
Merak ettiğim bir şey var.
Alisa há algo em que tenho pensado.
Tarıyormuş gibi dondurmayı düzelt.
A seguir, alisa-se o gelado suavemente, como quem penteia.
Şimdi güzelce düzgün katla.
A seguir volta-lo e alisa-lo bem.
Alisa.
É Alisa.
Ben Alisa.
Eu sou a Alisa.
Alisa, Chen'ler kızlarını bulamıyor.
Alisa, os Chens não encontram a sua filha.
Alisa!
Elisa.
O yürümeler, o konuşmalar, saçları düzleştirmeler.
O jeito que anda, que fala... alisa os cabelos. Está perdida.
Mary, yüzünün gerçek ifadesini vermiyor.
Mary, isso não alisa a forma da tua cara.
Merhaba, Lynette.Ben Alissa Stevens.
Olá, Lynette, sou Alisa Stevens.
Alissa kendisi hakkında konuşmaya bayılır.
A Alisa adora falar da Alisa.
Bence Alissa'nın arkasından böyle konuşmamalıyız... yani- -
Não devia falar da Alisa, estando ela tão... Não faz mal, ela não nos ouve.
Hayır hayır, gerekmez- - Bu Dennis ve Alissa arasında bir olay.
Não, isso é entre o Dennis e a Alisa.
Tanrım, Alissa, sen sağırsın kör değil.
- És surda, Alisa, não és cega!
Yüzünde o sahte gülümseme ile neler dediğini sana söyleyeyim.
Já vais ver o que a Santa Alisa, com aquele sorrisinho, diz.
Hey Lissa, hey Lily, Nasılsınız?
Como é que estão, Alisa e Lily?
Alissa, eğer sorun yarattıysam çok üzgünüm.
Alisa, peço desculpa se te arranjei problemas.
Alisa, bana öyle bir baktı ki ödüm koptu.
Sabes, Alisa, ele tem-me observado de uma forma que me assusta.
Alisa?
Alisa?
Alisa'ya ver.
Dê-lhe a Alisa.
Alisa, acele et!
Alisa, esta despachada!
Alisa'yı bul. Tebeşiri ondan al.
Encontra a Alisa, apanha o Giz.
Alisa nerede?
Onde está Alisa?
Alisa mı?
Alisa?
Alisa!
Alisa!
Pekala, Alisa nerede gösterecek misin?
Está bem, agora, diz-me onde está a Alisa?
İyi misin, Alisa?
Estás bem, Alisa?
Alisa sinirli görünüyor.
A Alisa está muito bonita.
Ve niye Alisa hakkında konuşuyorsunuz hala?
Porque estão a falar da Alisa?
- Hadi, Alisa.
- Vamos.
- Ben Alisa.
- Alisa.
Ayrıca Alisa'yı da sikti, biliyorsun
- Sabias que ele fez sexo com a Alisa?
Alisa'nın hamile olduğunu ve siktiğimin bebeğini aldırmayacağını söyle.
Diz que estou grávida e que vou ficar com o bebé.
Ne düşünüyordun, Alisa?
Mas que merda foi aquela?
Bırak dokunayım.
Vá lá. Deixa-me alisá-los.
Bunu ütüleyecektim ama, zaten...
Eu ia alisá-lo, mas está...
Alisa Sarver.
Alisa Sarver.
Alissa, buraya gel.
Alisa, chega aqui.
- Alisa?
- Alisa?