Aramızda translate Portuguese
9,207 parallel translation
- Nolan'la aramızda sır yok.
- Eu e o Nolan não temos segredos.
Bildiğiniz gibi aramızda bir sürü koridor var.
Como sabe, há um labirinto de corredores entre ele e a nossa localização actual.
Aramızda ki duyguları büyütmek için.
Era para cultivar o que crescia entre nós.
Aramızda ki bağ ve gördüğüm geleceğimiz için.
O laço que temos e o futuro que vi para nós.
Sonuçta aramızda bir şey yok.
Não existe nada entre nós, entendes?
- Bu aramızda kalsın.
Vai ser o nosso segredo.
Aramızda ne geçtiğini düşündün bilmiyorum ama bitti artık.
O que quer que julgas que havia entre nós, acabou.
Konuşmamız aramızda kalabilir mi?
Se isto pudesse ficar entre nós...
Aramızda olmalıydı.
Ela ainda devia estar aqui.
Aramızda bir çeşit espri.
- É uma piada interna.
Aramızda geçen en uzun konuşma, muhtemelen odayı kiraladığı zamanki mülakattı.
A maior conversa que tivemos foi quando fez a entrevista para ficar com o quarto.
Yolunda gitmesi gereken bir şey yoktu çünkü aramızda bir şey yoktu.
E isso porque não havia nada entre nós.
O... Aramızda problem çıktı, o ve ben, fakat... şuan iyiyiz.
Ela... tivemos problemas, ela e eu, mas... está melhor agora.
Evet, o yüzden zaferleri burada, aramızda kutlayalım.
Sim. Mas porquê não comemorar aqui, entre nós?
Aramızda olduğu için mutluyuz.
É um prazer tê-lo cá.
- Aramızda şeref olsun!
- Defendamos a honra entre nós.
Aramızda kalsın, söyleyeceklerim bitiyordu.
Cá entre nós, estava a ficar sem piadas.
20 milyon Zygon'a insan biçimi alma izni verildi ve artık aramızda yaşıyorlar.
NO PRÓXIMO EPISÓDIO 20 milhões de Zygons tomaram forma humana e agora vivem entre nós.
Üçümüz aramızda ne anlatacağımıza karar verelim diye gitmeni istiyorlar.
Eles querem que te vás embora para que nós os três acertemos as nossas histórias.
Her şey aramızda kalacak Sveta.
Vai ficar tudo entre nós, Sveta.
Aynı zamanda bu gerçeğin aramızda kalmasını istiyor.
Mas também deseja que esta verdade permaneça entre nós, e só entre nós.
Aramızda kalırsa sevinirim.
Agradeceria a sua descrição.
Bu aramızda kalsın.
Este assunto ficará entre nós.
Tecrübemi, gücümü, umudumu, insanlarla paylaşma vakti zamanı. Onlar ki daha ilk adımlarını atıyorlar bizlerin aramızda şey olarak adlandırdığı yola...
Partilhar a minha experiência, a minha força, a minha fé, com quem está a dar os primeiros passos nesta estrada chamada...
Ölüler aramızda cirit atıyor olabilir ama burası hâlâ ABD.
Os mortos podem andar entre nós, mas ainda somos os Estados Unidos da América.
Çok eleştirir ama aramızda başka bir hain var.
- É um crítico. Mas há outro que se manteve escondido à nossa frente :
Ve aramızda hallettik.
E já nos entendemos.
Frank, onunla aramızda hiçbir şey olmadı, biliyorsun değil mi?
Frank, sabes que não houve nada entre nós, certo?
Amerikalı siviller açık denizle aramızda kalan kanalların girişlerini kapatıyorlar.
Civis americanos estão a aproximar-se pela foz de todos os rios entre nós e o mar aberto...
- Kaç oyuncu aramızda bugün?
- Boa! Quantos jogadores temos cá hoje?
- Aramızda bir sorun mu var?
- Tu e eu temos algum problema?
- Aramızda sorun yok değil mi?
- Mas estamos bem?
- Bir... - Aramızda iş ilişkisi vardı.
Olhem, a nossa relação era estritamente profissional.
Burada çalışıyordu ama artık aramızda değil.
Ele trabalhava aqui, mas... Desapareceu.
Aramızda ayarlayabileceğimiz bir şeyler olsa gerek.
Deve haver alguma coisa que possamos fazer.
Dosya imha yerine geri dönmem. Ayrıca aramızda Radley'i en iyi Mona biliyor.
Quero dizer, não vou voltar a esse sítio aterrador e a Mona conhece Radley melhor do que qualquer uma de nós.
Aramızda sır olmayacak bizim.
Nós não mantemos segredos, tu e eu.
Aramızda kalsın, hastalanmış olabilirim sanırım.
Bem, só entre nós... Acho que devo estar a chocar alguma coisa.
Aramızda bir şifre belirleyelim. Gerçek Cassandra olduğunu...
Vamos ter um sinal para se acharmos que é a Cassandra verdadeira.
- Cidden soruyorum, aramızda sıkıntı yok, değil mi?
- Agora a sério, estamos bem? - Sim, claro.
Aramızda bölüşürüz, tamam mı?
- Olha, dividimos contigo.
Ama aramızda bir anlaşma vardı.
Mas tínhamos um acordo, um entendimento.
Ama şimdi aramızda dağlar kadar fark var.
Costumávamos ser tão próximos, mas agora parecemos tão diferentes.
Biliyormusun, yarın onu arayacağım ve eğer biliyorsa bunun aramızda kalacağını söyleyeceğim.
Sabes, vou ligar-lhe amanhã. E se ele já souber, digo que fica entre nós.
Aramızda böyle bir arkadaşlık var.
Uma amizade é assim.
Ya da aramızda kaç tanesinin gizlendiğini.
- Ou quantos estão atualmente - Dispersar! escondidos entre nós.
Fisher'la aramızda hiçbir şey yok.
Não se passa nada entre mim e o Fisher.
Carrie,... Sanırım vadem oldu ve aramızda hiçbir şey olmadı.
" Carrie, acho que morri e nós nunca acontecemos.
Aramızda bir şeyler değişti Ellie. Farklı bir şeyler var.
Alguma coisa aqui mudou, Ellie.
Aramızda sorun yok değil mi?
- Gibbs, Director, estamos bem?
Fakat savaşmayı beceremeyenler, yapamayanlar veya savaşmayı istemeyenler için askerlik yapan terleyen, kanayan, savaş eğitiminde saatlerini harcayanlar ve bedenlerini son sınırlarına kadar zorlayanlar var aramızda.
por aqueles que não podem apresentar-se, que são incapazes, ou que não se podem dar ao trabalho, ou que simplesmente não o vão fazer.