Almalısın translate Portuguese
2,458 parallel translation
Güven bana, bir erkeğin sonsuza kadar peşinden koşmasını sağlamak için bekaretini sen almalısın.
Acredita em mim, a maneira de fazer com que um homem te siga para sempre é tirando-lhe a virgindade.
Hepiniz Finn'in cesaretinden ilham almalısınız.
Devíamos ficar todos inspirados pela coragem do Finn.
Craig, oğlum bence biraz ağırdan almalısın lan.
Craig, acho que tu deverias ir com calma.
Bu yüzden, onları da beraber ele almalısın.
Por isso, vai ter de tratar disso com eles.
Onun intikamını almalısın.
Tens de vingá-lo.
Dalga geçme S, bu ilişkide kesinlikle yanındayım ama bu ilişkinin yürümesini istiyorsan, biraz ağırdan almalısın!
Falo a sério, S. Sou a favor de tentares isto com o Nate, mas se queres que se torne real, vais ter de levar as coisas com calma.
- Arkadaşınızla ilişkinizi yeni tanıştığınız birine göre daha ağırdan almalısınız diyorlar.
Lá dizem que devemos levar as coisas com mais calma com uma amiga, do que com alguém que acabámos de conhecer. Eu mando-te o link.
Bunu sen almalısın.
Devias ficar com isto.
Biraz almalısın ama.
Devias mesmo fumar um bocado.
Belki de birkaç günlüğüne izin almalısın. Bunu bir düşün.
Talvez devesses tirar uns dias para pensar.
Büyük bir ev almalısın.
Devias comprar uma casa grande.
Bunu geri almalısın.
Vais precisar disto de volta.
İnsan okumakta üzerime yoktur. İşte tam da bu yüzden, gidip ondan çalışma grubuna geri dönmem için izin almalısın.
Por isso, tens de lhe pedir para eu voltar ao grupo de estudo.
- Hayatta riskleri göze almalısın.
- Na vida é preciso correr riscos.
- Evet, kesinlikle almalısın.
- Sim, faz isso.
Onlar hepsini bitirmeden biraz patates kızartması almalısın.
Devia de levar algumas batatas fritas, antes delas acabarem.
bu tarz bir şeyden sonra izin almalısın.
Não passas bem o dia depois de uma coisa dessas.
Biraz şurup almalısın.
É melhor pores doce por cima.
Bir bilet daha almalısınız, Bayan Law.
Precisa de mais bilhetes, sra. Law.
6 bilet almalısınız.
São 6 bilhetes.
Yavaş ve derin nefesler almalısın.
Mas está a piorar a respiração. Preciso que respire fundo e devagar.
Ya da belki de, kalbini yeniden koruma altına almalısın.
Por outro lado, talvez devesses guardar o coração.
Hayır, hayır, hayır, hayır, sen baharatlı tavuk almalısın.
Não, não. Você devia pedir "enchiladas" de frango.
Almalısın.
Deverias.
Her gün, gün boyu, işi ciddiye almalısın.
Todos os dias, durante todo o dia, se leva isto a sério.
Sanırım bunu almalısın.
Acho que deves ficar com isto.
Eve geri dönmelisin ve Bubbie'nin yüzüğünü Audra'dan almalısın.
Tens de voltar e pedir a aliança da Bubbie à Audra.
Babamın yerini almalısın.
Tens que tomar o lugar do pai.
Konuştuklarımızla ilgili seninle ilgilenmesini sağlayabilirim ama onu görmek için randevu almalısın.
É a especialidade da minha colega e não a minha. Mas posso pô-la a par de tudo o que falámos.
Benden uzak tut. - Onu almalısın.
- Tem de segurá-lo.
Peki öyleyse, ona ortada sebep yokken bir şey almalısın.
Bem, então, tens que lhe dar algo sem razão.
Sanırım o zaman ofisimi arayıp randevu almalısınız.
Então sugiro que telefone para o meu escritório e marque uma hora.
Kendine benim gibi kurşun geçirmez bir yelek almalısın.
Sabes, devias mesmo arranjar um colete à prova de bala como eu.
Her zaman kanıtlarının yedeğini almalısın.
Tens de fazer sempre uma cópia das tuas provas.
Daha çok döviz almalısın.
Precisas de te actualizares, G.
Önemsediğini göstermek istiyorsan büyük gün için ona bir şişe viski almalısın.
Sabe, se realmente quer dizer que se importa, devia deixar o cartão e comprar um litro de uísque para o grande dia.
Şimdi Leonard, yarın işe gittiğimizde beni merdivenlerden indirmek için erken ayrılma izni almalısın.
Leonard... amanhã, quando formos para o trabalho, tens de nos dar mais tempo para me pôr lá em baixo.
Ve sen de bir şeyler almalısın.
Também tens de comprar roupa.
Ve belki sen de pasaportuna bir daha el.. ... konulmadan beni, örnek almalısın.
Segue o meu exemplo antes de saíres do país.
Kaptan herkesi can kurtaran botlarına almalısınız
Capitão tem que impedir as pessoas de entrar nos Barcos salva-vidas
Bunu dikkate almalısın.
Eles têm que ter isso em conta.
Bu olanları ciddiye almalısın, Chaz.
Tem de levar isso a sério, Chaz.
Binayı kilit altına almalısın.
Temos que trancá-lo. Está a mentir.
Yani, her şeyi almalısın.
Isto é, mereces ter tudo.
Ve almalısın da.
Só tens medo do que isso possa significar.
Sabah içeceğini almalısın.
Titan, aqui tens a tua bebida energética matinal.
Ama haklısın. Sorumluluk almalıyız.
Mas tens razão, devemos ser responsáveis.
Bunun patentini almalısın.
Devias patentear isso.
Almalısın.
E deves.
Duş almalısın.
Devias tomar banho.
Biniş kartlarının çıktısını almalıyız. Bir de gazete aboneliğini durdurmalıyız.
imprimir os cartões de embarque, parar a entrega de jornais.