English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turkish → Portuguese / [ A ] / Auschwitz

Auschwitz translate Portuguese

488 parallel translation
Ve Dachau, Auschwitz'in yanında küçük sayılırdı.
E Deca foi pouco perto de Aushwitz.
Struthof, Oranienburg, Auschwitz,
Strüthof, Oranienburg, Auschwitz,
Sonuç olarak, burası Auschwitz'den çok daha iyi.
Apesar dos pesares, aqui é melhor que Auschwitz.
Auschwitz'ten senin gibilerini biliyorum.
Conheço-os de Auschwitz.
- Ve Auschwitz'e mi gönderdiler?
- E o mandaram para Auschwitz?
Auschwitz'de görevin neydi?
Qual era a sua tarefa em Auschwitz?
Ve Auschwitz dağıtıldığında Almanya'ya yürüdün, öyle mi?
E quando libertaram Auschwitz, foi para a Alemanha?
Önce senden Auschwitz'te durumun nasıl olduğunu canlandırmanı istiyorum.
Primeiro, conte novamente como era em Auschwitz.
Şimdi sol kapıdan geçenler, öldürülenler Auschwitz'te nasıl öldürülüyorlardı?
Aqueles que passavam pela porta da esquerda... como era feita a matança?
Auschwitz'te ölü yakma yerleri vardı.
Em Auschwitz, só tiveram crematórios no final.
Dinamit kullanmayı Auschwitz'te halkın için toplu mezarlar açılırken öğrendin.
Aprendeu em Auschwitz... cavando valas comuns para os corpos do seu povo.
Auschwitz'e girdiğinde daha 13 yaşında bile olmadığını göz önüne almalıyız.
Levamos em consideração que você tinha menos de 13 anos quando chegou lá.
Gidip onu görsen iyi olur. Ben de Auschwitz'deydim.
Era melhor tu ires vê-lo.
Ben sağ çıktım.
Eu também estive em Auschwitz.
Auschwitz'ti.
Auschwitz.
1942 yazında, Himmler, gidişatı kendi gözleriyle görmek çalışmaların ne aşamada olduğunu tetkik etmek üzere Auschwitz'e geldi.
No Verão de 1942, Himmler visitou Auschwitz para verificar os progressos feitos, para ver, por si mesmo, como iam os trabalhos.
Kamyonların üzerinde yazan, Auschwitz yazısını okuduk.
Tínhamos lido o nome "Auschwitz", escrito nos camiões.
Tabiî kimse bunun ne anlama geldiğini bilmiyordu.
Mas nenhum de nós sabia o que queria dizer Auschwitz.
Film gösterime girdiğinde filmde görülen insanların çoğu Auschwitz'teki gaz odalarında çoktan hayatını kaybetmişti.
Quando este filme foi divulgado, a maioria destas pessoas já tinham sido mortas nas câmaras de gás de Auschwitz.
270 km. ötedeki Auschwitz'de ise fırınlar, her zamankinden daha fazla mesai harcıyordu.
A apenas 270 km dali, os fornos de Auschwitz estavam mais activos do que nunca.
Ruslar, Ocak 1945'te Auschwitz'e ulaştı.
Os Russos chegaram a Auschwitz em Janeiro de 1945.
En büyük kardeşim Eddy savaşın başladığı o günlerde bize geldi ve " Benimle gelin.
Judia holandesa enviada para Auschwitz O meu irmão Eddie, o mais velho, veio a nossa casa quando a guerra começou e disse : " Venham comigo.
Gerçekte, gaz odalarına atılmak ve yakılmak üzere, Sobibór ve Auschwitz'e yollandılar.
Na verdade, seriam gaseados e cremados em Sobibor e Auschwitz.
Auschwitz.
Auschwitz.
- Auschwitz'de deneyler yapmış.
- Ele fez experiências em Auschwitz.
Szell, 1 945'de Auschwitz'deki Yahudilere para karşılığı yardım edeceğini söylemiş.
Em 45, Szell disse aos judeus que os ajudaria a fugir por certo preço.
Rus askerleri, Auschwitz toplama kampındakileri tahliyeye yeni başladılar.
As tropas russas libertaram o campo de concentração de Auschwitz.
