Ayrılmalıyız translate Portuguese
397 parallel translation
Christine, buradan başımız dik ayrılmalıyız.
Christine, temos que deixar esta casa de cabeça erguida.
- Ayrılmalıyız.
- Temos de nos separar.
Hayır, biz ayrılmalıyız.
Não, não, não... Nós devemos sair
Belki de parayı bölüşüp ayrılmalıyız.
Então dividimos o dinheiro e separamo-nos.
O halde 11'den önce ayrılmalıyız.
Então temos que partir antes das 11 : 00.
Bu gece buradan ayrılmalıyız.
Temos que sair daqui esta noite.
Çok geç olmadan buradan ayrılmalıyız.
Devemos partir, antes que seja tarde demais.
Burada ayrılmalıyız.
Temos que sair daqui.
Ayrılmalıyız.
Temos de nos separar.
Buradan derhal ayrılmalıyız.
Devemos partir imediatamente.
Hemen buradan ayrılmalıyız.
Devemos partir imediatamente.
Belki de ayrılmalıyız.
O melhor será separar-nos.
Otto Schultz mümkün olduğunca çabuk ayrılmalıyız diyor.
Otto Schultz diz que temos que partir o mais cedo possivel.
Bence Venedik'ten gerçekten ayrılmalıyız.
Penso que deves abandonar Veneza.
Buradan ayrılmalıyız, John.
Como posso eu... Temos de ir embora!
Buradan olabildiğince çabuk ayrılmalıyız.
Vamos embora daqui o mais depressa possível.
Koloniden ayrılmalıyız.
Precisamos sair da coelheira! Todos nós!
Şimdi tekrar ayrılmalıyız... birimiz bir yol bulana kadar.
Agora, devemos separar-nos novamente. Até que um de nós encontre o caminho.
- Ayrılmalıyız.
- Temos que nos separar.
Hemen buradan ayrılmalıyız..
Está impossível, lá fora.
Ayrılmalıyız.
Devíamos separar-nos.
Seni buraya kadar takip etmedilerse biraz vaktin var demektir. - Ama ayrılmalıyız.
Se não te seguiram tens tempo, mas temos que nos separar.
Sonra, iki araştırma grubuna ayrılmalıyız.
Depois, dividimo-nos em dois grupos.
Hemen ayrılmalıyız.
Vamos partir agora mesmo.
Yörüngeden şimdi ayrılmalıyız.
Você não pode lutar contra isso.
Yarın ülkeden ayrılmalıyız.
Temos de sair do país amanhã.
Sonra dedi ki, "Yarın ülkeden ayrılmalıyız."
Depois disse : "Temos de sair do país amanhã."
- Bence hemen ayrılmalıyız.
- Penso que nos devemos separar já.
Mümkün olduğunca erken ayrılmalıyız
Temos que partir o mais cedo possível.
Belki paraları kırışıp, hemen ayrılmalıyız.
Devíamos dividi-lo e separarmo-nos já aqui.
New York'tan ayrılmalıyız.
Devíamos sair de Nova Iorque.
Bence yarın onlardan ayrılmalıyız.
Amanhã devíamos deixá-los para trás.
Daima birlikte ayrılmalıyız.
Devíamos sempre acabar as nossas relações juntos.
Bayan O'Brien, buradan hemen ayrılmalıyız.
Sra. O'Brien, temos de partir imediatamente.
Buradan ayrılmalıyız.
Tem razão.
- Ve buradan derhal ayrılmalıyız.
Temos de sair daqui, já!
- Bence burada ayrılmalıyız.
- Acho que devíamos separar-nos aqui.
Acil olarak buradan ayrılmalıyız.
Deveríamos sair daqui imediatamente.
Er ya da geç buradan ayrılmalıyız.
Sabes, não podemos ficar aqui para sempre.
Burdan hemen ayrılmalıyız.
Temos de ir embora.
Hemen ayrılmalıyız.
Nós temos que sair daqui imediatamente.
- Buradan ayrılmalıyız.
- Devíamos ir embora.
- Belki biz de ayrılmalıyız.
- Talvez devêssemos acabar com elas! - É isso que estou a dizr.
Üzgünüm ama ayrılmalıyız.
Lamento, mas temos de acabar.
Korkarım ülkeden ayrılmalıyız.
Temo que precisemos de sair do país.
Kadınla çocuğu her ihtimale karşı tutalım. Buradan çok çabuk ayrılmalıyız.
Em todo caso temos que sair daqui rápidamente.
- Hemen ayrılmalı mıyız?
- Devemos ir embora de vez?
- Belki de ayrılmalıyız.
Quem quiser pode ir.
Herbirimiz ayrı yönlere dağılmalıyız.
Todos nós tomamos uma direcção diferente.
Buradan ayrılıp her yere dağılmalıyız.
Temos de sair daqui, separar-nos, dispersar.
Gemiden ayrılmalıyız!
Oiça.
ayrıldık 55
ayrıldım 20
ayrılmak 17
ayrıl 63
ayrılın 293
ayrılalım 66
ayrıldı 31
ayrılıyorum 61
ayrılma 30
ayrıldılar 19
ayrıldım 20
ayrılmak 17
ayrıl 63
ayrılın 293
ayrılalım 66
ayrıldı 31
ayrılıyorum 61
ayrılma 30
ayrıldılar 19