Ateşli translate Portuguese
4,653 parallel translation
Yaratıcım bir önder idi. Bazılarının aksine halkın arasına karışmanın ateşli bir...
O meu Criador era um pioneiro... um verdadeiro generalista, ao contrário de certas pessoas...
Aslında yeni anladım, Mayolu gördükten sonra Beni daha ateşli buluyorsun, değil mi?
Na verdade eu entendi agora depois de me ver no meu fato de banho você mudou de idéia agora eu comecei a olhar para você, certo?
Clara, Sophia olarak başladı ama biterken daha çok sana benzemişti. Zeki, ateşli ve nazik.
Bem... a Clara começou como a Sophia, mas... terminou mais como tu... inteligente, feroz e gentil.
Hayır, sen onun tarafındasın çünkü ona bakışların bana olan bakışlarından çok daha ateşli.
Não, tu estás na sua equipa. Porque como olhas para ela, com certeza não estás na minha.
Birkaç trafik cezası ve tüfek satın almak için ateşli silahlar lisans başvurusundan başka bir şey yok.
Nada além de multas de trânsito, e tentou obter licença de armas de fogo, para uma espingarda.
- Carter ateşli silahlar lisansı için başvurduğunu söyledi bir tüfek için.
Ele possui alguma arma registada? A Carter disse que ele tentou obter a licença. De uma espingarda.
Tehlikelerle dolu bu görev için yeterince ateşli silah getirdiğinize emin misin?
Que missão tão perigosa. Acham que trouxeram armas suficientes?
Ve şimdi tüm bu koridoru uçacağım ve ateşli mankeni uyandırıp çünkü siz ve sizin aksi kız-ahpabınız öyle düşünüyor. Her zaman üstlendiğim işi yaparım.
Agora vou voar por este corredor e acordar o modelo giro, porque ao contrário do que tu e a tua amiga pobre pensam, faço sempre o trabalho para o qual fui contratada.
Ateşli bir şekilde sevişiyor olmamız gerekiyordu.
Era suposto estarmos a ter bom sexo.
"Bu öğretmen çok ateşli."
"Esta professora é muy caliente".
- Ateşli, ateşli, ateşli.
Sensual.
Ama yaptıklarına değdi, çünkü, onların sayesinde önümdeki ateşli kızı tavladım.
Mas valeu a pena porque deixaram-me cair em frente de uma belíssima rapariga.
Üçüncüsü, başım çatlıyor ve içtiğim ateşli sıvıları işemem gerek o yüzden bir an önce bu işi bitirip gidelim.
Terceiro, tenho uma dor de cabeça... e tenho de dar uma mijadela bem forte, portanto... é melhor tratar já do assunto.
Bu gece. Ve bilemiyorum. Eğer yakuza ateşli tekerlekler için etrafta gezindiğinizi duyarsa..
É esta noite, mas não sei, se a Yakuza descobre que andam a perguntar por um carro roubado...
İşin doğrusu, bu geceyi Santa Barbara'nın dışında ufak bir otelde şarap içip şiir okuyarak ateşli ve sapıkça sevişerek geçireceğiz.
Por acaso vamos passar a noite numa pequena pensão nos arredores de Santa Barbara, onde vamos beber vinho, ler poesia e fazer sexo selvagem e escaldante.
- Çok ateşli.
Apaixonante.
Aman Tanrım. Bu çok ateşli.
Meu Deus, são tão giros!
Çünkü ateşli seks her zaman farklıdır.
- Como? Sexo quente e bom sempre é diferente.
Arizona bir geceliğine gitti ama daha şimdiden döndüğünde yapacağımız ateşli özlem seksi için bana ilham kaynağı oldu.
A Arizona só está fora há uma noite e já estou inspiradíssima para lhe fazer uma receção escaldante.
Erkek ve doğa kanunlarına meydan okuyan ateşli bir kreasyon.
A criação de fogo que desafia as leis do homem e da natureza.
150 galonluk ateşli, yaramaz... ARCHER : Gaaghh!
De sexo quente e porco da...
- Hemde ateşli bir üye.
- Sim, muito. Porquê?
Ve ajansa söyleyin üç tıknaz striptizci ateşli bir taneye eşit değildir.
E digam à agência que três strippers atarracados não é o mesmo que um bom.