Auschwitz'de ele geçirilen evraklara göre yaklaşık yüz bin insan katledildi.
Documentos de Auschwitz, provam que morreram quase 100 mil pessoas. Destas, 4 mil eram crianças com menos de 14 anos.
Auschwitz'i tekrar yaşıyoruz.
Foi como começou em Auschwitz, a última vez!
Yaklaşık iki buçuk milyon kişiyi öldüren Auschitz'in başhekimi için ne kadar ilginç bir tanım. Yahudi ve Yahudi olmayan çocuklar üstünde deneyler yaptı. Genelde ikizleri kullanırdı.
Como chamaria ao chefe médico de Auschwitz que assassinou dois milhões e meio de pessoas, fez experiências com crianças, judeus e não judeus, sobretudo gémeos, aos quais injectava tinta azul nos olhos para convertê-Ios em arianos?
- Auschwitz İnfaz Duvarı.
- Chamávamos-lhe...
Böylece Auschwitz'e gönderildim.
Ai, me mandaram para AuschWitz.
Auschwitz'e salam çaldığın için mi gönderildin?
Foi mandada para AuschWitz por roubar presunto?
Hayır Auschwitz'e gönderildim çünki korktuğumu gördüler.
Nao. Fui mandada para AuschWitz por ter demonstrado.
Auschwitz'te intihara teşebbüs ettin.
Tentou cometer suicidio em AuschWitz.
Sevimli bir bakire eskisi işe alınması için güneşi beklerken milyonların hayaleti hala Auschwitz'te dolaşıp
Tendo relacoes sexuais, se excitando... enquanto em AuschiWitz, os fantasmas dos milhoes de mortos...
Temiz Polonya havasını soluyabilmen için o güzel kafanın içinde hangi mükemmel numaralar ve... taktikler vardı? Auschwitz'te o insanlar yavaş yavaş
Que truques e estratagemas mirabolantes... sairam dessa sua linda cabecinha para que pudesse... respirar o ar puro da polonia... enquanto multidoes morriam lentamente em AuschWitz...
Ben ve çocuklarım Auschwitz'e gönderildik..
Eu e meus fiilhos fomos mandados para Auschwitz.
Tren Auschwitz'e vardığında... Almanlar bizi ayırmaya başladılar. Kim ölecek, kim kalacaktı.
Quando o trem chegava em Auschwitz... os alemaes escolhiam... quem iria viver e quem iria morrer.
Mükemmel Almanca'ma... ve sekreterlik becerilerime... ve babamın çok iyi öğrettiği diğer şeylere ... şükürler olsun ki... çalışmaya başladım. Rudolf Hess için.
Gracas ao meu alemao perfeito... e as minhas habilidades como secretaria... e as coisas que meu pai havia me ensinado... bem, entao... fui trabalhar... para RudolfHoess... comandante em Auschwitz.
Orası buradan çok daha güzeldi.
La era muito mais bonito do que AuschWitz.
Auschwitz! 'e götürüldüğümüz o gün ... İlkbahardı bilirsin, ve oraya gece varmıştık.
Na epoca em que fomos... para AuschWitz, era primavera, e... nos so chegamos Ia a noite.
Auschwitz'te mi?
Em Auschwitz?
Auschwitz hakkında çok sıkıcı bir televizyon programını kaçırdın.
Perdeste um programa na TV muito chato sobre Auschwitz.
Bonnet, Negus and Dupre Auschwitz'te öldüler.
Bonnet, Negus e Dupré morreram em Auschwitz.
Frankfurt'a ya da kahrolası Auschwitz'e gitmesini istemiyorum! Ben bu trenin tam burada kalmasını istiyorum!
Frankfurt ou Auschwitz!
Bizi kapatıp herkesi Auschwitz'e gönderiyorlar.
Estão a acabar connosco, vão todos para Auschwitz.
Nasıl olsa Auschwitz'e gidiyor.
Ela vai para Auschwitz.
Auschwitz'de, günde 20.000 kişiyi öldürdüler.
Em Auschwitz matavam-se 20 mil por dia.
Ben Auschwitz'te kaldım.
Eu fiquei em Auschwitz.
Auschwitz'e geri dönelim.
Agora, voltemos a Auschwitz.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]