Alonzo translate Portuguese
259 parallel translation
- Alonzo.
- Alonzo.
Princeton'a gidecek ağabeyimiz Alonzo'nun şerefine cumartesi düzenlenecek partiye teşrif etmenizi dilerim.
Fica cordialmente convidado para uma festa no sábado em honra do nosso irmão, Alonzo, que vai partir para Princeton.
- Evet, Alonzo?
- Sim, Alonzo?
Alonzo Smith, kızkardeşini dansa götürmek hiç aklına gelmedi mi?
Alonzo Smith, já te ocorreu levares a tua irmã ao baile?
Ben Alonzo Davis.
Sou Alonzo Davis.
Niye geri döndün Alonzo?
Porque voltaste, Alonzo?
- Hepsi sağIıklı mı Alonzo?
- Alonzo, são saudáveis?
Götür şunları. Çabuk.
Alonzo, leva-os!
- Ben FBI'dan Alonzo Mosely.
- Alonzo Mosely, FBI.
"Alonzo Mosely."
"Alonzo Mosely".
Ben FBI'dan Alonzo Mosely.
Alonzo Mosely, FBI.
- Ajan Alonzo Mosely'yi sorun, gösterirler.
Pergunte pelo Agente Alonzo Mosely.
FBI'dan Alonzo Mosely.
Alonzo Mosely, FBI!
FBI'dan Alonzo Mosely.
Alonzo Mosely, FBI.
- Hayır. - Peki. Adım Alonzo...
Está bem.
Jack Walsh.
Alonzo...
Alonzo, işini senin yerine yaptığım için bana teşekkür etmeyecek misin?
Alonzo, não me agradece por fazer o seu trabalho?
"Alonzo Mosely." Bu senin kullandığın isim değil mi?
"Alonzo Mosely". Não é esse o nome que tens utilizado?
- Alonzo'yla aramızda bir şaka.
- Uma coisa entre mim e o Alonzo.
Ajan Alonzo Mosely adını kullanan biriyle yardımcısı... Channing yakınlarında batıya giden bir trene atlarken görülmüş.
Parece que um Agente Alonzo Mosely e o seu parceiro foram vistos a apanhar um comboio de carga perto de Channing.
Sağol Alonzo.
Obrigado, Alonzo.
Orası bir havaalanı... Yanılıyorsam düzelt. İşini sana öğretmek gibi olmasın.
O facto é que é um aeroporto, e Alonzo, corrija-me se estiver errado pode colocar mais o transporte ilegal.
Sağol Alonzo.
Tenho uma hora e meia para te levar para L.A. Obrigado, Alonzo.
Former Redskins great Alonzo Flowers...
Antigo jogador dos Redskins, Alonzo Flowers...
Adım Pinzon Martin Alonzo Pinzon.
O meu nome é Pinzón. Martin Alonso Pinzón.
Dokuz haftadır denizdeyiz, Alonzo.
Navegamos há nove semanas, Alonso.
Ağzından çıkan sözler kutsanmış sanki, Alonzo, seninkinden çıkanlar ise lanetli.
O que ele diz é abençoado, Alonzo. O que você diz é que está amaldiçoado!
Alonzo bu rüzgârı kaçırmayalım.
Alonzo! Vamos aproveitar este vento!
Utapan! Alonzo!
Utapan!
Alonzo!
Alonzo! Alonzo!
Alonzo'nun ölümüyle, bu adalarda ne kadar korunmasız olduğumuzu anladım.
Com a morte de Alonzo, apercebi-me o quão vulneráveis somos nestas ilhas.
Ofisimin yanında, açık havada, Alonzo lokantası.
Numa esplanada perto do meu escritorio. Café Alonzo.
Alonzo'da görüşürüz.
Encontramo-nos no Café Alonzo.
Alonzo. Benim her zaman sadık uşağım. Kurşun geçirmez camın arkasında... tatlı tatlı kekeleyen tek ziyaretçim benim.
Alonso... meu fidelíssimo criado, meu único visitante, sempre a gaguejar de forma airosa do outro lado do vidro à prova de bala.
Oh, Alonzo, ne kadar düşüncelisin.
Oh, Alonso, é muita atenção tua.
Yanlış taraf, Alonzo.
Não é essa porta, Alonso.
- Alonzo.
Alonso.
Kim kimi yıkıyor, Alonzo?
Quem está a dar banho a quem, Alonso?
Alonzo, sana ihtiyacım var.
Alonso! Preciso de ti.
Sen değil, Alonzo.
Não és tu, Alonso.
Alonzo? Misafirlerimizi yerine götürme şerefini al.
Alonso... acompanha os convidados de honra aos seus lugares.
Alonzo yetişebiliyor mu?
- O Alonso está a seguir-nos?
İyi bir kürkçü olmanın işareti, Alonzo, kendi boğazlamanı kendin yapmakdır.
Um grande peleiro não deixa os bichos serem estrangulados por outro.
Hayır, Alonzo.
Não, Alonso.
Alice, dur! Alonzo, gitme.
Alice, espera.
Hemen döneceğim.
Alonzo, eu volto já.
Alonzo.
É o Alonzo.
FBI'dan Alonzo Mosely.
- Alonzo Mosely, FBI.
Alonzo'ya söyle, bir anlaşma yapmak istiyorum.
Diga ao Alonzo que lhe ofereço um acordo.
Alonzo! Kürk!
Alonso!
- Alonzo.
Que alegria.