English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turkish → Portuguese / [ A ] / Annalise

Annalise translate Portuguese

498 parallel translation
Annalise ya da Anna-Lisa Hansen.
Annalise, ou Anna-Lisa Hansen.
Bu Annalise.
É a Analise.
Annalise benim için çalışıyordu- - Ne kadar oldu?
Já trabalha para mim, há quanto tempo?
Annalise kirlendi.
A Analise tem sido descuidada.
Değişiklikler yapmalıyız, değil mi, Annalise?
Precisamos de fazer algumas mudanças, não é, Analise?
Annalese'i bırakmışlar çünkü bir kadının şiddet uygulayacağını düşünmemişler.
Libertaram a Annalise, a pensar que aquilo não poderia ter sido feito por uma mulher.
Wes'i bilmiyorum ama görünüşe göre Annalise seviyor onu. Hem de çok.
O Wes não sei, mas parece que a Annalise gosta muito dele.
Bana sorduğun sorunun cevabı yerine şunu söylememe izin ver. Zamanını Frank için endişelenmek yerine, Annalise'in adını öğrenmesine çalışabilirsin.
Em vez de lhe dar a resposta para o que perguntou, digo-lhe que o tempo que perde a preocupar-se com o Frank devia gastá-lo a conseguir que a Annalise saiba o seu nome.
Annalise.
Annalise.
Ben Profesör Annalise Keating ve bu da Ceza Hukuku'na Giriş.
Sou a professora Annalise Keating e a aula é Direito Criminal.
Haksız değil, Annalise.
Ela não está errada, Annalise.
Annalise, sen ve Sam bizim için çok değerlisiniz. Bunu söylemek bence adil. Cömert bir maaş alıyorsunuz ve derslerinizde eşi benzeri görülmemiş bir özgürlüğünüz var.
A Annalise e o Sam têm sido uma mais-valia e receberam uma boa compensação e uma liberdade de ensino sem precedentes.
Bayan Murphy, ben Annalise Keating.
Sra. Murphy, sou a Annalise Keating.
Annalise'in koruması mı?
O guarda-costas da Annalise?
Annalise, bu gerçekten oldu mu?
Annalise, é verdade?
Üniversitenin, onu Annalise'in savunmasını istediğine dair dedikodular var.
Ouvi que a universidade quer que a Annalise o defenda.
Ona Annalise deme.
Não lhe chame Annalise.
Hiç ayrılmadı Annalise.
- Ele nunca saiu, Annalise.
Annalise, duyduğum kadarıyla bu davadaymışsın. Gerçi uzun sürecekmiş gibi durmuyor artık.
Annalise, soube que estava neste caso mas vai ser curto.
Annalise Keating.
Annalise Keating.
Annalise'e de ki bir sonrakine Frank'i göndersin.
E diz à Annalise para mandar o Frank na próxima vez.
Ve Annalise, Ön duruşmada kurtul bu beladan.
Annalise, resolve isso na audiência preliminar.
Annalise Keating için çalışıyorum.
Connor Walsh. Trabalho para a Annalise Keating.
Annalise, ben yaptım.
- Eu fiz, Annalise.
Oradan hiç ayrılmamış, Annalise.
Ele nunca saiu.
Annalise, henüz kullanmak istemiyor.
- A Annalise ainda não o quer usar.
Annalise Keating olsa ne yapardı?
O que faria a Annalise Keating?
Durmadan Annalise'in memelerini dikizliyor.
Está sempre a olhar para as mamas da Annalise.
Yasadışı ve eğer yakalanırsak, Annalise barodan ihraç edilir.
É ilegal, se formos apanhados a Annalise é expulsa da ordem.
Annalise'e söylemek zorundayım. Biliyorsun.
Tenho de contar à Annalise, sabes isso.
- Annalise...
- Annalise...
Annalise onu bulmaya çalışıyor.
A Annalise está a tentar encontrá-lo.
Wes, Annalise'e güvenemezsin.
Não podes confiar na Annalise.
- Wes, Annalise'e güvenemezsin.
- Rebecca? - Não podes confiar na Annalise.
Annalise için.
É pela Annalise.
Annalise sana casusluk mu yaptırıyordu?
A Annalise pôs-te a espiar?
Kızgınlar çünkü biliyorlar ki eğer dersi kaçırırlarsa Annalise umursamaz.
Estão zangados pois se faltassem a Annalise não se importava.
Annalise'in ailesi olarak gördüğü biriyle yattığını anlamasını asla istemem.
Odiaria que a Annalise descobrisse que estava a enganar a família.
Aksi takdirde Annalise'e söylemek zorunda kalacağım.
Ou vou ter de dizer à Annalise.
Analise'e söylemek mi? Vov.
- Dizer à Annalise?
Yani, Senle gelmemi tavsiye eden Annalise miydi?
Eu também vir, foi sugestão da Annalise?
Milyon tane yasal yardım kuruluşu var ve sadece bir tane Annalise.
Há várias Assistências e só uma Annalise.
Hayatta olmaz. Annalise en sonunda bizi serbest bıraktı.
A Annalise finalmente libertou-nos.
Annalise, sana söylemememi istedi.
Ela pediu-me para não te contar.
Yargılanman hâlâ devam ediyor, Annalise olmadan... Davanı bırakır.
Continuavas em julgamento mas sem a Annalise.
- Annalise burada değil.
- A Annalise não está cá.
- Dostum, ben... Burada Annalise davet ettiğinde hoş karşılanıyorsun.
É bem-vinda quando a Annalise a convida.
Annalise, elinden gelenin en iyisini yaptı. Hepimiz gafil avlandık.
Ele deu o seu melhor, fomos apanhados de surpresa.
Annalise Keating'i görmem gerek.
Tenho de ver a Annalise Keating.
Annalise, ben mahkeme görevlisi değilim.
Não sou oficial do tribunal.
Adı ne?
Annalise Keating.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]