Augusto translate Portuguese
283 parallel translation
Lord Kardinal lütfen Kraliçe'ye gidip York Dükü'nü derhâl ağabeyine göndermesini söyler misiniz?
Senhor Cardeal, poderá Vossa Graça persuadir a Rainha a neste momento mandar o Duque de York saudar o seu augusto irmão?
Annem o ırz düşmanından gebe kaldığında, o sıra Fransa'da çarpışan asil pederim York, basit bir süre hesabı yaparak anladı ki çocuk kendinden değilmiş.
dizei-lhes que quando minha mãe ficou grávida do meu irmão, o nobre York, meu augusto pai guerreava na França, e ainda que, pelo contar do tempo, ele concluiu não ser o progenitor.
Sezar'ın krallığının yedinci yılında imparatorluk emriyle Yahudiyeliler sayılmak ve vergi vermek üzere doğdukları yere döneceklerdi.
No 7º ano do reinado de César Augusto um decreto imperial ordenou a todo o povo judeu para regressar à terra natal para aí ser contado e colectado.
Şu anda durum... bu yüce kurulun ellerinde.
A situação está nas mãos... deste augusto órgão.
Aşkım benim, güzelim Augusto, adak adaktır.
Mas, tesouro... Augusto, meu lindo... Uma promessa é uma promessa.
Augusto!
Augusto... Vá lá...
Commodus Ogastus Pius Felix, tüm dünyayı barıştıran, mağlup edilemez! Mağlup edilemez!
Augusto Pius Felix... pacificador de toda a Terra... o invencível!
Dağlar, tepeler, halka huzur getirsin. Augustus Caesar'ın adına sizi selamlarım.
As montanhas trarão paz para o povo... saudações, em nome de César Augusto.
2.000 yıllık bir hanedanın imparatorları tarafından yönetiliyor ve kendi Julius'u ve Augustus Sezar'ı var.
Um mundo de imperadores com uma linhagem de 2 mil anos, que remonta aos Césares Júlio e Augusto.
Kafesler kurulurken Augusto halkı eğlendirirdi.
"O Augusto" distrai o público enquanto se montam as jaulas.
Augusto ismini kim yarattı?
Quem inventou esse personagem?
19.yüzyılın sonlarında geçen bir öykü vardır. Çirkin elli çok komik bir adam varmış. Herkesi güldüren bu adamın adı Augusto imiş.
Dizem que no final do Século XIX... havia um homem tão gracioso quanto desgraçado... que fazia todos rirem.
Augusto ismini yaratan ilk gerçek palyaço fransız Jim Guillon'dur.
Mas o primeiro grande palhaço que foi criou, por assim dizer, o personagem Augusto... foi o francês Jim Guillon.
'Beyaz Palyaço've'Augusto'arasındaki fark şudur :..
A diferença entre um palhaço branco e um Augusto é a seguinte :
Rémy,'Beyaz Palyaço'konusunda Antonet ile aynı fikri destekliyor... Bağırıp çağıran ve kötü davranan bir otorite figürü komikliği azaltıyor.
Rémy sustenta que com Antonet o palhaço branco deixa de ser cômico... para transformar-se num personagem autoritário que grita sua raiva e maltrata o Augusto.
Charlie Rivel'de 74 aşındaki ünlü İspanyol Augusto
Estamos na casa de Charlie Rivel, 74 anos, o famoso Augusto espanhol.
Kırmızı kostümlü, acaip bir Augusto yarattı.
Criou um Augusto grotesco com uma roupa vermelha.
Bu palyaço için Rivel, çocukların davranış biçimlerinden ilham aldı.
Criou um Augusto grotesco com uma roupa vermelha, encontrando inspiração na observação do comportamento das crianças.
Albert tarafından keşfedilen Augusto İngilizceden türetilen bir kavramdı.
O tipo de Augusto inventado por Alberto era uma derivação inglesa? Inglesa.
Bauden adı altında bir Augusto olarak başladı.
Começou como Augusto usando o nome de Bauden.
Cirque d'Hiver'de 28 yıl boyunca Augusto idi.
Durante 28 anos foi o Augusto no Circo d'Hiver, e todos os grandes palhaços da historia do circo,
Rémy gibi herkesin beğenisini kazanan sempatik bir Augusto yarattı.
Segundo Rémy, criou um Augusto simpático que gostava de todo mundo.
Palyaço Sayın Augusto gitti, ayrıldı, terk etti...
O senhor Augusto Palhaço... partiu, voou, passou... está morto.
Fakat Augusto tavsiyelerime kulak asmayarak sarhoşluğun rehavetiyle çürük yumurta ve tuzlu su yağmuru şakaları yaptı.