Hadi, sana da giyecek ateşli bir şeyler bulalım.
Vamos lá, vamos encontrar qualquer coisa arrebatador para arrasar.
Hayır, Jess huzursuz bir hayal gücünün ateşli düşleri bunlar.
Francamente, Jess, isso é um delírio febril de uma imaginação turbulenta.
Umarım Sophie ile ateşli sevişmelerimiz sizi bütün gece ayakta tutmamıştır.
- Olá. Oxalá o ruído do amor que fiz com a Sophie não as tenha acordado.
Ateşli bir romantizm var mı içimde?
Terei ainda um último romance tórrido?
Biraz önceki konuşma eski vali Sarah Palin'in geçen yılki Ulusal Ateşli Silahlar Kurumu'ndaki konuşmasıydı.
- Preparar a 177. Era a ex-governadora Sarah Palin a falar para National Rifle Association, o ano passado.
"Monroe Cumhuriyeti vatandaşlarının ateşli silah alıp satmaları, bulundurmaları ve taşımaları yasaktır."
"É ilegal para qualquer cidadão da República de Monroe " comprar, vender, possuir ou transportar qualquer arma de fogo ".
Biraz önce burada olan ateşli 50'lik mi? Tamamdır, patron.
A cinquentona que estava aqui?
Sanki, Downton Abbey dizisinin ateşli bir bölümü gibi.
Parece a versão porca do "Downton Abbey".
Ateşli, mide bulandırıcı bir seksti.
Foi sexo sujo e revoltante.
Normalde ateşli kızlar, ineklerin peşinden koşmaz ama.
Normalmente as miúdas bonitas não ficam com nerds.
- Federal Ateşli Silahlar Ruhsatı.
Instituição Federal de Armas de Fogo.
"Ateşli annecik tangoyu seviyor" mu?
- Não queiras. "Hot Mama adora dançar o tango?"
Ateşli bir yeni kız, bayanlardan hoşlanıyor ve DiLaurentis'in evine taşındı.
Rapariga nova e gira, que gosta de mulheres e que se mudou para casa dos DiLaurentis.
- Burada ateşli silahlara izin yok!
Não há armas no andar das operações! Fiquem calmos.
Kız çok ateşli ve çok seksi...
"Ela é muito bonita e muito boa, e o corpo ainda é melhor."
Ona bir çocukla çıktığımı ama onunla ilgili inanılmaz ateşli fantezilerim olduğunu ve eğer o da öyle hissediyorsa bilmem gerektiğini yazdım.
Disse-lhe que andava com um tipo, mas que tinha fantasias escaldantes com ela e que precisava de saber se ela sentia o mesmo.
Ateşli.
Sexy.
Senin için ateşli bir kıyafetim var.
Tenho o vestido mais arrojado para ti.
Önümüzdeki altı ay ve sonrası için bana yeterince ateşli anı bıraktın.
Deste-me suficientes memórias escaldantes para aguentar seis meses.
Ben, sana hiç ismi Emma olan ateşli garson ile dışarıya çıktığımından bahsetmiş miydim?
Ben, já te contei sobre a empregada sensual com a qual saí chamada Emma?
Zielinski'nin çektiği bir video kaydının parçasını buldum ekibi hazırlanırken o arka planda Ruben Hernandez ile ateşli biçimde konuşuyordu.
- Como assim? - Encontrei imagens dum segmento que o Zielinski gravou nos treinos enquanto a equipa se preparava. Ele está a ter uma conversa bastante intensa com o Ruben Hernandez.
Evet ama bu sefer ölüm nedeni, tam kalbine isabet eden iki kurşun ve bizim adamımız da ateşli silahlar kullanmıyor.
Sim, só que desta vez a causa da morte foram dois tiros no coração e o nosso criminoso não usa armas.
İşte bu yüzden vatandaşların ateşli silah bulundurması yasak.
Essa é a razão porque é que é ilegal os cidadãos possuírem armas.
Biliyorum Pete, onunla tanıştım ama ateşli oluşunu geç- -
Sim, Pete, eu conheci-a. Sei que sente atração por ela...
Aynı zamanda, ateşli, değil mi?
Além disso, ela é "quente", não achas?
Bayağı ateşli.
Sensual.
Ateşli seks mi?
Sexo quente?
- Çok ateşli.
- Ela está a arder.