Amazon translate Portuguese
624 parallel translation
İşte Amazon'u keşfediyor Yüzbaşı Spaulding
Aqui está o Capitão Spaulding A explorar o Amazonas
Bu karlı tepelerden inip, Kolombiya ile Venezuella'daki Amazon ormanlarına dalalım. Burada, "Anambe-Preto" gibi tuhaf ve egzotik kuşlar bulabilirsiniz.
Das montanhas cobertas de neve até à selva amazónica podem encontrar-se muitas aves exóticas, como o anambé preto da Colômbia e da Venezuela.
- Amazon eyerleri mi, Riley?
- Acompanhantes, Ridley?
Amazon eyeri!
Acompanhantes.
Amazonlar ormanlarından gelen egzotik ateş kuşları, Nefes kesici amazon güzelleri geçidi.
Pássaros exóticos das florestas da Amazónia, uma beleza de cortar a respiração.
"Yaşamın kayıtları karalarda yazıldı..." "ta ki, 15 milyon yıl sonra, içindeki üst kısım Amazon'a ulaştı..." "insanlar hala bunu öğrenmeye çalışıyor."
Os registos da vida estão escritos na terra, onde, milhões de anos mais tarde, no alto Amazonas, o homem continua a tentar decifrá-los.
Duyduğuma göre, Amazon'un üst taraflarında eski iskeletler için kazı yapıyormuşsun.
Ouvi dizer que estava no Amazonas à procura de esqueletos antigos.
Orası Amazon ile kıyaslanabilinecek bir ırmak.
É um riacho coleante comparado com o Amazonas.
Amazon faresi bir koyun kadar iridir.
O rato do Amazonas é grande como uma ovelha.
Sadece ciğerleri olan Kamongo balığı, hala burada Amazon'da bulunabiliyor.
Excepto que este peixe, com pulmões, existe ainda hoje, aqui no Amazonas.
Amazon'da bir sürü garip efsane dolaşır.
Há muitas lendas estranhas aqui no Amazonas.
Çenelerinin altına bir çeşit boru takan Amazon'dan gelme insanlar.
Eles vieram à Amazônia e relataram sobre um povo que usava uma espécie de tubo no lábio inferior.
Bir Amazon araştırması yapmıştım, idarar içmenin sağlığa yararlı olduğuna dair 15 ayrı kitap buldum, ayrıca yaşlanmayı geciktirici bazı sihirler de vardı. - Bunu dinle.
Procurei no Amazon, e encontrei 15 livros sobre os benefícios da urina na saúde, incluindo o poder mágico de reduzir os sinais de envelhecimento.
Amazon ormanında siyah değil esmer bir çocuğum, birisi kanımı beyaza çevirmek için uyluklarıma pirana dişi sürüyor.
Estou na selva amazónica. Sou um miúdo mestiço, e não negro. Alguém arranha a minha pele com dentes de piranha... para transformar o meu sangue em branco.
Amazon ormanında siyah değil, esmer bir çocuğum.
Sou um miúdo da selva amazónica... um miúdo mestiço, e não negro.
İnka İmparatorluğu'nun,.. ... İspanya tarafından fethi ve yağmalanmasının ardından Kızılderililer "El Dorado" efsanesini yarattılar Amazon nehrinin memba kesimlerindeki bataklıklarda bulunan bir altın diyarını.
Após a conquista e saque dos incas pelos espanhóis... os índios, na miséria, criaram a lenda do Reino de El Dorado... que ficaria nos pantanosos afluentes do rio Amazonas.
İkincisinin adı "Amazon Ekibi".
O segundo chama-se "O Esquadrão das Amazonas."
Amazon ormanının derinliklerine doğru.
Ao interior da Floresta Amazónica.
Fakat bu Amazon'a ilk seyahati
Mas esta será a sua primeira viajem ao Amazonas.
Bir gece beni aradı ve Amazon a gitmek üzere olduğunu söyledi. Paraguay'da.
Ele ligou-me uma noite e disse que estava a caminho da Amazónia...
Amazon'da insanlar tehlikeleri görmüyorlar ve bazen hayatları ile ödüyorlar.
No Amazonas essa gente ignora o perigo e por isso perdem a vida.
Bir gün Pirene Dağları'nda kendimi sulara bırakırken, ertesi gün dünyanın yarısını katedip Amazon'un çok garip bir köşesinde acayip bir sorunu olan bir arkadaşıma yardıma gidiyorum.
Um dia, estou a descer rápidos nas montanhas dos Pirinéus e, no outro, estou a atravessar meio mundo para ajudar um amigo a resolver um problema esquisito numa zona estranha do Amazonas.
Amazon Yağmur Ormanları'nda çekilen bu filmde adı geçen kişiler ve olaylar gerçeğe dayanmaktadır.
Filmado na floresta tropical da Amazónia Baseado em factos e personagens reais.
Daha sonra zamanla Amazon kabileleri ile ilgili sayıları, avlanma bölgeleri, kozmolojileri gibi bilgiler toplayıp bir harita yaptık.