Mas o Augusto Palhaço, ignorando meus conselhos, continuou com sua carreira de grotesco bebedor, e assistiu impotente cair ao seu redor uma chuva de água suja e ovos podres.
Colchester'da, Tanrı Augustus'a ithaf edilecek olan tapınak sizin adınıza ithaf edilmiş.
O templo que ia ser dedicado ao deus Augusto em Colchester, foi dedicado a si.
İngilizler için Augustus bir şey ifade etmiyor ama tanrı olarak size ibadet etmek onları daha mutlu edecek.
Aulo Plautio escreve que Augusto nada significa para os bretões, mas que ficarão contentes por venerá-lo a si.
Augustus Caesar'ın.
De César Augusto.
Marcus Vipsanius Agrippa. Augustus'un ordularının komutanı ve eski dostu...
Marco Vipsânio Agripa, velho amigo e comandante dos exércitos de Augusto,
Dünyayı Augustus yönetiyordu, Augustus'u ise Livia.
Se Augusto governava o mundo, Lívia governava Augusto.
Octavia, Augustus'un kız kardeşi Marcellus'un annesi.
Octávia, irmã de Augusto e mãe de Marcelo.
Marcellus'un yanındaki, karısı Julia, Augustus'un tek kızı.
E junto a este Júlia, a sua esposa. A única filha de Augusto.
Apaçık biçimde, Augustus Marcellus'u Agrippa'ya yeğliyordu.
Era óbvio que nesta altura Augusto preferia Marcelo a Agripa.
Yirmi yıl önce ülkeyi Augustus, Mark Antony ile birlikte yönetiyordu ama bunun böyle gitmeyeceğini anlamıştım, ikisinden birinin kral olacağını görebiliyordum.
Há 20 anos atrás, Augusto governava com Marco António, mas eu conseguia ver que não ia durar. Conseguia ver que logo, só um deles seria rei.
O yüzden babandan boşandım, Augustus'la evlenip bekledim.
Por isso divorciei-me do vosso pai e casei com Augusto. E esperei.
Sen benim oğlumsun, ben de Augustus'un karısı, işte bulunduğun yer.
Sois meu filho e eu sou a mulher de Augusto. É essa a vossa posição.
Geçen yaz hastayken Augustus'a ben baktım, hazırladığım her şeyi yemişti.
Cuidei de Augusto no Verão passado, lembrais-vos? E ele comia tudo o que lhe preparava, tudo.
Augustus neredeyse ölüyordu.
Augusto quase morreu por causa de uma.
Augustus'u iyileştirdiğini düşünüyor, ama onu asıl iyileştiren bendim.
Ela pensa que curou Augusto com as suas poções, mas foram os meus cuidados que o curaram.
Augustus şu an Yunanistan'da, bölgeyi dolaşıyor, Marcellus ise...
Augusto ainda está na Grécia a visitar as províncias e Marcelo...
Yalnızca Marcellus yok, Agrippa da var, Augustus ikisini de bana tercih ediyor.
Não é apenas Marcelo, há também Agripa e Augusto prefere-os a mim.
Augustus'a haber yollamalıyız hemen.
Temos de avisar Augusto, imediatamente.
Elimden geleni yaptım. Augustus'a ne yaptıysam aynısını ona da yaptım, ama işe yaramadı.
Fiz tudo o que podia, fiz por ele tudo o que fiz por Augusto, mas não serviu de nada.
Zavallı Augustus.
Pobre Augusto.
"Sevgili Augustus..."
Meu querido Augusto :
Augustus ne düşünürse düşünsün, bu kargaşayı o dindirmeli ve ne pahasına olursa olsun Agrippa'yı geri getirmeli.
Independentemente do que Augusto pense, tem de esquecer a zanga e fazer com que Agripa volte a qualquer preço.
- Kim, Augustus mu?
- Quem? Augusto?
Augustus evlilik konusunda ısrarcı olmamalıydı.
A culpa é de Augusto. Nunca devia ter insistido nesse casamento.
Tiberius'a olan duygularımı biliyordu, bizi evlendirmek istedi ama Agrippa'nın hedefi de aynıydı, Augustus oğlundan çok Agrippa'ya ihtiyaç duyuyordu, o yüzden Livia beklemek zorunda kaldı.
Sabia o que eu sentia por Tibério e estava determinada a casá-lo comigo. Mas Agripa teve a mesma ideia e na altura, Augusto precisava mais dele. Mais do que do filho dela.
Augustus ısrar etti.
Augusto insistiu.
Ama neden Augusto!
Augusto?
Artı Augustus Kemeri!
Mais o Arco de Augusto!