English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turkish → Portuguese / [ A ] / Appeal

Appeal translate Portuguese

48 parallel translation
Bu yakutun müthiş bir seksapeli var!
Esse rubi tem tanto sex appeal!
Seksapelimiz kuvvetli.
É o meu "sex appeal"!
- Çekiciliğim neden oldu aslında.
Na realidade, foi meu sex-appeal.
Morning Appeal'dan.
Trabalho no Morning Appeal.
- Seksapel tabi bazılarımızda var bazılarımızda yok.
- Bem... Sex appeal, alguns têm, e outros não. - Howard?
İşte seksapel bu.
Bom, isso é sex appeal.
Eksik olan şey, Bunny, seksapel!
O que falta é sex appeal!
Birden çekiciliğin arttı.
Tem sex appeal.
Sanırım seksapelimi kaybediyorum.
Estou a perder o meu "sex appeal".
Sen shiks-bombasısın.
Tens shiks-appeal.
Haham, bu shiks-bombası hakkında nasıl mücadele edeceğim?
Rabino, há alguma coisa que eu possa fazer, para combater o shiks-appeal?
Elaine, shiks-bombası bir efsane.
Elaine, o shiks-appeal é um mito.
Üstelik cinsel cazibesi de yoktu.
E não é sex appeal.
Seksapel, en cazip şeydir.
O sex appeal é o melhor chamariz.
- Lafa bak. - Cinsel çekiciliği yoktu.
- Ele não tinha "sex-appeal".
- Evet beni çok seksi buluyormuş.
- Sim, tenho sex appeal.
Oldukça çekici.
Ele tem muito sex appeal.
Seksapeli yok.
nem sex-appeal.
Onun ayrı bir havası var.
Ela tem "sex appeal". Brilho.
Çekiciliğimi bulmama yardım ettiğin için sağ ol.
Obrigado por me ajudares a encontrar o meu sex-appeal.
Demek sırf seksi olduğum için bana geliyorlarmış.
Então todas as miúdas que engato é apenas com o meu "sex appeal"?
Ve bu spor seksüel bir cazibeyle oldukça bağlantılı.
Mas este desporto tem muito a ver com certo sex-appeal.
- Yani seksüel bir yaklaşım yok.
Eu digo, sem sex appeal.
Bu da demek oluyor ki seksapeliteni arttırmak için ihtiyacın olan şey...
O que queres dizer... Se quiseres ter sex appeal vais precisar... De garras de Adamantium.
LL gibi seksi mi?
Tem sex appeal como o LL?
Ve çekicilik.
E sex appeal.
Hani geçen gün Madonna hakkında konuşuyorduk ve nasıl Madonna şarkılarının herkesin odasında gökten bırakılmış bomba gibi bangır bangır çaldığı ama benimkinde çalmadığı... çünkü meğerse bende bir nebze cinsel çekicilik yokmuş.
Sabes quando estávamos a falar da Madonna, no outro dia, e como a sua música estava a tocar como uma bomba de fragmentação intimidante nos escritórios de toda a gente, menos no meu porque, aparentemente, falta-me um bocado de sex appeal?
Aslında Academic Appeal ve sizin şirketiniz arasında benzerlikler çok ama sizin daha sofistike müşterileriniz var.
Há muitas semelhanças na sua empresa para o apelo académico e profissional... e uma base mais extensa de clientes.
"Du hast sex-appeal." ( Seksi caziben var. )
"Du hast Sexappeal".
Dostum sende seksapel denen şey var.
Amiguinho, tens o que eles chamam sex appeal.
Ben daha cazibe barındıran bir şey istiyorum. Mesela... Mesela labraniş gibi.
Quero ser algo com sex appeal como... um Labradoodle.
Gayet cazibelisin bence.
Não lhes dês ouvidos. Tens sex appeal para dar e vender.
Benimkinde cinsel cazibe ve seks unsurları vardı.
O meu tinha sex appeal e o sexo vende.
Ama başardı çünkü onda "O" vardı. Seksapalite.
Porque ela tinha "It" ( sex appeal ).
Görünüşe göre Fry'ın anlaşılması zor cazibesi maruz kaldığı kelebek feromonundan kaynaklanıyor.
Hmm, parece que o sex appeal inexplicável do Fry vem das feromonas de borboleta.
Cinsel cazibenizle doğduğunuzda Hollywood ormanı denen yerde şu küçük kırmızı başlıklı kızdan arkada kapınızda daha fazla kurt bulacaksınız. Şimdi o kız ve yaşlı büyükannesi çıktığım adamdan birşeyler öğrenmeleri gerekir. Şu kurt..
When you are born with sex appeal in the forest called Hollywood you'll find more wolves at your back door than that little red riding hood now she and her little old grandma could have learned from the men I've dated
Ama farklı bir kaliten var. Farklı bir tür seks çekiciliğine sahipsin.
Mas tu tens um ar diferente, uma espécie de sex appeal.
Seksapel de olacak.
Haverá sex appeal.
- Mass Appeal Prodüksiyon Şirketleri.
- Mass Appeal Produções.
Seksapel pazarlamadır.
Sex appeal... é marketing.
Seksiliğe çok iyi bir örneksin.
Uma autêntica imagem de esplendor e sex appeal.
Adamın çekiciliği var çocuk biraz kaybetmiş, biraz da kirli.
Ele tem sex appeal. Um pouco rapaz perdido, um pouco sujo.
Seksapelden heyecanlı Birini daha sevip sonra öderim parasını
Excitadíssimo com o sex appeal Vou apalpá-la e depois pago a conta
Şu Morning Appeal.
Esse Morning Appeal...
Onu kaybedersek tüm cazibemizi kaybederiz.
Se o perdemos, perdemos o nosso'sex-appeal'.
"Plymouth Kayası" prensesi ve onun burjuva arkadaşları... ( Ç.N : Plymouth Kayası :
A princesa do Plymouth Rock e a sua constante companhia....... na cidade ontem à noite, no Max's lendas de Hollywood o antigo vitrinista e artista comercial a primeira rapariga a trazer sex appeal
Ama daha star görünüşlü olan benim.
Mas eu tenho mais star appeal.
Sakinlik
vigor - sex appeal magro - concentração - calmante

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]