Gradualmente estamos a construir um mapa das tribos da Amazónia. Os seus terrenos de caça... os números, cosmologia e por aí a fora...
Dünya'daki oksijenin % 40'ı burada Amazon'da üretiliyor.
40 % do oxigénio do mundo é produzido aqui na Amazónia.
Amazon Yağmur Ormanları'nda her gün 2500 hektarlık alan yok oluyor.
AS FLORESTAS DA AMAZÓNIA ESTÃO A DESAPARECER, 5.000 ACRES POR DIA.
Yeni bir ırk türetmek isteyen bir gezegen dolusu Amazon kadını nasıI?
Que tal um planeta cheio de amazonas que querem criar uma nova raça?
Amazon'larda kara büyü öğrendiğini söylüyor.
- Quem? - Aquele faquir.
Amazon Havzası, 1985
BACIA AMAZÓNICA 1985
Amazon'ların en güçlü ruhani lideri sayılan..... şaman An Hango'nun huzuruna çıkacağız.
À chegada à clareira do xamã An Hango, considerado como o homem espiritual mais poderoso na Amazónia.
Ama Amazon'daki karanlık varlığın..... omuzuma değen soğuk bir el kadar gerçek biçimde..... bir anda üzerime gelmesini hiç beklemiyordum.
Mas não esperava que essa presença negra da Amazónia se apossasse imediatamente de mim, tão real como uma mão fria sobre o meu ombro.
Alfa yerleşiminde Amazon kadınlar bulundu.
"Mulheres amazonas encontradas em Alpha Centauri"?
Onlara Amazon kadınlarının Alfa yerleşiminde değil Xerxes 4'de yaşadığını söyledim.
Apenas lhes disse que as mulheres do tipo amazonas não vivem em Alpha Centauri, mas em Xerxes 4.
Baldrick, Amazon yağmur ormanlarında, senden daha ikna edici Charlie Chaplin taklidi yapan medeniyet yüzü görmemiş yerli kabileleri mevcut.
Baldrick, nas florestas chuvosas da Amazónia, há tribos de Índios sem qualquer contacto com a civilização que criaram melhores imitações do Charlie Chaplin do que a tua.
Çimlerin, Amazon gibi görünmeye başlıyor.
O teu relvado começa a parecer a Amazonia.
Towanda, inanılmaz Amazon kadını!
Towanda, a Incrível Amazona!
Amazon kıyılarında bana nasıl taptıysa, 20 yıl önceki gibi bu İngiliz ormanında hala bana tapıyordu.
Adorava-me nestes bosques ingleses, como me adorara 20 anos antes, nas margens do Amazonas.
Karşısına bir kız çıkıvermiş. Bir yıllığına kızla Amazon'a doğa yürüyüşüne gitmeye karar vermiş. İnsanlardan uzaklaşmak bir anısının olmasını istemiş.
Ao que parece há uma rapariga envolvida, e ele decidiu fazer uma caminhada pelo Amazonas com ela por um ano, sabes, viver fora do radar, escrever as suas memórias ou assim.
Selam Jackie. Amazon güzel değil mi?
- Gostou da Amazónia?
Amazon'da hala bakir olarak düşünülebilecek sadece birkaç yer var.
Há só alguns lugares na Amazónia que ainda são considerados virgens.
Şu gece kulübü tiplerinden hoşlanıyor. İri, kum saati vücutlu, Amazon kadınlardan.
Gosta das mulheres dos clubes de amazonas enormes, tipo ampulheta.
Yani ben Amazon değil miyim?
Não sou uma amazona, então?
Amazon Savaşı'ndan en gelişmiş kentsel pasifleştirme geliyor.
Da Guerra Amazónica vêm o último grito em pacificação urbana.
Siz olmadan Amazon bir dere gibiydi.
Sem ti a Amazónia é tão pequena
Amazon şehrinde yok.
Não na cidade das amazonas.
Amazon kadınları, işte bu Herkül, erkeklerin kahramanı.
Amazonas, este é Hércules. Campeão dos homens.
Bir yer aracındaydık. Amazon Platolarının yarısını geçmiştik. Altımızdaki yer çöktü.
Nós estávamos num jipe, no meio da planície Amazónica quando o chão por debaixo de nós cedeu.
Uzun yıllar bir amazon kabilesinde yaşadığımı biliyor musunuz?
Sabia que eu vivi muitos anos com uma tribo amazônica?
Vincent'ın Amazon'larda geçirdiği vakit süresince.. keşfettiği buluşlarından biri.. olan ender bir bitki eğer doğru ekilir ve işlenirse..
Durante o período que o Vincent passou na Amazónia, uma das suas descobertas foi uma planta rara que, quando colhida e processada correctamente, aumentava a potência masculina.
Dağdan ayrılınca, tüm nehir sistemlerinin en büyüğüne, Amazon'a katılır. Bataklık ve göllerde yerini alarak değişik sorunlara sebep olur.
Depois de deixar a montanha, junta-se ao maior de todos os sistemas fluviais, o Amazonas, e então, juntando-se em pântanos e lagos, irá criar um conjunto diferente de dificuldades.
- Amazon eyerleri, efendim.
- Sim.