English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turkish → Portuguese / [ A ] / Asansörde

Asansörde translate Portuguese

781 parallel translation
Hayır, çörek dükkanından almıştım. Asansörde yiyecektim ancak arkadaşımın burada olduğunu gördüm ve...
Não, comprei na loja de donuts porque ia comer no elevador mas vi a minha amiga aqui e...
Bay H yanìnda D ile asansörde.
Mr. H vai descer no elevador com o D. Mr.
Bay H yanìnda D ile asansörde.
H vai descer no elevador com o D.
Kalabalık bir asansörde mi?
Num elevador cheio? Onde?
- Ben kalmıştım. Elbette buna tam bir göçük diyemeyiz, ama bir keresinde bir asansörde kalmıştım. Çalıştığım mağazada, iki kat arasındaydı.
Poderão não o chamar desabamento, mas já estive pressa dentro dum elevador numa ocasião, na loja onde trabalhava, entre a cave e a subcave.
Eğer iş üzerindeysen, ona asansörde ben refakat ederim, Eckstromun istediği şekilde.
Se estivesses no teu lugar, eu tinha-o apanhado no elevador, como o Eckstrom queria.
- Asansörde çimdikledi.
- Beliscou-me, no elevador.
Sadece asansörde öğrendiğim küçük bir hile.
Um truquezinho que aprendi no elevador.
Asansörde mi? Hani yüzüme tokat atmıştın?
Você deu-me um estalo.
Onunla bir asansörde karşılaştığımı hayal ederdim. Ondan bir çocuğum olurdu.
Sonhava que o conhecia num elevador, que ele me fazia um filho e que nunca mais o via.
Asansörde çalışırken, ne yapıyordun tam olarak?
O que é que fazias quando trabalhavas na loja?
- Nereden biliyorsun? Geçen hafta asansörde kaldım onlarla.
- Ficámos presos no elevador.
- Asansörde kaldık yine.
- Outra vez presas no elevador.
- Beni asansörde taşı.
- Leva-me no elevador.
Bunu önceden biliyordum... neden bilmem ama... tıpkı, o adamın seni asansörde öldürmeye çalışacağını bildiğim gibi biliyordum.
Eu sempre soube disso... Não sei porquê... Como agora, quando eu soube que aquele homem tentaria te matar no elevador.
"Asansörde sadece 40 kadar Rus askerinin ölüsünü bulduk."
Encontrámos apenas cerca de 40 russos mortos no depósito. "
Öleceğimi sandım, 20 dakika asansörde kaldım.
Pensei que morria, estive preso 20 minutos no elevador.
Dıştaki asansörde bir gravite frenini devreye soktuk.
Activámos o travão de emergência no panorâmico.
- Şu anda asansörde Komutan.
- Nas plataformas elevatórias.
- Asansörde üç kişi vardı.
- Três tipos saíram do elevador.
Bugün şehir merkezindeki bir otelde Milli Psikiyatri Cemiyetince düzenlenen kongreden sonra ülkenin tanınmış 17 psikiyatristi 45 dakikadan uzun bir süre asansörde mahsur kaldı.
Em um hotel... depois da convenção nacional de psiquiatria... 17 prestigiosos psiquiatras ficaram apanhados... em um elevador mais de 45 minutos.
Asansörde!
No elevador!
Biliyor musun geçen hafta asansörde Kâhin Sibyl'la karşılaştım.
Choquei com a Sybil, a vidente, no elevador a semana passada.
Sizin için bir tane alayım. Sonra asansörde sizi bulurum.
Vou buscar um e encontramo-nos nos elevadores.
Asansörde biri var.
Está uma figura no elevador.
Ulaştım. Asansörde bir gölge olduğunu onun sen olabileceğini ve emin olana kadar büyüteceğini söyledi.
Falei, e ele disse que se via uma figura no elevador, que podias ser tu e que ia ampliar a fotografia até que se percebesse.
Asansörde Donald'ın cesedinin yanındaydı.
E estava no elevador junto ao corpo do Donald.
Sence, Donald'ı öldüren kişi sen bodrumdan sızdıktan sonra mı yakaladı onu asansörde?
Achas que quem matou o Donald o apanhou no elevador depois de tu teres saído na cave?
Asansörde.
Ele está no elevador.
- Onu asansörde gördüm.
- Vi-o no elevador.
- Asansörde kimse yok.
- Não está ninguém no elevador.
Güvenlik asansörde beni beklesin.
Mande a segurança para o nível 5.
Öğleden sonrasını onun yerinde geçirdi ve daha sonra asansörde doğranmış olarak bulundu.
Passou a tarde no apartamento dele... e foi assassinada no elevador, ao sair.
Kadın adamla işini bitirdiğinde, asansörde garipleşmeye mi başladı?
Depois de ter acabado com ele... encontra um chanfrado no elevador...
Bir kadının asansörde birini paramparça ettiği haberini okudun mu hiç?
Leu sobre a mulher que foi assassinada num elevador?
Biri bombayla birlikte hala asansörde.
Um ainda está lá dentro com a bomba.
Birisi bombayla beraber asansörde.
Está um lá dentro com a bomba. Está um a sair.
Bomba hala asansörde mi?
A bomba ainda está lá dentro?
Asansörde bir bomba var!
Está ali uma bomba!
Eğer reddederseniz, bir kaza geçireceksiniz, örneğin, asansörde.
- Se recusares, terás um acidente. Um acidente num elevador, por exemplo.
Lanet bir asansörde!
Num elevador!
Kadın asansörde yanlış düğmeye basıyor kapı öyle bir anda açılıyor ki ikinci adam korumayı vururken kadın karşımızda duruyor.
A porta abre-se justamente no momento... em que o segundo homem abate o guarda-costas. A mulher estava ali especada.
Sonra suçlarını gizlemek için ofisi ateşe verdiler, ama asansörde kapalı kaldılar.
Depois pegaram fogo ao escritório para ocultar o crime, mas ficaram presos no elevador.
Teşekkür ederim efendim, ama asansörde bile kulaklarım uğuldar.
Agradeço, senhor, mas os meus ouvidos estalam nos elevadores.
Asansörde sıkışıp kaldık.
Denise, estamos presos num elevador.
Bu, asansörde sıkışan, değil mi?
Tu és o homem, eu sou a mulher.
Asansörde yaptın mı hiç?
Já fizeste amor num elevador?
Charlie, üç numaralı asansörde gene aynı sorun çıktı.
Charlie, temos o mesmo problema com o elevador três.
- Mal asansörde.
- Está no elevador.
- Lanet bir asansörde mi?
- Num elevador?
Asansörde... çıplak bi güzelle...
Bem-vindas.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]